İstanbul'da deprem olursa...
TBMM Depreme Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu'nda söz alan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İstanbul'da olası bir depremde 200 bin binanın orta ve ağır hasar almasının beklendiğini, bunun da 3 milyon insanı etkileyebileceğini söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Depreme Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Esenler Belediyesi ile Avcılar Belediyesinin depremle mücadele çerçevesinde yürüttüğü çalışmalarını, projelerini ve önerilerini dinledi.
Komisyon AK Parti Sakarya Milletvekili Recep Uncuoğlu başkanlığında toplandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, toplantıda söz alarak, İstanbul'da olası bir depremde 200 bin binanın orta ve ağır hasar almasının beklendiğini, bunun da 3 milyon insanı etkileyebileceğini söyledi.
Hızlı tarama sistemiyle Avcılar bölgesinde yapılan çalışmalarda daha önce tespit edilen riskli bina sayısının 4 katına çıktığını gördüklerini belirten Polat, bu sayının Silivri bölgesinde de 2 katına çıktığını ifade etti.
"İKİ KATINA ÇIKACAK"
Polat, "İstanbul genelinde yapacağımız inceleme çalışmalarında bugüne kadar bilinen, hasar görecek bina sayısının en iyimser rakamla iki katına çıkacağını öngörüyoruz. 2000 yılı öncesinde İstanbul'da yapılmış yapı stoku da 790 bin olarak görülüyor" diye konuştu.
48 BİN BİNANIN AĞIR HASAR ALMASI BEKLENİYOR
İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Tayfun Kahraman, İstanbul'da 1,16 milyon binanın bulunduğunu, İstanbul'daki binaların beşte birinin olası depremde kullanılamaz hale geleceğini, bir kısmının göçme riskiyle karşı karşıya olduğunu aktardı.
Olası 7,5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosuna göre 48 bin binanın ağır hasar almasının beklendiğini, göçme riskinin de bu binalarda olmasının öngörüldüğünü dile getiren Kahraman, içme suyu, atık su, doğal gaz noktalarında da olası büyük bir depremde hasarlar beklediklerini anlattı.
"120 MİLYAR LİRALIK EKONOMİK KAYIP"
Kahraman, "Tahmin çalışmasına göre 120 milyar liralık ekonomik kayıp, depremin etkisiyle birlikte oluşacak. Daha sonra yaratacağı etkiyle birlikte bunun büyüklüğünün elbette çok daha fazla olması bekleniyor. Çünkü Türkiye ekonomisinin büyük oranda etkileneceği bir deprem olacak. İstanbul'da umarız ki böyle bir durumla karşılaşmayız" ifadesini kullandı.
İBB olarak deprem odaklı çalışmalarını, "deprem seferberliği" başlığı altında topladıklarına işaret eden Kahraman, afet odaklı kentsel dönüşüm çalışmalarını, göçme riski olan binaları tespit ederek can kayıplarını azaltmak üzere bu binalara öncelikli olarak müdahale etmek yönünde sürdürdüklerini belirtti.
"İZMİR'DEKİ DEPREM BİZE TSUNAMİYİ HATIRLATTI"
Mevcut altyapı ve ulaşım ağının afetlere dayanıklı hale getirilmesi kapsamında da çalışmalar yapıldığına değinen Kahraman, "İstanbul'da kara yollarının, köprü ve viyadüklerin afetlere karşı hazır hale getirilmesi gerekiyor. İstanbul'da içme suyu, kullanma suyu gibi rezervlerin tespit edilmesi, bunların afet sonrasında nasıl dağıtılacağına ilişkin yol haritalarının hazırlanması gerekiyor. Şu an İstanbul'da yer altı sularının haritasını çıkardık, bu yer altı sularını geçici barınma alanlarıyla ilişkilendirilecek bir sistem kurguluyoruz. Sismik ve yer bilimleri çalışmalarıyla İstanbul'da deprem, heyelan, tsunami gibi tespitler yapılıyor. Tsunami bugüne kadar Türkiye'de bir gerçeklik değildi ama İzmir'deki son deprem bize tsunamiyi hatırlattı. Şimdi bunun tespitleri de yapılıyor" şeklinde konuştu.
