İsra ve Miraç hadisesi Peygamberimizin hayatındaki önemli dönüm noktalarından biridir
Adıyaman İl Müftüsü Mehmet Taşçı, İsra ve Miraç hadiselerinin Peygamber Efendimizin manevi desteğe ihtiyaç duyduğu bir zaman diliminde gerçekleştiğini, bu nedenle Hazreti Muhammed'in hayatında önemli dönüm noktalarından biri olduğunu söyledi.
Yarın akşamı tüm İslam alemi tarafından idrak edilecek olan Miraç Gecesi'nin en güzel şekilde geçirilmesi gerektiğini belirten Taşçı, o dönemde Peygamber Efendimizin böyle bir yolculuğa belki de şiddetle ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Mübarek üç aylar içerisinde yer alan İsra ve Miraç Gecesi'nin önemine vurgu yapan Taşçı "Allah'ım Recep ve Şaban'ı hakkımızda bereketli ve mübarek kıl ve bizi sağlık ve afiyet içerisinde Ramazan'a kavuştur' diyerek başladığımız üç aylarımızın 20-25 gününü geride bıraktık ve Regaip Kandili'mizi idrak ettik. Cenab-ı Allah, ihya edenlerden eylesin. Önümüzdeki bu fırsat mevsimi içerisinde bir başka fırsat mevsimi, Peygamber Efendimiz'in (Aleyhisselatu Vesselam) hayatında da bir dönüm noktası olan İsra ve Miraç Gecesi'ne Rabbim kavuşmayı ve beraberinde ihya etmeyi nasip etsin. Özellikle bu gecenin İsra bölümü, Kur'an-ı Kerim'de İsra suresinin birinci ayeti celilesinde, Cenab-ı Allah'ın işaret ettiği ve bize tanıttığı bir gecedir. Cenab-ı Allah, ayeti celilede 'Bir gece, kendisine bazı ayetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir.' buyuruyor." dedi.
"Taif'te bir insanın yaşayabileceği en kötü anıları yaşadı"
Peygamber Efendimizin Taif'te son derece sıkıntılı olaylar yaşadığını dile getiren Taşçı "İsra ve Miraç Gecesi, Recep ayının 27'nci gecesinde, Hicret'ten yaklaşık 17-18 ay önce, Peygamber Efendimizin hayatında önemli dönüm noktalarından birisidir. O dönemde Peygamber Efendimizin böyle bir yolculuğa belki de şiddetle ihtiyacı vardı. Zira İslam'ın gelmesiyle beraber Peygamber Efendimiz tebliğini gizli yaptı. Daha sora 'Sana emredileni ilan et ve cahillerden yüz çevir.' buyuran ayeti celile ile beraber Peygamber Efendimiz, bir müddet de tebliğini aleni bir şekilde, her türlü çile ve meşakkate katlanarak devam ettirdi. Hicretten 17-18 ay öncesinde, bin bir ümitlerle gitmiş olduğu Taif'ten tabiri caizse dövülerek, kovularak, sövülerek, üzerine ölmüş hayvanların işkembeleri atılarak döndü. Taif'te bir koruması var ki okuduğumuz zaman hep hüzünleniriz. Bir insanın yaşayacağı en kötü anıları yaşadığı Taif seferi var. O derece kendisine işkence ettiler ki Cenab-ı Allah o yolculuk esnasında Cebrail Aleyhisselam'ı Peygamberimizin yanına göndererek 'Eğer istiyorsan Rabbin bu iki dağı bunların başına geçirecek.' dediği zaman, O rahmet Peygamberi 'Allah'ım kavmimi hidayete erdir, zira onlar bilmiyorlar.' demek suretiyle rahmet ve merhamet dersini orada veriyor. Kendisine karşı yapılan o haksızlıklara karşı bir intikam duygusu yaşamamıştır. Böyle bir olay yaşanmıştır." ifadelerini kullandı.
