Roboski raporuyla katliamının failleri aklanmıştır
Gündemi değerlendiren HÜDA PAR, Roboski raporundan, genel affa; Anne Sütü Bankası`ndan araçlara çip takılmasına kadar önemli açıklamalarda bulundu. Uludere Alt Komisyonu`nda kabul edilen Roboski raporunun eleştirildiği değerlendirmede, raporla Roboski katliamının faillerinin akladığı vurgulandı.
ANKARA - HÜDA-PAR Türkiye`de yaşanan son gelişmeleri yaptığı basın açıklamasıyla değerlendirdi. Roboski raporundan, genel affa; Anne Sütü Bankası`ndan, araçlara çip takılmasına kadar önemli değerlendirmelere yer verilen açıklamada, dünyadaki gelişmelere de yer verildi.
Roboski raporuyla katliamının faillerini aklamıştır
Roboski`de 34 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili taslak rapor, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu`nda kabul edildiği hatırlatılan açıklamada, Olayın üzerinden iki sene gibi uzun bir süre geçmesine rağmen ancak tamamlanan raporda, Heron görüntülerini kimin değerlendirdiği ve vur emrini kimin verdiği gibi en önemli soruların cevabı yer almamaktadır" denildi.
Roboski`de 34 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili taslak rapor, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu`nda kabul edildiği hatırlatılan açıklamada, Olayın üzerinden iki sene gibi uzun bir süre geçmesine rağmen ancak tamamlanan raporda, Heron görüntülerini kimin değerlendirdiği ve vur emrini kimin verdiği gibi en önemli soruların cevabı yer almamaktadır" denildi.
AK Parti`nin bu raporla Roboski katliamının faillerini akladığı belirtilen değerlendimede şu görüşlere yer verildi: "Hükümet, devlet adına katliam yapanları aklamıştır. Olayda kasıt olmasa bile sorumluların mutlaka hukukun önüne çıkarılıp cezalandırılmaları beklenirken, kamuoyunun gözünün içine baka baka faillerin aklanması toplumsal vicdanı derinden yaralamıştır. Bu masumların katillerinin korunması gayretullaha dokunacak bir hadisedir. Bu bakımdan hükümeti acilen bu konuda somut adım atmaya, failleri ortaya çıkaracak gerçek ve etkin bir soruşturmayı başlatmaya davet ediyoruz.
Toplumsal barış için siyasi mahkûmlara af şarttır
"Bir insanı öldüreni af etme yetkisini ben kendimde bulmam. Devletin böyle bir yetkisi yok." diyerek genel affa karşı olduğunu bir daha vurgulayan Sayın Başbakan`ın bu açıklamaları, toplumsal barışa ve huzura doğru bir adım olarak görülen sürecin amacına uygun düşmemektedir. Devlet yıllarca hakkı olmadığı halde vatandaşlar arasındaki hukukta taraf gibi müdahale ederek vatandaşlarının hukukunu çiğnemiş, genel af çıkarmıştır.
"Bir insanı öldüreni af etme yetkisini ben kendimde bulmam. Devletin böyle bir yetkisi yok." diyerek genel affa karşı olduğunu bir daha vurgulayan Sayın Başbakan`ın bu açıklamaları, toplumsal barışa ve huzura doğru bir adım olarak görülen sürecin amacına uygun düşmemektedir. Devlet yıllarca hakkı olmadığı halde vatandaşlar arasındaki hukukta taraf gibi müdahale ederek vatandaşlarının hukukunu çiğnemiş, genel af çıkarmıştır.
Her ne kadar şeffaf olmasa da yürütülen süreç nedeniyle toplumsal barış ve huzurun sağlanmasının somut bir adımı olarak siyasi mahkûmların serbest bırakılmasını sağlayacak bir düzenlemenin yapılması şarttır. Toplumsal barıştan söz edilecekse siyasi mahkûmlara yönelik bir düzenleme yapılmalıdır.
"Anne Sütü Bankası` projesi iptal edilmeli
``Anne Sütü Bankası`` projesinin geciktirilmesi olumlu bir gelişmedir ama en doğru olanı ise bu projenin iptal edilmesidir. Daha önce de açıkladığımız gibi halkının yüzde 99`u Müslüman olan ülkemizde nesebin kirlenmesi ve kardeşin kardeşle evliliği gibi ciddi facialara yol açabilecek bir projeden kesinlikle vazgeçilmelidir. Halkın inançlarına taban tabana aykırı düzenlemelerin yapılmasına şiddetle karşıyız.
``Anne Sütü Bankası`` projesinin geciktirilmesi olumlu bir gelişmedir ama en doğru olanı ise bu projenin iptal edilmesidir. Daha önce de açıkladığımız gibi halkının yüzde 99`u Müslüman olan ülkemizde nesebin kirlenmesi ve kardeşin kardeşle evliliği gibi ciddi facialara yol açabilecek bir projeden kesinlikle vazgeçilmelidir. Halkın inançlarına taban tabana aykırı düzenlemelerin yapılmasına şiddetle karşıyız.
