• DOLAR 34.545
  • EURO 35.999
  • ALTIN 3007.094
  • ...
Sağlık Bakanlığı'nın refakatçi izni tartışma yarattı: Ücret ödeyip dışarıdan birini tutanlar var
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Türkiye'de son 24 saatte 29 bin 136 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıktı, 222 kişi hayatını kaybetti. Son 24 saatte 189 bin 65 Kovid-19 testi yapıldı, ağır hasta sayısı 5 bin 961 oldu, 20 bin 191 kişinin Kovid-19 tedavisinin tamamlanmasıyla iyileşenlerin sayısı 1 milyon 581 bin 565'e yükseldi. Vakaların yeniden tırmanışa geçmesiyle uygulanmaya başlanan kısıtlamalarda ikinci haftayı dolduruyoruz. Peki yasaklar ne kadar etkili oluyor? Sağlık Bakanlığı'nın belli bir yaşın üzerinde bakıma ihtiyaç duyan koronavirüs hastalarına refakatçi izni vermesi ise tartışmaları beraberinde getirdi.

Haftalık verilere göre, bu hafta hastalarda zatürre oranı yüzde 3,1, yatak doluluk oranı yüzde 55,1, erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 72,1 ventilatör doluluk oranı yüzde 41,7, ortalama temaslı tespit süresi 10 saat, filyasyon oranı ise yüzde 99,9 olarak gerçekleşti.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter'daki paylaşımında, "Bugün tespit edilen 5 bin 203 hastamız var. Ağır hasta sayısındaki artış hızının durağan olması sevindirici. Kısıtlamalara tam uyum ve tedbirlere riayetle mücadelemizi sürdürelim. Aşının yaygın uygulaması ve etkisinin görülmesine kadar sevdiklerimizi koruyalım." değerlendirmesinde bulundu

HASTANELERDE REFAKATÇİ TEHLİKESİ

Dünyada ve Türkiye'de koronavirüs salgınının başladığı günden bu yana çocuk hastalar dışında ölümcül tehlike nedeniyle refakatçi izni verilmiyordu. Ancak Türkiye'de artan vaka sayısı nedeniyle hem hastanelerin hem yoğun bakımların hem de sağlık çalışanlarının yükü arttı. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı belli bir yaşın üzerinde bakıma ihtiyaç duyan koronavirüs hastalarına refakatçi izni verdi.

Son aylarda hastanede yatan ve bakıma ihtiyaç duyan koronavirüs hastalarına aileden bir kişi refakatçi olarak alınmaya başlandı. Bu da virüsün bulaşmadığı refakatçıların bu hastalığın pençesine düşmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Uzmanlar, konuyu Milliyet'e değerlendirdi.

"BÖYLE BİR SALGINDA OLAMAZ"

TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Sağlık kurumlarında personel yetersizliği ve diğer sıkıntılardan kaynaklı pek çok kişinin, refakatçi olmayla karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Oysa yardımcı sağlık personelinin özellikle yeterli sayıda olması halinde insanların bir refakatçi olarak kalması söz konusu olmayabilirdi. Ama böyle bir olanak yok. Refakatçinin bir yakınının yanında olması hastanın ruhsal iyilik hali için yararlı olabilir ancak böyle bir salgında olamaz. Tabii refakatçiler çoğunlukla temaslı oluyorlar ve dolayısıyla karantinada olacak oluyorlar.

O karantina süresini de uygun koşullarda iyi havalandırılmış ortamda geçirebilirler. Ama asıl olması gereken, sağlık sisteminin uygun düzenlenmiş olması ve yeterli sayıda yardımcı sağlık personelinin bulunmasıdır. Maalesef bu olmadığı gibi bir de yoğun bakım doluluk oranlarının yüzde yüzün üzerine çıkmasıyla 10 yataklı yoğun bakıma üç yatak da araya sıkıştırıyorlar. Dolayısıyla burada doğrudan yeterli personel alımını gerçekleştirmeyen bakanlığa sormak gerekir."

"ÜCRET ÖDEYİP REFAKATÇİ TUTAN VAR"

İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkanı Dr. Kutbettin Demir: "Hastanelerde sadece bakım olarak düşünülmemeli, tıbbi bakım kısmını hemşireler, sağlık memurları, hasta bakıcılar zaten yapıyor. Ama hastanın ihtiyacının olabileceği başka durumlarda da hasta yakınının serviste yanında olması gerekli. O anlamda hasta bir refakatçi istiyorsa, sağlık kurumları talep ediyordur. Riskli olduğunu kabul ediyoruz. Ama bu tıbbi yetersizlikten çok eksiklikler açısından refakatçinin temin edilmesi önemli. Bazı duyumlar alıyoruz. Ücret ödeyip dışarıdan birini refakatçi olarak tutanlar var. Bu da parası olan insanın başkasını riske atması demek. Aslında genel durumu iyi olan pozitif bir hasta, genel durumu kötü olan bir pozitif hastanın refakatçisi oluyor. Yani hastalığı geçiren kişi olursa risk düşüyor. Tabii refakatçi pozitif vakanın da virüs yükü nedeniyle kendisini koruması gerek."

"BU YAKLAŞIMI KABUL ETMEK ÇOK ZOR"

Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği Başkanı Doç. Dr. Gürkan Sert: "Bu uygulama hakikaten çok düşündürücü. Bir zorunluluk getirilmesi o kişilerin sağlığı açısından ciddi bir tehlike içeriyor. Hasta yakınına 'Zorunlu olarak burada kal' deyip gerekli koşulları sağlamadan tutmak bulaş riski ile karşı karşıya bırakır. Genel olarak pandemi dönemleri sağlık sistemi üzerinde ağır baskı bırakır ve bu da sağlıkta insan gücünde ciddi zorluklara neden olabilir. Bu anlamda personel yetersizliğini anlayabiliyorum. Sağlıktaki insan kaynaklarımızı planlamak zorlaşıyor doğru ama bu şekilde de insanların sağlığını tehlikeye atacak bir yaklaşım da kabul etmek çok zor. Şu an hastanedeki tüm personelin bulaşıcı hastalıklar konusunda ve Kovid'in geçişi hakkında ayrıntılı bir eğitim aldığını varsayıyoruz. Bu bağlamda bu konuda eğitimli olan bir profesyonelin bu hizmeti sağlaması sağlanmalı. Gönüllü kalmak isteyenler olursa onlar için de gerekli tüm önlemleri alarak kalmalarını sağlamak mümkün."

Bu haberler de ilginizi çekebilir