"Boykot yıllarında sahabeler birçok sıkıntıya maruz kaldı"
Sahabenin İsra ve Miraç Gecesi öncesinde çok sıkıntı yaşadığını belirten Taşçı "Peygamberlik döneminde kendisinin en etkili hamileri hem de destekçisi olan eşi Hazreti Hatice'yi kaybetmiş, aynı dönemde amcası Ebu Talip'i kaybetmiştir. Ardından yine bu döneme denk gelen, Peygamberimiz ve inananlara karşı boykot uygulaması gerçekleşmiştir. Mekkelilerin, Peygamberimiz ve arkadaşlarıyla hiçbir şekilde alışveriş yapmamak, kız alıp vermemek, selam dahi vermeme üzerine ahitleştikleri bir boykot düzenleyip, boykot maddelerini yazıp Kâbe'nin duvarına astılar. Peygamberimizin hayatında yaşamış olduğu en sıkıntılı günlerin olduğu bugünlerden bahseden sahabeden biri, o boykot günlerini anlatırken diyor ki 'Öylesine açlık, öylesine susuzluk ve öylesine zor günler geçirdik ki içimizden birisi bir kenarda hayvan derisini bulduğu zaman onu ısıtıp, kaynatıp, suyunu içeceğimiz için sevinmiştik.' demiştir. Yani Peygamber ve arkadaşlarının boykot yıllarında yaşamış olduğu sıkıntıları anlatır." şeklinde konuştu.
İsra ve Miraç Gecesi'nin Kur'an'da işlendiğine değinen Taşçı "Tüm bunların üzerine Cenab-ı Allah Peygamber Efendimizi (Aleyhisselatu Vesselam) katına almak üzere, ona özel bir seyahat nasip eylemek suretiyle, adeta yeryüzünün tanıyacağı ve bileceği, en güzel olan, yeryüzünün en kıymetlisi olan Peygamber Efendimizi, adeta teselli etmek için Recep ayının 27'nci gecesinde böyle güzel, muhteşem ve eşsiz bir ikramda bulunuyor. Peygamber Efendimiz aleyhisselatu vesselam, gecenin küçük bir kısmında önce Mekke'den Mescid-i Aksa 'ya, oradan da göklere Cenab-ı Allah tarafından yükseltilmek suretiyle, özellikle işin İsra kısmı ayet-i celilelerle, Miraç da Peygamber Efendimizin hadisleriyle sabittir. Peygamberimizin bu yolculukta kendisinden önce gelen peygamberlerle bir araya gelmesi, onlara imamlık yapmak suretiyle onlara namaz kıldırması, ayrıca gökyüzüne çıkarken her bir semada bir peygamberle selamlaşmıştır. Hazreti Ademle, Hazreti İsa'yla, Hazreti Yahya'yla, Hazreti Yusuf'la, Hazreti İdris'le, Hazreti Harun'la, Hazreti Musa aleyhisselatu vesselamlarla tek tek görüşmüş, selamlaşmış ve dualaşmıştır." dedi.
"Cenab-ı Allah Peygamberimize hem cehennemden hem de cennetten manzaralar göstermiştir"
Miraç Gecesi, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'e Allah tarafından birçok şeyin gösterildiğini belirten Taşçı "Ehl-i sünnet alimlerimize göre bu yolculuğu Peygamber Efendimiz hem ruh hem de bedenle yapılmıştır. Peygamberimizin bu yolculuğu esnasında kendisini davet etmiş olduğu hususları Cenab-ı Allah bu gecede peygamberimize özet göstermiştir. Bu yolculuk esnasında Cenab-ı Allah, Peygamber Efendimize cehennemden ve cennetten manzaralar göstermiştir. Peygamberimiz, hayatı boyunca bizleri cennete davet etti. Peygamberimiz, ümmetine cehennemden kurtulma yollarını aramalarını, cehenneme girmelerine sebep olacak şeylerden kaçınmaya davet etmiştir. Allah, Peygamberimize faiz yiyenlerin sonunu, dedikodu yapanların nereye gideceğini, yetim malı yiyenleri nasıl bir akıbetin beklediğini gösteriyor. Bu yolculukların en önemli duraklarından birisi de Mescid-i Aksa'dır. Bizlere Hazreti Ömer'in, Selahaddin-i Eyyubi'nin yadigarıdır. Mescid-i Aksa'mız, Kudüs'ümüz, Mekke, Medine, Beytullah bizim için ve inananlar için en önemli yerlerdir. Kudüs ümmetin haremidir, ümmetin baş tacıdır. Burayı asla unutmamamız gerekiyor. Gerçekten tarih boyunca baktığımız zaman Kudüs, Mescid-i Aksa, inananların ve Müslümanların kontrolünde ve himayesinde olduğu yıllarda, özellikle Osmanlı döneminde en huzurlu dönemlerini yaşamış ve bugün orası işgal altındadır. Müslümanların Kudüs hakkında duyarlı olmaları gerekir." ifadelerini kullandı.