500 METRE ARAYLA TOPLANMA VE GEÇİCİ BARINMA ALANI
Toplanma ve geçici barınma alanlarına ilişkin bilgi veren Kahraman, "Arazi kullanım türünden yol genişliğine, nüfus kapasitesine kadar burada yer seçim kriterleri belirlendi. Asıl amacımız her İstanbullunun ulaşabileceği en uzak mesafenin 500 metre olabileceği şeklinde bir kurgu, bir haritalandırma çalışması yapıldı. Buna göre 32 milyon metrekare büyüklüğünde, 21 milyon kişi kapasiteli 859 adet toplanma alanı, 1017 açık ve 2 bin 662 kapalı olmak üzere geçici barınma alanları belirlendi" ifadesine yer verdi.
Kahraman, afet odaklı çalışmalar kapsamında planlanan çalışmaları aktararak, mevzuat açısından duydukları ihtiyaçları da dile getirdi.
"ESENLER'DE ORTALAMA BİNA YAŞI 33"
Esenler Belediyesi Kentsel Dönüşüm Müdürü İbrahim Aslan, ilçenin mevcut yapı durumu, risklerin tanımı, risklerin azaltılması için yapılacak çalışmalar, karşılaşılan sorunlar ve bunlara karşı çözüm önerileri başlıklarında sunum yaptı.
Esenler’in yapı stokunun büyük kısmının 1970 ve 1980’li yıllarda kırsaldan kentlere yaşanan göç sonucunda, mühendislik hizmetlerinden yoksun ve plansız biçimde oluştuğuna dikkati çeken Aslan, ilçedeki ortalama bina yaşının da 33 olduğunu söyledi. Aslan, ilçedeki yapı durumuna ilişkin şunları anlattı:
"Meri imar planına göre fazla katlar ve inşaat alanları bulunmaktadır. Yapı stokunun büyük bir kısmı hatalı kolon kiriş bağlantıları, yetersiz demir kullanımı, kolon ve kiriş kesilmesi gibi nedenlerden dolayı deprem karşısında yüksek risk taşımaktadır. Meri imar planında donatı alanında kalan ve yerinde dönüşümü mümkün olmayan 16 bin 846 bağımsız birim, 1999 yılı öncesi yapılan ve yapı ömrünü tamamlayan 24 bin 444 bağımsız birim olmak üzere toplam 41 bin 290 bağımsız birim acilen dönüşmesi gerekmektedir."
"FİNANSMAN SORUNLARI YAŞANIYOR"
Aslan, ilçede sosyo-ekonomik yapıdan kaynaklanan risklere değinerek, "Esenler’de ikamet eden vatandaşlarımızın mevcut ekonomik gelir durumu nedeniyle, kentsel dönüşüm hususunda finansman sorunları yaşanmaktadır. Aile yapısı ve hane halkı büyüklüğü nedeniyle konut tercihleri ve taleplerini karşılamak mevcut inşaat haklarıyla imkansız hale gelmektedir" dedi.
Kentsel dönüşüm karşısında yaşanan finansman sorununu dile getiren Aslan, "Yerel yönetimlere proje bazında fizibilite raporlarının onaylanması şartıyla 5 yıl geri ödemesiz kredi imkanı getirilmeli. Düşük gelirli olduğu kaymakamlıkça tespit edilen hak sahiplerine yönelik faizsiz ve düşük faizli kredi imkanı verilmeli. Dönüşüm kredisini hiç ödeme imkanı bulunmayan ve kaymakamlıkça tespiti yapılan hak sahiplerine ait hisselerin yapım maliyetinin hazine tarafından karşılanarak, hak sahibine ömür boyu kullanım hakkı verilmesi ve vefatından sonra varislerine konutu satın almada öncelik hakkı verilmesi gerekir" önerilerinde bulundu.