Camilerle ilgili düzenlemeler gecikmiş ama olumlu adımlardır
Diyanet İşleri Başkanlığı`nın, camilerin öğle namazından yatsı namazına kadar açık tutulması yönündeki adımını olumlu bir gelişme olarak değerlendirmekteyiz. HÜDA PAR olarak, camilerin asli fonksiyonlarına kavuşması yönünde gecikmiş ama olumlu bir gelişme olarak görmekteyiz.
Diyanet İşleri Başkanlığı`nın, camilerin öğle namazından yatsı namazına kadar açık tutulması yönündeki adımını olumlu bir gelişme olarak değerlendirmekteyiz. HÜDA PAR olarak, camilerin asli fonksiyonlarına kavuşması yönünde gecikmiş ama olumlu bir gelişme olarak görmekteyiz.
İstanbul Müftülüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı, İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve bir kaç birliğin; Sultanahmet Camisi`ne belli bir düzen getirebilmek amacıyla hazırladıkları ortak projede, camiyi ziyaret eden turistlerin uygun kıyafetle camiye girme konusundaki çalışmalarını yerinde buluyoruz. Bu uygulama sadece bir camiyle sınırlı kalmamalıdır. Dileğimiz bu uygulamanın yaygınlaşmasıdır.
Okullarda ibadet mekânının açılması inanç ve ibadet hürriyetinin gereğidir
Okullarda öğretmen ve öğrencilere ibadet edebilecekleri mescit yeri gösterilmesi için Afyonkarahisar Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi Başkanlığı`nın 1977 yılında valiliklere gönderdiği "İbadet etmek isteyen öğrenciler hk." konulu genelgenin uygulanmasını istedi.
Okullarda öğretmen ve öğrencilere ibadet edebilecekleri mescit yeri gösterilmesi için Afyonkarahisar Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi Başkanlığı`nın 1977 yılında valiliklere gönderdiği "İbadet etmek isteyen öğrenciler hk." konulu genelgenin uygulanmasını istedi.
Kamu kurum ve kuruluşlarında ve çalışılan tüm iş mekânlarında ibadet mekânının açılması inanç ve ibadet hürriyetinin bir gereğidir. Öğretmen ve öğrencilerin taleplerini dikkate alan Afyonkarahisar Valiliği`nin bu adımını takdir ile karşılıyoruz.
Çocukların dini inancı ve başörtüsü
Üniversitelerde "ikna Odaları"nın mimarı olan CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter`in Meclis kürsüsünde söylediği "Siyasi projenizin simgesi olan türbanı yasalara aykırı olarak bütün okullara soktunuz... Anaokullarındaki 3 yaşındaki çocukların başlarını bağlattınız..." sözleri, haddi aşan açıklamalardır.
Üniversitelerde "ikna Odaları"nın mimarı olan CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter`in Meclis kürsüsünde söylediği "Siyasi projenizin simgesi olan türbanı yasalara aykırı olarak bütün okullara soktunuz... Anaokullarındaki 3 yaşındaki çocukların başlarını bağlattınız..." sözleri, haddi aşan açıklamalardır.
Çocuklarının kendi inançları doğrultusunda eğitim almasını istemek ebeveynlerin en temel haklarındandır. Anne ve babaların bu tercihine Nur Serter de dâhil olmak üzere herkes saygı göstermelidir.
"Araçlara çip takılması yeni bir fişlemedir"
Yapılması düşünülen bir düzenlemeye göre araçların plakasına çip takılacak ve bu sistemle seyreden tüm araçların hareketleri adım adım izlenecektir. Güvenlik maksatlı yapıldığı iddia edilse de bu uygulama yeni bir fişleme modelidir. Suç ve suçluyla mücadeledeki acziyet ve başarısızlık, devlete; vatandaşlarını tecessüs etme ve seyahat hürriyetini ihlal etme hakkını vermez. Kamuoyunu bu konuda duyarlı davranmaya davet ediyoruz.
Yapılması düşünülen bir düzenlemeye göre araçların plakasına çip takılacak ve bu sistemle seyreden tüm araçların hareketleri adım adım izlenecektir. Güvenlik maksatlı yapıldığı iddia edilse de bu uygulama yeni bir fişleme modelidir. Suç ve suçluyla mücadeledeki acziyet ve başarısızlık, devlete; vatandaşlarını tecessüs etme ve seyahat hürriyetini ihlal etme hakkını vermez. Kamuoyunu bu konuda duyarlı davranmaya davet ediyoruz.
"Dünya barışının önündeki en büyük engelin İsrail"
Hafta içerisinde İsrail`in başlattığı bir uygulamayla bazı otobüs hatlarında Filistinlilerin İsraillilerle aynı otobüsleri kullanması yasaklandı. Ayrımcılık ve ırkçılık olan bu uygulamayı lanetliyoruz. Bu olay dünya barışının önündeki en büyük engelin İsrail olduğunu dünya kamuoyuna bir kez daha göstermiştir.
