• DOLAR 32.57
  • EURO 35
  • ALTIN 2459.898
  • ...
Ermenilerden Gördüğüm Vahşeti Unutamayacağım
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

BAKÜ - Katliamdan sağ kurtulanlar, Ermeni güçlerince yapılanları, evlat, kardeş, anne ve babalarının gözleri önünde öldürülmesini, esaret günlerini AA muhabirine anlattı.

Hocalı katliamından sağ kurtulan Solmaz Hasanaliyeva, 25 Şubat 1992`de yaşadıklarını bugün olmuş gibi hatırladığını belirterek, acısının hala taze olduğunu ifade ediyor.

Hasanaliyeva, babası ve abisinin işgal gecesi çeşitli işkencelerle öldürüldüğünü, annesi, abisinin hanımı olan yengesi ve iki küçük yeğeninin Ermenilere esir düştüğünü aktardı.

Kendi akrabalarının ölümünü gözleriyle gördüğünü kaydeden Hasanaliyeva, gecenin karanlığından yararlanarak yalın ayak kaçtığını ve katliamdan kurtulmayı başardığını söyledi.

Hasanaliyeva yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Gördüğüm vahşeti unutamıyorum ve hayatım boyunca da unutamayacağım. Ermeniler bize hiç acımadı. Büyük insanlar bir tarafa, küçük çocuklara bile acımadılar. Anne karnındaki çocukları süngülerle katlettiler. Ben kaçarak Ağdama geldim. Orada yaşadığım bir olayla daha da sarsıldım. Daha önce kamyonla taş, kum taşındığı görmüştük. Ağdam Camisine kamyon dolusu insan cesedi getirilmişti. Bu cesetlerin gözleri çıkarılmış, beden uzuvları kesilmişti"

73 yaşındaki Kanaat Hacıyev ise mermisi bitene kadar Ermenilerle çatıştığını, mermisi tükenince de Hocalı`dan kaçmaya çalışan kadınların kurtarılmasına ve nehri geçmesine yardımcı olduğunu anlattı.

Hacıyev ve beraberindekiler bir gece ormanda saklanmış, sonra Ağdam`a doğru gitmek istemişler. Yolda, Ermenilerin yaşadığı bir köyden "bizim sivillerle işimiz yok, gelin size dokunmayacağız" dediklerini aktaran Hacıyev, köye doğru gittiklerinde makineli tüfek ateşiyle karşılaştıklarını ve çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini kaydetti. Teslim olmak zorunda kaldıklarını aktaran Hacıyev, askeri üniformalı 14 kişinin gözleri önünde Ermenilerce kurşuna dizildiğini, geri kalanları da Hankendi`ne götürdüklerini söyledi.

Kanaat Hacıyev, esirlikte yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Dokuz gün çok soğuk, derme çatma bir yerde tuttular. Her gün de dayak atıyorlar. Su vermiyorlar. Susuzluktan ölecek gibiyim. Daha sonra Hankendi polis bölmesine götürdüler bizi. Oraya daha sonra getirilen bir kişi, Alesker isimli öğretmen kollarımda can verdi. İki ay boyunca en olmaz işkencelerini gördüm. Dayak atmadıkları, işkence etmedikleri gün olmuyordu. Neden böyle yapıyorsunuz diye sorduğumda, Günlerin birinde, beni ve bazı esirleri Ermeni esirlerle değişeceklerini söylediler. Eskeran`a götürdüler. Belirlenen yerde esir değişimi gerçekleşti. Ermeni esirlerle aramızda fark vardı ama. Biz yürüyecek durumda değildik. Kucaklayarak, yardım ederek teslim ettiler kendi tarafımıza. Ermeni esirler ise yürüyerek, hiçbir şey olmamış gibi geldiler. Ağdam`da Ermeni esirlerin kaldığı yeri görünce iyice şaşırdık. Sıcak yastıkları, battaniyeleri, yiyecek peksimetleri vardı. Bize ise üç günde bir, 5 kişiye bir bardak su, iki günde bir ise sadece üç lokma ekmek veriyorlardı."
 

AA

 

 

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir