Altun: "Müttefiklerimizden güçlü bir dayanışma bekliyoruz"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, NATO’ya, "Ülkemizin maruz kaldığı saldırılar karşısında müttefiklerimizden çok güçlü bir dayanışma bekliyoruz." çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Başkanlık tarafından düzenlenen NATO Uzmanlar Grubunun "NATO 2030: Yeni Bir Çağ İçin Birliktelik" başlıklı raporunun ele alındığı panele video mesajla katıldı.
"NATO 2030: Yeni Bir Çağ İçin Birliktelik" başlıklı raporda yer alan 138 öneri arasında en dikkat çekenlerden birinin "stratejik konseptin güncellenmesi" olduğunu ifade eden Altun, bu tavsiyeyi yerinde bulmakla birlikte İttifakın karşı karşıya olduğu sınamaların stratejik konseptin güncellenmesiyle ortadan kalkmayacağını belirtti.
Türkiye’nin İttifaka dahil olmasıyla NATO’nun Soğuk Savaş’ı, kazanan olarak nihayete erdirme noktasında önemli bir avantaj elde ettiğini söyleyen Altun, "İttifakın savunduğu değerler uğruna, vatan toprağından binlerce kilometre ötede, Kore’de şehitler veren ülkemiz, yıllar içinde İttifakın önemli bir parçası haline geldi. NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye, NATO misyon ve harekatlarına en fazla katkı yapan 5, İttifaka havada erken uyarı ve yakıt ikmal uçağı katkısı verebilen 4, NATO ortak bütçelerine en fazla iştirak eden 8 ülkeden biri konumuna yükseldi." dedi.
"Müttefiklerimizden güçlü bir dayanışma bekliyoruz"
Türkiye’nin güvenlik ve savunma planlamalarının merkezinde yer alan NATO’ya olan taahhütlerini bugüne kadar hep yerine getirdiğini ve getirmeye devam ettiğini belirten Altun, ancak İttifakın da kendisini yenileme, günümüzün tehdit önceliklerine göre güncelleme ve 2030’lu yıllara uyarlama zamanının geldiğini vurguladı.
Bugün karşı karşıya olunan güvenlik risklerinin, Soğuk Savaş’ın bakış açısıyla kavranılamayacağını kaydeden Altun, "NATO’nun bilhassa terör örgütlerinden kaynaklanan asimetrik tehditler karşısında çok daha kararlı, etkin ve proaktif davranması artık bir zorunluluk halini almıştır. Bu çerçevede, ülkemizin maruz kaldığı saldırılar karşısında müttefiklerimizden çok güçlü bir dayanışma bekliyoruz. Terör örgütlerine karşı ilkeli ve kararlı bir duruş sağlanmasını temin edecek bir değişimi tüm üye ülkelerle birlikte gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Zira güvenliğin bölünmezliği, dayanışma ve beraberlik ruhu, NATO ittifakını ayakta tutan taşıyıcı unsurlardır. Bu ilkelerin gözetilmesi NATO'nun 2030'lu yıllarda da itibarını ve güvenilirliğini sürdürmesi bakımından elzemdir." diye konuştu.
"Müttefik bildiklerimizin ortak düşman olan terör örgütlerinin yanında yer aldığını görmek bizleri üzüyor"
NATO’nun caydırıcılığını azaltacak ve İttifakın gücüne zarar verecek popülist beyanlardan da uzak durulması gerektiğini vurgulayan Altun, "Türkiye, aynı zamanda NATO’nun da hududu olan güney sınırlarının ötesinde, Avrupa’yı ve tüm müttefikleri etkileyen terör örgütlerine karşı göğüs göğüse çarpışırken, bu örgütleri tek başına bozguna uğratırken, kahramanca mücadelemizin karşılığı olarak müttefiklerimizden akıl ve izandan yoksun açıklamalar dinlemek ve müttefik bildiklerimizin ortak düşman olan terör örgütlerinin yanında yer aldığını görmek bizleri üzüyor, NATO’ya olan güvenimize gölge düşürüyor. Bu kirli politikalar, İttifakın onurunu da lekeliyor. Masum sivilleri canice katleden eli kanlı terör örgütleriyle mücadelemize amasız, fakatsız destek verilmesini istemek, en doğal müttefiklik hakkımızdır." şeklinde konuştu.
