• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Dünya genelinde gıdaların yüzde 17’si israf oluyor! “YİYİNİZ İÇİNİZ İSRAF ETMEYİNİZ”
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ABUZER ATASOY- DOĞRUHABER
2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu'na göre Türkiye'de her yıl kişi başına 93 kilogram yiyecek çöpe atılıyor. Türkiye dünya genelinde en fazla gıdanın israf edildiği ülkeler arasında yer alıyor. Rapora göre dünya genelinde her yıl toplam 931 milyon ton gıda israf ediliyor. Bu, küresel çapta perakende satış noktaları, evler ve restoranlarda tüketime hazır gıdanın yüzde 17'sinin doğrudan çöpe gitmesi anlamına geliyor.

'23 MİLYON KAMYON DOLUSU GIDA İSRAF EDİLİYOR'
Birleşmiş Milletler'in sürdürülebilirlik çalışmaları yapan Wrap adlı sivil toplum kuruluşuyla gerçekleştirdiği araştırmaya göre dünya genelinde israf edilen gıdanın toplamı 40 tonluk 23 milyon kamyon dolusu yiyeceğe karşılık geliyor. Uzmanlar, "Bu kadar kamyonun uzunluğu dünyanın çevresinin yedi katı" diyor. Daha önce gıda israfının daha çok zengin ülkelere özgü bir sorun olduğu düşünülüyordu. Fakat araştırma, gelir gruplarından bağımsız olarak her ülkede önemli miktarda gıdanın israf edildiğine işaret ediyor.

DAHA ÖNCEKİ TAHMİNİN İKİ KATINDAN FAZLA
Raporda gıda israfının Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) daha önceki tahmininin iki katından fazla olduğu belirtiliyor. Araştırmada Türkiye dahil pek çok ülkeye ait veriler tahmine dayanıyor. Bu durum, az sayıda ülkenin bu alanda verileri olmasından kaynaklanıyor. Örneğin verilerin yetersiz olması nedeniyle bu israfın ne kadarının istemli ne kadarının istemsiz yapıldığı bilinmiyor. Gıdaların yenilebilir ve yenilemeyen (kemik ve kabuk gibi) kısımlarıyla ilgili veriler sadece yüksek gelir grubundaki ülkelerde mevcut.

2019'DA 690 MİLYON İNSAN AÇLIKTAN ETKİLENDİ
BM Çevre Programı'ndan Martina Otto, BBC'ye düşük gelir grubundaki ülkelerin daha az yenilebilir gıda israf ettiğini tahmin ettiklerini söylüyor. Otto, "Ancak sonuçta dünya bu gıdaların üretimi için kullanılan kaynakların tümünü çöpe atıyor" dedi. Programın Başkanı Inger Andersen, bu yıl sonlarında yapılacak iklim ve biyoçeşitlilik zirvelerinden önce tüm ülkeleri israfla mücadele konusunda çaba harcamaya çağırdı. Andersen, "İklim değişikliği, doğa ve biyoçeşitlilik kaybı, kirlilik ve israfla mücadelede ciddi olduğumuzu göstermek için dünya genelinde tüm işletmeler, hükümetler ve vatandaşların gıda israfı konusunda üzerine düşeni yapması gerekiyor. BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gıda israfının 2030'a kadar yarı yarıya azaltılmasını öngörüyor. Wrap'ten Richard Swannell "Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 8-10'u, israf edilen gıdalardan kaynaklanıyor. Yani gıda israfını bir ülke gibi düşünürsek, gıda israfı atmosfere en fazla sera gazı salan üçüncü ülke olacaktı" dedi. 2019'da açlıktan 690 milyon kişinin etkilendiği tahmin ediliyordu. Covid-19 pandemisiyle bu sayının daha da artması bekleniyor.

İSRAF EDİLEN 1,3 MİLYAR TON GIDA 821 MİLYON AÇ İNSANI DOYURABİLİR
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül, Türkiye milli gelirinin yaklaşık yüzde 15’inin israf edildiğini belirterek, yıllık 500 milyar liraya yakın bir israfın söz konusu olduğunu söyledi. Türkiye’de gıda israfı ile ilgili çok ciddi bir kriz yaşadığını vurgulayan Akgül, "Serpme kahvaltı diye bir kültür gelişti. Ben buna görgüsüzlük kültürü diyorum. Sadece görüntüsü güzel olsun diye masalara hiç dokunulmadan kaldırılacak ve sonrasında çöpe atılacak yiyecekler getiriliyor.