Hafta içerisinde İsrail`in başlattığı bir uygulamayla bazı otobüs hatlarında Filistinlilerin İsraillilerle aynı otobüsleri kullanması yasaklandı. Ayrımcılık ve ırkçılık olan bu uygulamayı lanetliyoruz. Bu olay dünya barışının önündeki en büyük engelin İsrail olduğunu dünya kamuoyuna bir kez daha göstermiştir.
Bir grup saldırgan Yahudinin Sokak ortasında hamile bir Müslüman kadına saldırarak başörtüsünü başından çıkarması ve bu arbede sonucunda düşük yapıp bebeğini kaybetmesi, bir İsrail polisinin Mescid-i Aksa`nın avlusunda Kur`an okuyan öğrencilere müdahalesi ve Kur`an-ı Kerim`i tekmelemesi ve yine Mescid-i Aksa içerisinde İsrail polisinin bir kız öğrencinin başörtüsünü zorla çıkarması üzerine Mescidi Aksa`ya son günlerde artan saldırıları protesto eden 20 Müslüman`ı yaralaması kabul edilemez gelişmelerdir.
Ne yazık ki İslam âlemi ve BM, İsrail`in saldırılarını kanıksamış durumdadır. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden "Obama yönetimi, İsrail devletini yıkma çabalarına karşı siper olmayı sürdürecektir. Bu bir tartışma konusu değildir. Bunu bizim önümüze getirmesinler" diyerek Amerika`nın duruşunu itiraf etmiştir.
Kur`an`a, Aksa`ya, başörtüsüne ve İslam`ın kutsallarına saldırılar ve işgal yönetiminin sürdürdüğü Yahudileştirme projeleriyle Mescid-i Aksa`nın çevresinde inşaatlara hız vermesi 3. İntifada`yı başlatacak gelişmelerdir. Yaşanan gelişmeler İsrail`in Filistin halkıyla değil İslam ile savaştığını bariz bir şekilde göstermektedir. İslam âlemini İsrail`e tepki vermeye ve yaşanan saldırıları protesto etmeye davet ediyoruz.
Suriye`de kazanan sadece emperyalistler oluyor
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry`nin, "Barışı sağlamak veya Esed`e baskıyı artırmak için ABD, dostlarıyla beraber muhalefeti güçlendirmeye devam edecektir. Suriye muhalefeti içindeki `ılımlıların` silaha erişmelerini fiilen sağlamalıyız" demesi malumun ilanı olmuştur. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague da, Suriyeli muhaliflerin rahat hareket edebilmeleri ve kendilerini koruyabilmeleri için zırhlı araç ile çelik yelek yardımı yapacaklarını duyurdu. Amerika ve Batı, İslam coğrafyasında kaos oluşturup iç çatışmalar çıkararak sömürüsünü sürdürmek istemektedir.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry`nin, "Barışı sağlamak veya Esed`e baskıyı artırmak için ABD, dostlarıyla beraber muhalefeti güçlendirmeye devam edecektir. Suriye muhalefeti içindeki `ılımlıların` silaha erişmelerini fiilen sağlamalıyız" demesi malumun ilanı olmuştur. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague da, Suriyeli muhaliflerin rahat hareket edebilmeleri ve kendilerini koruyabilmeleri için zırhlı araç ile çelik yelek yardımı yapacaklarını duyurdu. Amerika ve Batı, İslam coğrafyasında kaos oluşturup iç çatışmalar çıkararak sömürüsünü sürdürmek istemektedir.
Bu arada BM, Suriyeli mültecilerin sayısının 1 milyona ulaştığını duyurdu. Muhalifler silahlandırıldıkça çatışmalar ve mülteci sayısı artmaya devam edecektir. Kazanan ise sadece emperyalistler olacaktır.
Guantanamo ve Afganistan
Amerika`nın hukuk tanımazlığının sınır ötesi sembolü olan Guantanamo`da Kur`an`a saygısızlığı ve kötü muameleyi protesto eden ve üç haftadır açlık grevi yapan Müslüman esirlerin sağlık durumlarının kötüleşmesini endişe ile takip ediyoruz.
Amerika`nın hukuk tanımazlığının sınır ötesi sembolü olan Guantanamo`da Kur`an`a saygısızlığı ve kötü muameleyi protesto eden ve üç haftadır açlık grevi yapan Müslüman esirlerin sağlık durumlarının kötüleşmesini endişe ile takip ediyoruz.
Afganistan`da ise NATO güçleri bir kez daha sivilleri öldürdü ve özür diledi. Uruzgan vilayetinin Şahid-i Hasas bölgesinde çobanlık yapan iki çocuk helikopterden açılan ateşle katledildi. Sorgusuz sualsiz bir şekilde gelişigüzel ateş açan NATO askerleri bugüne kadar bu şekilde yaklaşık 5 bin Müslüman`ı katletti. Bu saldırılar sonrasında Roboski katliamında olduğu gibi hiçbir sorumlu cezalandırılmadı."
(İLKHA)