Kur’an’ın Türkçe okunmasına tepkiler sürüyor
Türkiye Yazarlar Birliği Batman İl Temsilcisi Prof. Dr. Şemsettin Dursun, yaptığı açıklamada, Kur’an-ı Kerim’in nüzulüne aykırı bir şekilde özünden ve ruhundan koparılarak, bir gösteri eşliğinde Türkçe okunmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen Şebiarus Töreni'nde Kur'an-ı Kerim'in Türkçe okunmasına tepkiler sürüyor. İslam’ı saptırmaya yönelik bu girişime bir tepki de Türkiye Yazarlar Birliği Batman İl Temsilcisi Prof. Dr. Şemsettin Dursun’dan geldi.
Yapılan saygısızlığa tepki gösteren Dursun, “Bu milletin temel değerleri dendiğinde birinci sırada inandığı ve canından aziz bildiği Kur’an-ı Kerim gelmektedir. Kur’an-ı Kerim, indirildiği şekliyle bir bütündür. Allah’ın kelamı Kur’an-ı Kerim’i nüzulüne aykırı bir şekilde, özünden ve ruhundan kopararak, bir gösteri eşliğinde Türkçe okumak kabul edilemez bir davranıştır.” dedi.
“Kur’an’ın bütünlüğünü bozmaya yeltenmek kabul edilemez”
Allah’ın kelamı olan Kur’an’ın bütünlüğünü bozmaya yeltenmenin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Dursun, şöyle devam etti:
“Bu davranış kesinlikle ‘hoşgörü’ kavramıyla izah edilemez. Allah’ın nizamı İslam ve onun temel kaynağı Kur’an; özüyle, ruhuyla ve kaideleriyle bir bütündür. Bu bütünü bozmaya yeltenmek kabul edilemez. Bunu şiddetle reddediyoruz. Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığı da, ‘Kur'an-ı Kerim, lafzı ve manasıyla mucizedir. Kur'an-ı Kerim'in Arapça olduğunu ifade eden ayetlerden, sadece mananın değil, lafızlarının da Kur'an kavramının içeriğine dahil olduğu açık ve kesin bir şekilde anlaşılmaktadır. Kur'an-ı Kerim'in tercümesine Kur'an denilemeyeceği ve tercümesinin Kur'an hükmünde olmadığı konusunda İslam alimleri görüş birliği içindedir’ diyerek konuya açıklık getirmiştir.”
“Çocukların zihin dünyalarını iğfal ederek bir yere varılamaz”
Bu tür girişimlerle hiç kimsenin bir yere varamayacağını ifade eden Dursun, “İçinde yaşadığımız bu hız ve haz çağında neslimizin ıslahı, arzımızın imarı, varlık dünyasının ihyası ve geleceğimizin inşası, aziz İslam’ın birinci temel kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’e bir bütün olarak ve aslına sadık kalarak sarılmakla mümkündür. Bunun içini boşaltarak, özünden ve ruhundan kopararak, bu milletin çocuklarının zihin dünyalarını iğfal ederek bir yere varılamayacağını herkesin bilmesi gerekir.” diye konuştu.
“Saygı göstermemiz gerekir”
Şebiarus hakkında da bilgi veren Dursun, “Mevlana’ya göre ölüm günü, ‘Düğün gecesi’ demek olan Şebiarus, yani Hakka vuslat, ‘Yaradan’a kavuşma’ demektir. Kur’an’ın hizmetkârı olan Mevlana Celaleddin-i Rumi, ‘Men bende-i Kur’anem, eger cân dârem. Ben hayatta olduğum müddetçe, Kur’an’ın bendesiyim, kölesiyim, Men hâk-i reh-i Muhammed Muhtârem. Ben, Muhammed Muhtâr’ın yolunun tozuyum. Ger, nakl kuned, cuz’in kes, guftârem, Eğer, bir kimse benim sözümden, bundan başkasını naklederse, Bizârem ez u ve’z ân suhen, bizârem.’ Ben o kimseden de, o sözden de, bizârım’ diyerek Kur’an ve Peygamber efendimiz hakkındaki temel düşüncesini ortaya koymuştur. Mevlana’nın anıldığı böyle bir gecede onun hikmet, irfan, tasavvur odaklı temel dünya görüşüne ve yaklaşım tarzına saygı göstermemiz ve bu derinlikli medeniyet perspektifimizi geleceğe taşımamız gerektiği aşikârdır.” dedi.(İLKHA)