Peygamber Efendimizin Miraç Gecesi uğradığı mekanlardan biri olan Kudüs hakkında da bilgi veren Taşçı "Peygamber Efendimizin söylediği bir hadis vardır. Bu hadis 'Mescid-i Aksa 'ya gidin ve orada namaz kılın eğer imkân bulup da Mescid-i Aksa 'ya gidemiyorsanız o zaman oraya oranın kandillerini aydınlatacak yağ gönderin.' diye buyurur. Burada Peygamber Efendimiz, bize bir vazife vermiş oluyor. Yani Kudüs'ten ve Mescid-i Aksa'dan, İslam'ın nurunun sönmemesi için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapın demek istiyor ve bize böyle bir vazife veriyor. Bugün tüm ümmetin başta gelen vazifelerinden birisi, cennet mekân Abdülhamid Han gibi Mescid-i Aksa'da İslam'ın nurunun sönmemesi için oranın hep Müslümanların olarak kalması için elimizden geleni ardımıza koymamamız gerektiğini Peygamber Efendimiz aleyhisselatu vesselam bu hadisinde buyuruyor." şeklinde konuştu.
"Bu gecenin bizlere hediyeleri var"
Miraç'ta Müslümanlara hediye edilen ikramlar hakkında bilgi veren Taşçı "Bu gecenin bizlere hediyeleri var. Onlardan bir tanesi, memleketimizin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bütün camilerimizde yatsı namazını kıldıktan sonra okuduğumuz Bakara suresinin son iki ayeti, cemaatin amenerrasulu diye bildiği hediyeyi Kuraniye, olarak bilinir. Aynı şekilde günde 5 vakit olarak kıldığımız ve bütün Müslümanlara farz olan, 7 yaşında başlayıp artık hiç terk etmememiz gereken ve dinimizin temellerinin birincisi olan namaz ibadeti bu gece indirilmiş, bu gecenin bir hediye ve hatırasıdır. Yine bu gece şirke bulaşmayanların, büyük günah işlemeyenlerin inşallah tövbe istiğfar edip kendilerine geldikleri zaman cennete gireceklerinin müjdesidir. Bu gecede, Peygamber Efendimize bir müjde olarak sunulmuştur." dedi.