SERPME KAHVALTIDAN DOLAYI 100 MİLYAR LİRA CİVARINDA BİR İSRAF OLUYOR
Sadece serpme kahvaltı kültüründen dolayı 100 milyar lira civarında bir israfa sebep olunuyor. Toplam gıda israfı ise 214 milyar liraya tekabül ediyor. Gereksiz, amaçsız, yararsız yere iş, işlem, harcama yapmamamız lazım. Bugün evlerimizde kullandığımız doğal gaz, elektrik ile ilgili masraflarımızı yüzde 35 azaltabiliriz. Lüzumsuz bir biçimde faturalarımızın yüksek gelmesine sebep oluyoruz." diye konuştu.

"ÇOCUKLARIN TASARRUF KÜLTÜRÜ NOKTASINDA EĞİTİLMESİ GEREKİYOR"
Tüm vatandaşların okula giden çocuklarını tasarruf kültürü noktasında eğitmesi gerektiğini ifade eden Akgül, şunları kaydetti: "Çocuğumuza 'Eğer elektrik faturasını düşürürsek aradaki farkı sana harçlık vereceğim' diyebiliriz. Çocuklarımız, bu davranış değişikliğini kazanca dönüştürebileceklerini yaşayarak öğrenmeli. İsraftan kaçınma ve tasarruflu yaşama, bir yaşam tarzı haline getirilmeli. Bu yaşam tarzı ise ancak eğitimle inşa edilebilir. Çocuklarımızı evde, okulda ve etki altında oldukları her yerde bu bilinçle yetiştirmemiz gerekiyor. Çocuklarımız evlerimizde enerji tasarrufu müfettişi olsunlar. Aileden başlayarak tasarruf kültürünü öğrenemezsek israfın asla önüne geçemeyiz." Türkiye'nin 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmasına rağmen su fakiri bir ülke olduğunu hatırlatan Akgül, "Suyu kullanırken çok dikkatli davranmamız gerekiyor. Yer altı suları giderek azalıyor. Kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları israfa karşı savaş açmak zorunda. Kaynaklar yetersiz değil, kaynakların yönetiminde tüm dünya genelinde bir sorun var. Dünya genelinde bugünkü 1,3 milyar tonluk israfın 2030 yılına kadar 2,1 milyar tona yükseleceği öngörülüyor. Bu dünyanın çok kötü idare edildiğinin bariz bir göstergesidir." şeklinde konuştu.

"BÜYÜK BİR TÜKETİM ÇILGINLIĞI SÖZ KONUSU"
Akgül, sistemin insanları israfa teşvik ettiğini aktararak şu değerlendirmelerde bulundu: "Dünyada gıda israfının büyüklüğü yaklaşık 1,3 milyar ton. Dünyada 821 milyon insan ise açlık sınırında yaşıyor. 1,3 milyar ton israf edilen gıda, 821 milyon insanı 3 defa doyurabilir. Dünya çok büyük çelişkiler yaşıyor. Bir tarafta israf var bir tarafta ise açlık var. İsrafın en büyük olduğu yerlerin zengin ülkeler olduğunu görüyoruz. Sadece Avrupa ve ABD’de yapılan israf ile yaşayan tüm aç insanlar doyabilir. Sadece büyüklere yönelik değil çocuklara yönelik de büyük reklam ve pazarlama stratejileri kurgulanıyor. Bunlar ayrıca geleceğimizi de ipotek altına almak istiyorlar. Bugün geldiğimiz noktada e-ticaret siteleri vasıtasıyla büyük bir tüketim çılgınlığı söz konusu. İnsanlar ihtiyacı olmayan ürünleri dahi alıp evlerinde depolamayı tercih ediyorlar. E-ticaret israfın artmasına etki edebilecek bir alan maalesef. Bireysel tasarruf kültürünü geliştirip bunu bir hayat tarzı haline getirebilirsek pazarlama stratejilerine karşı durabiliriz. Cimri olalım demiyorum, sadece empati yapıp tasarrufu içselleştirerek yaşadığımız evrene değer verelim."

Bu haberler de ilginizi çekebilir