Gereksiz Bilgiden Kaçınacağız
Sınava hazırlanan öğrenci, "işlevsel bilgi" peşinde olan kişidir. Bizim bilgiyle ilişkimiz, bir eğlenme veya boş zamanı doldurma etkinliği değildir.
Biz, bir amaç doğrultusunda bilgi topluyoruz. Dolayısıyla edineceğimiz bilgi, o amaca hizmet etmelidir.
Çağın insanının en büyük problemlerinden biri, bilgi kirliliğidir.
Çağın insanının en büyük problemlerinden biri, bilgi kirliliğidir.
Bilgi kirliliği; doğru bilgiyle yanlış bilginin, gerekli bilgiyle gereksiz bilginin iç içe girdiği bilgisel bolluğu ve bununla birlikte bilgi karmaşasını ifade eder.
Bilgi çağında yaşıyoruz. Bu çağda bilgi edinme problemi yoktur. Bilgi, eski çağların aksine bol ve ucuzdur.
Bu çağda “cahil” olmak, “bilgisiz” olmak anlamına gelmez. Daha doğrusu “Cahil” olmak ‘Bilgisiz olmak’tan çok, kendisi için gerekli bilgiyi, gereksiz bilgiden ayırt edememeyi ifade eder. Cahil olmak, bilgi seçimini yapamamayı ifade eder.
Gün boyu televizyon karşısında bilgi bombardımanına tutulan, gazetelerden, sokaktan sürekli bilgi alışı içinde olan ancak bu bilgileri tasnif edemeyen ve bunları bir amaç doğrultusunda kullanamayan birinin “bilgin” olduğunu hiç birimiz iddia edemeyiz.
Öte yandan ‘aşırı entelektüelleşme’ de hep sıkıntılı görülmüştür. ‘Aşırı entelektüelleşme’ kişinin kendi mesleği ile ilgili kullanamayacağı ve üstelik onda zaman kaybına, kafa karışıklığına, kararsızlığa yol açacak kadar çok bilgilenmesidir.
İlköğretim öğrencilerine tarih dersi veren bir öğretmeni düşünün. Onun görevi temel bilgileri en sade şekilde vermektir. Eğer o öğretmen, bir tarih profesörünün ulaştığı bilgi düzeyine ulaşmışsa ve bilgileri ilköğretim öğrencilerine aktarmaya kalkışırsa öğrencilere zarar verecektir. Dershane öğretmenliğim sırasında defalarca, bu tür öğretmenlerin öğrencilerin itirazları karşısında görevden uzaklaştırılmasına şahit oldum. Onlar, meslekleri karşısında bir aşırı entelektüelleşme yaşıyorlardı ve bu, onları çalışamaz hale getiriyordu.
Son yıllarda o kadar çok sınav hazırlığı kitabı üretildi ki yayınevleri birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için kitapları şişirdikçe şişiriyorlar. Okul kitapları da sınavlarda hiç sorulmayan bir sürü bilgiyle doludur.
Bizim yapacağımız, öğretmenlerimizin rehberliğinde ve eski sınav soruları doğrultusunda bize yetecek kadar bilgi edinmemizdir.
İşimize yarayan bilgiyi yaramayandan ayıracağız. Gereksiz olanı unutacağız, gerekli olanı kavrayıncaya kadar tekrarlayacağız. Bu, ‘bilgi yönetimi’dir. Anlaşıldığı üzere bilgi yönetimi üç aşamayı kapsıyor:
1. Gereksiz bilginin gerekli bilgiden ayırt edilmesi.
2. Gereksiz bilginin atıl bırakılması. (tekrarlara, test çözümlerine konu olmaması)
3. Gerekli bilginin işlenmesi. (tekrarlanması, kavranması, test çözümüyle pekiştirilmesi)
Sınava hazırlanan öğrencilerin çoğunun öğrenmekte zorlandığı bilgiler, gerekli bilgiler değil gereksiz bilgilerdir.
Durumunuzu değerlendirin, kavramakta güçlük çektiğiniz konu veya bölümlerin çoğunun hiç sorulmadığını tespit edeceksiniz. O bilgiler karmaşık bulunduğu için sınav yönetimi tarafından atıl bırakılmışlardır. Biz de onları atıl durumda bırakmazsak “ya çıkarsa” korkusu, iradesizliği içinde onlara emek ve zaman ayırırsak sınav kazanmayı hak eden bir öğrenci olamayız. Çünkü kazanmak, öncelikle doğru bir seçim yapabilenlerin hakkıdır.
Allah (c.c) yardımcınız olsun.
Abdulkadir Turan / Rehberlik/doğruhaber