Altun, "Biz teröre karşı ilkeli ve dik duruşumuzu sürdürdükçe, bazı çevreler art niyetli bir şekilde ülkemizin NATO mensubiyetini gölgelemeye çalışıyor, Türkiye’yi başka ittifak arayışlarına girmekle itham ediyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa’da zaman zaman Türkiye’nin NATO üyeliğini tartışmaya açma gayretleri olduğunu görüyoruz." dedi ve şunları ekledi:
Açıkçası bu tür söylemleri, kimin yaptığından bağımsız olarak, cahilce, hadsizce ve yersiz buluyoruz. Küresel güvenliği ilgilendiren meseleler, sosyal medya platformlarında kıymeti kendinden menkul düşünce kuruluşu personelleri tarafından tartışılmaz. Eğer böyle bir tartışma yapılacaksa, onu da ancak Türk milleti yapar. Bu güruha buradan bir kez daha altını çizerek duyurmak isterim ki, bizim yerimiz de duruşumuz da bellidir. Yaklaşık 70 senedir, NATO’nun ayakta kalmasına yaptığımız katkılar ortadadır. Türkiye, yıllardır dünyanın dört bir yanındaki NATO operasyonlarına aktif katkı sunmuştur.
Barış Harekâtı’nda müttefiklerinin ihanetiyle karşı karşıya kaldıkların hatırlatan Altun, aynı şekilde bugün de sivil kayıpları önlemek, milli güvenliği garanti altına almak ve sonuçları tüm Avrupa için çok ağır olabilecek yeni göç dalgalarını engellemek adına verdikleri mücadelede, Suriye’de ihanete uğradıklarını söyledi.
"İttifakın en güçlü üyesi, PKK’nın Suriye’deki kolu PYD/YPG’yi neredeyse bir ordu gibi donattı"
Altun, ABD'ye işaret ederek, "İttifakın en güçlü üyesi, PKK’nın Suriye’deki kolu PYD/YPG’yi neredeyse bir ordu gibi donattı. Türkiye topraklarına atılan roketler yüzünden çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybederken, müttefiklerimiz öylece izledi, kimse önlem alma çabalarımıza destek vermedi. Türkiye hava savunmasında güçsüz bırakılırken sesini çıkarmayanlar, kendi imkanlarımızla S-400 hava savunma sistemlerini almamızı engellemek için her türlü girişime yöneldi. NATO üyesi üç ülkede daha benzer hava savunma sistemleri bulunurken Türkiye hedefe kondu. Bu silahların NATO sistemlerine entegre edilemeyeceği bahanesiyle parasını ödeyip satın aldığımız F-35 jetleri bunca zamandır teslim edilmedi. Periyodik bakım için gönderdiğimiz uçakları dahi bu dönemde geri alamadık. Teslimatı yapılmayan uçaklar için Türkiye’den hangar ücreti bile alındı."
ABD'nin Gara katliamına ilişkin açıklamasına tepki
PKK’nın geçtiğimiz günlerde Gara’da katlettiği vatandaşları da anan Altun, "Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevdiklerine başsağlığı diliyorum. Açıkçası ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan ilk açıklamayı tatmin edici bulmadığımızı ifade etmek zorundayım. Türkiye’de yaşanan her türlü gelişmeye dair bir kanaati olan Amerikalı meslektaşlarımızın, ABD’nin terör örgütü listesinde bulunan PKK’nın Gara’da vatandaşlarımızı şehit etmesiyle ilgili karnından konuşması incitici ve yaralayıcı bir davranıştır. Bu örgütün, 2013 yılında ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne yönelik intihar saldırısı düzenleyen DHKP-C ile ortak, Suriye’de silahlandırdığınız PYD/YPG ile kardeş olduğunun da unutulduğunu görüyorum. Daha bu hafta başında Erbil’deki ABD Başkonsolosluğu’na füzeli saldırı düzenlendi. Biz, bugüne dek kimden gelirse gelsin terörün her türlüsünü sorgusuz sualsiz, amasız fakatsız lanetledik, lanetliyoruz. Aynı tavrı müttefiklerimizden beklemek de en doğal hakkımızdır. Son günlerde değerlerden sıklıkla bahsedildiği için şunu da ifade etmek istiyorum: Türkiye’nin terörle mücadelesinde yalnız bırakılması ne insanlığa ne de müttefikliğe sığar." diye konuştu. (İLKHA)