"Bu gecenin derslerinden ve ibretlerinden biri Hazreti Ebubekir'dir"
Hazreti Ebubekir'in sadakati hakkında değerlendirmelerde bulunan Taşçı "İsra ve Miraç hiçbir beşere nasip olmayacak mazhariyettir. Gecenin çok kısa bir vaktinde gerçekleşmiş, hatta Peygamberimiz geri döndüğünde yatağının sıcaklığı daha kaybolmamıştır. İnsan aklının almayacağı bir mucizedir. O dönemde bu olaya herkesin inanması mümkün değildir. Müşrikler, Peygamberimizle (Aleyhisselatu Vesselam) bu konudada alay etmek istiyorlar ve inanmıyorlar. Allah Resulü diyor ki 'Onlarla böyle cebelleşirken onlar benim oraya gitmiş olmama inanmama halindelerken Allah gözümün önünden perdeyi kaldırdı. Onlar bana soruyorlar ben onlara Mescid-i Aksa'yı anlatıyorum.' diye bildiriyor. Bu konuda müşrikler Hazreti Ebubekir'e giderler ve derler ki 'Ya Ebubekir sen Muhammed'in en yakın dostusun, seninki bir şeyler söylüyor, gecenin bir vaktinde Mekke'den Kudüs'e oradan da göklere çıkmış, şimdi de böyle demeye başladı.' Müşrikler alay edince Hazreti Ebubekir dedi ki 'Muhammed bunları dediyse doğrudur.' Hiçbir tereddüt, hiçbir şüpheye mahal bırakmadan cevap veriyor. Zira biz her gün onun semalardan getirmiş olduğunu tasdik ediyoruz. O günden itibaren Hazreti Ebubekir, Es-Sıddık oluyor." şeklinde konuştu.
"Müslümanlar için dualar etmemiz gerekir"
Miraç Gecesi'ni en güzel şekilde idrak edip Müslümanlara dua edilmesi hususunda hatırlatmada bulunan Taşçı "Bizlerin de bu gecenin kadri kıymetini bilmemiz, içine düşmüş olduğumuz kötülüklerden, isyanlardan, küfürlerden kurtulmamız gerekir. Onlardan iyiliklere, güzelliklere, ihlasa ve takvaya, erdeme uruc etmenin derslerini çıkarmamız gerekir. Kardeşlerimden özellikle bu geceyi en güzel bir şekilde ihya etmeleri, varsa kaza namazlarını kılmaları, mutlaka Kur'an-ı Kerim okumaları, zikir ve tesbihat yapmaları ve hepsinden önemlisi bütün Müslümanlar için dualar etmemiz gerekir. Şu içinden geçmiş olduğumuz zor sürecin ve bu salgının üzerimizden defolması için Cenab-ı Allah'a sabahlara kadar yalvarıp dua ederek idrak edelim." ifadelerini kullandı.
"Allah bizlere burada Peygamberimizin şahsında tevazunun zirvesini öğretiyor"
Yüce Allah'ın İsra ve Miraç ile kullarına nasıl davranmaları gerektiğini öğrettiğini belirten Taşçı, şöyle devam etti:
"Allah'ın verdiği derslerden birisi; Peygamberlik mertebesine ulaşmış, bununla da kalmamış Mekke'den Mescid-i Aksa'ya oradan da göklere ve kendi huzuruna kadar çıkma mazhariyetine erişmiş ama Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim'de bahsederken kul diye belirtiyor. Allah bizlere burada Peygamberimizin şahsından tevazunun zirvesini öğretiyor. Sen bir gece şehirler arası seyahat edeceksin, Allah'ın huzuruna kadar varacaksın ama Allah ne diyor; köle yani kul diyor. Günümüzde en basit bir makama ya da bir dünyalık eline geçtiği zaman neredeyse yürürken yeri yararcasına ve tekebbürü bedeninden dışarıya kadar belli olan, yürüyüşü değişen 'Küçük dağları ben yarattım.' edasıyla gezen insanları görünce insan şaşırıyor. Böyle bir mazhariyete eren hem de Peygamber olan bir insan için bunları söylüyor ve kul diyor. Bu, bize büyük bir derstir. Ne kadar yükselirsen yüksel, ne kadar zengin olursan ol, imkanların ne kadar olursa olsun, sonunda kulsun, bu gecenin bize kazandıracağı en ibretli derslerden birisi budur. Ben şu anda beni dinleyen bütün Müslümanların İsra ve Miraç kandillerini kutluyorum, rabbimize ve rabbimizin rızasına, sevgisine ve muhabbetine uruc olmasını canı gönülden rabbimden dua ediyorum. Allah'a emanet ediyorum." (İLKHA)