Türkiye Aile Meclisi: Fulbright anlaşması iptal edilmelidir
Türkiye Aile Meclisi, Fulbright anlaşmasıyla Türkiye'nin ders programlarından müfredata kadar tüm yapısı hakkında söz sahibi olmasının önüne geçildiğine dikkat çekerek anlaşmanın feshedilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye Aile Meclisi, Fulbright Anlaşmasının 69'uncu yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Fulbright anlaşmasında tarafların eşit olduğu ve bununla adaletin sağlandığı gösterilmek istense de komisyon başkanının yabancı olması ve eşit oylamalarda söz hakkına sahip olmasının, anlaşmanın amacının öğrencilere burs imkânı sağlamak olmadığını gösterdiği belirtildi.
Bu anlaşma ile yurt dışında eğitim alabilecek öğrencilerin kendileri tarafından belirlendiği ifadelerine yer verilen açıklamada, yapıalan anlaşmanın ABD tarafından kontrol edildiği ve düzenlendiği vurgulandı.
Açıklamada, "Bursla tahsili desteklenecek olan öğrencileri, anlaşmanın 5'inci maddesine göre komisyon belirler. Komisyon, dördü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve dördü Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olmak üzere sekiz azadan müteşekkil bulunacaktır. Adalet maskesiyle sömürü gizlenmektedir. Ancak anlaşmanın en önemli noktası devam eden cümle olup cümle şu şekildedir. 'Bunlara ilâveten Amerika'nın Türkiye'deki diplomatik heyetinin başı Büyükelçi 'Misyon Şefi' adıyla komisyonun fahrî başkanı olacaktır. Reyler eşit çıktığında başkanın dediği olur.' 7'nci maddede ABD Dışişleri bakanlığının tayin edeceği şekilde her yıl rapor tanzimini düzenlemiştir. 10'uncu maddede ise 'Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı, tensip ettiği takdirde, komisyonun her husustaki kararlarını gözden geçirebilir' hükmü getirilmiştir." denildi.
Anlaşmada komisyon başkanının yabancı olması ve yine yabancılar tarafından denetlenmesinin sömürü olduğunu belirtilen açıklamada, Fulbright anlaşmasının sadece burslu öğrenci değişimi ile ilgili olmadığı, milli olmayan eğitimin tüm sahalarını kapsadığı hususuna dikkat çekildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
Bu anlaşmayla, Millî Eğitim Bakanlığı’nda bugün çalışmalarını 'etkin' bir biçimde sürdüren, personel politikalarından ders programlarına, pek çok konuda stratejik kararlar önerebilen, 'Milli Eğitimi Geliştirme' adlı bir komisyon vardır. 1994 yılında 60 personeli olan bu komisyonda çalışanların üçte ikisi Amerikalıdır. Komisyonun, Türk ve Amerikan halkları arasında eğitim ve kültürel değişim yoluyla ortak bir anlayış geliştirmek için kurulduğu iddia edilir.
Bu anlaşma öğrenci değişiminden öteye gidip, ders programlarından müfredata kadar milli eğitimin tüm yapısı hakkında söz sahibi olmadığını görüyoruz. Çünkü ders kitaplarımız da materyalist felsefeyle yazdırılıyor. Bu nesilden de bencil, egoist, maddeci, menfaatçi, deist, ateist, bir ruhsuz, ahlaksız bir nesil meydana geliyor. Geleceğimizi inşa ve bağımsızlığımız için elbirliği ile istiklal marşı yılı vesilesiyle bağımsızlık mücadelesi vermeliyiz. Son olarak, ABD’nin bizimle açıkça savaştığı bu günkü şartlarda yapacağımız en önemli bağımsızlık adımlarından biri de bu anlaşmayı onaylayan kanunun yürürlükten kaldırılması ve anlaşmanın feshedilmesidir." (İLKHA)