Ailelerin yanlış tutumları yüzünden gençler evlenemiyor
Yazar Emine Yüksel, evlilik öncesi ailelerin israfa ve gösterişe kaçan istekleri yüzünden gençlerin evlilikten soğuduğunu belirterek bu durumun evlilik kurumuna zarar verdiğine dikkat çekti.
Evlilik kurumu toplumun temel direği olan ailenin başlangıç birimidir. Ailenin temeli de evlilik ile atılır. Evlenmek yuva kurmak insanın fıtri bir ihtiyacıdır.
Dinimiz de evlenmeyi, mutlu bir yuva kurmayı, hayırlı evlatlar yetiştirmeyi teşvik etmiş, insan neslinin sağlıklı ve temiz bir şekilde devam etmesinin de ancak evlilik ile olacağını belirtmiştir.
Yazar Emine Yüksel, evliliğe karar vermiş gençlerin zorunlu harcamalar dışından israf ve gösterişe kaçmadan Allah'ın istediği bir şekilde yuva kurması gerektiğini söyledi.
Ailelerin evlilik öncesi yanlış tutumları yüzünden evliliği zor ve yıpratıcı bile hale geldiğini belirten Yüksel, evlenecek gençlere uyarılarda bulundu.
"Evliliği zor ve yıpratıcı hale getiren ailelerin yanlış tutumlarıdır"
Evliliğin en zor aşamalarından birinin evlilik öncesi yapılan hazırlıklar ve harcamalar olduğunu belirten Yüksel, "Evlilik birçok dinde ve toplumda kutsal görülen bir kurumdur. Peygamber Efendimiz, 'Üç şeyi geciktirmeyin. Vakti gelince namazı, hazır olunca cenazeyi ve denk birini bulunca bekârı evlendirmeyi…' diye buyurmuştur. Yine başka bir hadiste 'Nikâh benim sünnetimdir. Benim sünnetimi uygulamayan benden değildir. Evleniniz. Çünkü ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim.' diye buyurmuştur. Evlilikte 'esas' olan; sevgi, saygı ve hoşgörüdür. Konu her ne olursa olsun sorunları büyütmek yerine ortak bir çözüm arayışına girmek ve karşılıklı evliliğin getirdiği sorumlulukları yerine getirmek gerekir. En azından huzurun yolu bu gibi inceliklerden geçer. Allah Kur'an'ı Kerim'de 'Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz.(Bakara: 187)' diye buyurmuştur. Evlilik çok kapsamlı bir konu olmakla birlikte, evlilik öncesindeki hazırlık aşaması belki de evliliğin en zor kısımlardan biridir. Daha doğrusu bunu bu kadar zor ve yıpratıcı hale getiren ailelerin yanlış tutumlarıdır. Maddi olanaksızlık ve günümüz ekonomisinin getirdiği pahalılık, buna rağmen taviz vermek istemeyen aileler, işi iyice çıkmaza sürerken olan evlenecek gençlere oluyor." ifadelerini kullandı.
"Geleceğe aile olmayı tadamamış nesiller bırakıyoruz"
İnsanları gösteriş olsun diye yapılan harcamaların sorunları derinleştirdiğine vurgu yapan Yüksel, "İhtiyaç dışı, lükse kaçan istekler yüzünden kafasını işten kaldıramayan, robotlaşmış, birbirlerine ayıramadıkları vakit yüzünden geleceğe aile olmayı tadamamış nesiller bırakıyoruz. Kur'an'ı Kerim'de 'Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfü ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfü) geniş olan ve (her şeyi) bilendir. (Nûr: 32)' diye buyuruyor. Başkaları hayatlarına imrenerek baksın diye cafcaflı sunumlar, pahalı eşyalar, gösterişli giysilerle insanlara içi boş evliliği süsleyip sunuyorlar. Arkada yatan ödenmemiş faturalar, birbirlerine gülümsemeyi bile unutmuş eşler, belki biraz daha gösterişle sorunların üzerini kapatılabileceklerini sanıyorlar. " şeklinde konuştu.
"Nikâhın hayırlısı külfeti az olandır"
Yuva kurmak için yapılması gereken zorunlu harcamalar olduğunu vurgulayan Yüksel, "Elbette bir yuva kurabilmek için belli başlı ihtiyaçlar olacaktır. Elbette bu ihtiyaçlar için çabalanacaktır. Ama daha fazlası için nikâhtan sonra ödemek zorunda kaldıkları taksitler bile huzursuzluk için başlıca neden oluyor. Zaten lüksün sınırı yok. Dünyanın en pahalı şeyini alacak olsanız bile kısa bir süre sonra çok daha güzeli üretiliyor. Kısa bir süre sonra daha ödemeyi bile bitiremediğiniz eşyalara 'demode' denmeye başlanıyor. Bırakın artık, başkaları için yaşamayı, başkaları eğlensin diye şaşalı düğünler yapmayı, başkaları 'ne güzel yaşıyorlar' desin diye mutsuz olmayı. Unutmayın ki siz ağlarken o başkaları yanınızda olmayacaktır. İnsani duygular önemsizleştirilmiş ve üstü maddiyatla kapatılmıştır. Hal böyle olunca gençler nikâhsız beraberliğe yönelmiştir. Evlilik kurumu önemini kaybetmiştir. Oysaki Peygamberimiz, 'Nikâhın hayırlısı külfeti az olandır' diyerek maddiyatta tarafların birbirini zorlamamasına değinmiştir. Önemli olan güzel ahlaktır ve karşılıklı hissedilen gerçek duygulardır." ifadelerini kullandı.
"Ailede güven duygusu zayıfladı"
Evlenecek erkek ve kızın, birbirlerine güven konusunda tereddüt yaşadıklarına değinen Yüksel, " Yazar Nuri Pakdil: 'Yapayalnız dolaşıyor bu çağın insanı, çünkü birlikte yürüyecek kadar güvenmiyor kimse birbirine' demiş. Bu söz çok güzel bugünkü gençliğin neden evliliğe yaklaşmadığını özetlemiştir. Aile fertleri arasında güven duygusu zayıfladığından dolayı hiçbiri sorumluluk almak istemiyor. Yapayalnız dolaşıyor bu çağın insanı; çünkü birlikte yürüyecek kadar birbirlerine güvenmiyorlar. Gençlerin evlenmemesinin ilk ve asıl sebebi; birbirlerine güvenmemeleridir. Erkeğin en güzel evi sunabilme, alabileceğinin üstünde altın alabilme ve en güzel düğünü yapabilme çabası var. Kızın ise en güzel kınayı ve en güzel çeyizi yapabilme çabası var. Erkek ve kızın çabası her ikisini de yormakta ve zorlamaktadır. Birbirlerinin duygularından emin olmadıklarından, birbirlerine tüm bu çabalarla sadık/bağlı olacaklarından emin değillerdir." diye konuştu. (İLKHA)