İstanbul Sözleşmesi insan fıtratına aykırı maddeler içeriyor
İstanbul sözleşmesinin 10 Şubat 2012'de Bakanlar Kuruluna imzalatılmasının yıl dönümü münasebetiyle basın açıklaması düzenleyen Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanlığı, sözleşmesinin insan fıtratına aykırı maddeler içerdiği belirtti.
Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanı Eyüphan Kaya, İstanbul Sözleşmesinin Bakanlar Kuruluna imzalatılmasının 9'uncu yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi.
AK Parti Genel Başkan Vekili Prof.Dr.Numan Kurtulmuş’un "İstanbul Sözleşmesi nasıl gelmişse öyle de gitmelidir" ifadelerini hatırlatarak açıklamalarda bulunan Kaya, sözleşmede sıkça geçen şiddet kavramının anlaşılır olmaktan çıktığını söyledi.
Kaya, "Bu sözleşme şiddet kavramını Ekonomik, Psikolojik, Cinsel ve Fiziki şiddet olarak çeşitlendirip neyin şiddet neyin olmadığı anlaşılır olmaktan çıkarmıştır. 'Ey iman edenler, nefsinizi ve ehlinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun' ayeti gereği baba çocuğuna nasihat etmekle yükümlü olmasına rağmen bu madde buna bile engel olabilmektedir. Bundan dolayı evden atılan babalar var." hatırlatmasında bulundu.
"Lut kavminin aşırılığı dışında bu anormal ilişkiyi benimseyen kimse olmadı"
Sözleşmenin 4'üncü maddesindeki 'Cinsel yönelim' hakkı ile eşcinselliğe, LGBT olarak kendini ifade eden sapkın kimselere kapı aralandığını söyleyen Kaya, "İnsanlık tarihi boyunca Lut kavminin aşırılığı dışında bu anormal ilişkiyi benimseyen kimse olmadığı halde ezan okuyan bu diyarlarda bu taleplere kapı açmak vicdan ve imanla bağdaşmaz." ifadelerini kullandı.
Sözleşmede yer alan 12 ve 48'inci maddelerinde Kur'an-ı Kerim'e muhalif beyanların olduğuna dikkati çeken Kaya, "Kadına yönelik şiddetle ilgili örf, adet, gelenek sözde namus ve din adına ileri sürülen hiçbir normu kabul etmiyor. Bu değer yargılarının kökünün kazılması lazım diyor. Bundan daha büyük bir felaket var mı? Bu madde apaçık İlahi Kitabımız olan Kur'an-ı Kerime meydan okuyor." şeklinde konuştu.
Kaya, "Sözleşmenin 48'inci maddesine göre aralarında davalık olan karı koca arasına uzlaşmacının girmesi yasaktır deniyor. Uzlaşma komisyonlarının hukukta her geçen gün adalet mekanizmasını rahatlattığı halde neden bu konuda uzlaşmanın önü kapanıyor? Asıl amaç boşanmayı hızlandırmak mıdır? Kur’an, hakem olayını tavsiye/emir ederken bu sözleşme bunu yasaklamaktadır." diye belirtti.
"Yapılan açıklamalara rağmen neden kurum ve aktörler harekete geçmiyorlar?"
Sözleşmenin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projesiyle kadını erkeğe, erkeği kadının hizasına getirmeyi hedef edindiğini belirten Kaya, bu sözleşmeyi insanlığın yaratılış tarzına karşı isyan olarak nitelendirdi.
Birçok ülkenin söz konusu sözleşmeyi reddettiğinin altını çizen Kaya, "Rus lideri Putin bu sözleşmeyi reddetti, Macaristan Meclisi alternatif bir paketle geri çevirdi ve Ermenistan halkı 'uygulanmasın' diye imza kampanyası açmışken bizim ülkemize ne oluyor ki bu sözleşmeye karşı bu kadar pasif kalıyoruz?" ifadelerini kullandı.
Kaya, "Bu sözleşme camimize, kitabımıza ve evimize müdahale edip hayatın tadını kaçırıyor. Buna karşı sessiz kalma lüksümüz yok ve olmamalı. Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına rağmen neden ilgili kurum ve aktörler harekete geçmiyorlar? Bu, İstanbul Sözleşmesinin tüm yetkililer tarafından reddedilmesi için ne gerekiyorsa yapılmasını istiyoruz." dedi. (İLKHA)