• DOLAR 34.562
  • EURO 36.568
  • ALTIN 2929.45
  • ...
Bir seçimin ardından...
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Önce kısa kısa partilerin seçim sonrası durumundan söz edelim.

Ak Parti yüzde elliyi buldu, yaklaşık 19 milyon kişinin oyunu aldı; ama istediği, umduğu vekil sayısına ulaşamadı. Hatta yüzde 39’la seçim kazandığı dönemdeki sayıya ulaşamadı. 327’de kaldı. Tabii itirazlar ve YSK’nın Hatip Dicle kararı 327 sayısını bir artırıp azaltabilir de.

Yorumcular, Erdoğan’ın seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasının kucaklayıcılığı üzerine değerlendirmelerde bulundular. Uzlaşı mesajlarına vurgu yaptılar; ama gözardı ettikleri bir şey vardı. Halihazırdaki tablo hiç de iç açıcı bir şeyler söylemiyor. Yeni anayasa konusunda hayalleri suya düşen bir Erdoğan’ın, koltuğu sallanan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin, aldığı vekil sayısıyla daha keskin bir dil kullanacağından kuşku duyulmayan BDP’nin hiç de nazik bir siyaset takip edecekleri düşünülmesin.

CHP’de kılıçlar çekildi. Baykal, sonuçlar için hezimet derken, eski ağır toplardan Özyürek, delegelerin imza toplamaya başladığını söyledi. Eski artist Berhan Şimşek “Yeni CHP mi, yeniden Cumhuriyet Halk Partisi mi?” diyerek keskin bir ayrışmanın sinyallerini verdi.

CHP için yüzde otuzun kritik bir eşik olduğunu söylemiştik. Bu eşiği aşan bir CHP’ye parti içi muhalefetin sesini yükseltemeyeceğini Kılıçdaroğlu da biliyordu ve bunun için gerçekten çok çalıştı. Her yere olumlu mesajlar vermeye çalıştı, bazen kendisiyle çelişkiye düştü; ama uğraştı, didindi.

Oylarını artırdığını söyleyerek avunuyor Kılıçdaroğlu; ama kimseyi ikna edemiyor.

MHP’nin durumu bir yanlış kanaatin de çökmesine neden oldu. Öyle ya Ak Parti için mağduriyetten dolayı oyları artıyor iddiası vardı. Kasetlerle yönetim anlamında çöken MHP’nin de bir saldırıyla karşı karşıya olduğu, bundan dolayı da mağdura destek veren halkın teveccühünü kazanacağını iddia ediyordu analizciler. MHP’nin oyu artmadı, aksine bir puan düştü. Bu arada MHP’nin baraj altında kalmasına “derin” birilerinin engel olduğu iddiası da yabana atılmamalı. Baraj altında kalan MHP’nin sokağa dökülebileceği, bunun da çatışmaları körükleyeceği öngörüsünden yola çıkan birilerinin “asıl kasetler”e izin vermediği iddia ediliyor.

BDP’li bağımsızlar umduklarından daha fazla vekil çıkardılar. Örgüt-parti ekseninde yürütülen seçim çalışmaları –her ne kadar inkar da etseler- tehditler ve fiili saldırılar sonucunda ortaya böyle bir tablo çıktı. Bu arada iddia boyutunda kalsa bile CHP ile ittifak söylentileri etnik taleplerin ideolojiye kurban edilebileceği görüntüsünü verdi. Öyle ya inkarcı, asimilasyoncu projenin başlatıcısı olan bir partiye karşı yumuşak tavırların başka nasıl izahı yapılabilir?

Sonuç anlamında BDP bu seçimlerin tek başarılı partisidir. Oy oranında farklı ideolojik kesimlerden gelen küsüratlarla bile 6,5’in pek üstüne çıkamamıştır ki bu da 15 sene öncesine kıyasla aynı yerde durmayı ifade eder.

Bir de Demirel’den söz etmek gerekir. Hiçbir riske girmeden çok sayıda milletvekili sahibi olmak başka kime nasip olmuş. Yani seçimin galiplerinden biri de hiç kuşkusuz Demirel’dir.

Hüseyin Kaya / Doğruhaber

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir