İsmail Saymaz’a “İslami Kesimlere Saldır” Emrini Kim Veriyor?
Bir süre önce beş yıldızlı bir otelde oldukça şatafatlı bir düğün gerçekleştiren Sözde fakir halkın temsilcisi, Sözcü Gazetesinin militan kalemşoru ya da bazılarının deyimiyle “Kullanışlı APARATI” olan İsmail Saymaz, İslami Kesimlere kan kusmasıyla bilinir, tanınır.
Yusuf Can – Haber Yorum
“Proleter Devrimci” edebiyatıyla kanal kanal dolaşan Saymaz, her fırsatta İslam’a- Müslümanlara-Tarikatlara-Cemaatlere iftira atar, hakaret eder, olmamış olayları olmuş gibi gösterir, kin kusar, tahkir eder yetmez programa katılan mütedeyyin biri varsa ona sataşarak küçük düşürmeye ve onun üzerinden popüler olmaya çalışır.
M.Ü. İletişim Fakültesi mezunu olan Saymaz, bu yoğun düşmanlığının karşılığını istihbaratçıların kadrajına girerek almış görünüyor.
Nasıl mı?
Bu ülkede istihbaratın birkaç kolu olduğu ve her bir kolun kendine göre “Dünya Görüşü” olduğu bilinir.
Ülkesini seven ve ülkesinin insanıyla barışık olan kol’a karşılık bir kol daha var ki her türlü İslami oluşumu hatta İslami değerlerin toplumdaki yansımalarını endişeyle takip eder.
Biraz sol’a meyilli Laik-Kemalist bu kol için İsmail Saymaz gerçekten “Kullanışlı Aparat!”
İsmail Saymaz “Dersimiz Domuzbağı” adlı köşe yazısında Türkiye Hizbullah’ı ile ilgili tamamıyla istihbarat kaynaklı olduğu anlaşılan bilgiler paylaşmış.
Yazıda verilen bilgiler sıradan bir gazetecinin araştırıp da bulabileceği bilgiler değil.
Ama öncelikle İsmail Saymaz’ın yaptığının gazetecilik değil, ideolojik istihbaratçılık olduğunu belirtmek gerekir.
Leninist ve Stalinist figürlerin ışığında yürümeyi marifet, yasal bir parti olan HÜDA PAR’ı, REHBER TV’yi, Gazetemiz DOĞRUHABER’i ve EĞİTİM BİR-SEN’i HİZBULLAH CEMAATİ ile ilişkilendirilip organik bir bağları varmış gibi gösterme çabaları… (Bu başlı başına suç duyurusunda bulunulması gereken bir vakadır. Çünkü yasal mevzuata göre kurulmuş bu kurumları gayr-ı meşru göstermek bir suçtur.) kabul edilir şeyler değil.
-“İddiaya göre Hüda-Parlı öğretmenler, Memur-Sen'e bağlı Eğitim-Bir-Sen'de faaliyet gösteriyor. İmamlıklarını, şube başkan yardımcı olan Y.Ö. yürütüyor. Y.Ö., bir imam hatip lisesinde İngilizce öğretmeni. Hüda-Parlı bir diğer başkan yardımcısı ise, beden eğitimi öğretmeni K.A. K.A.'nın ağabeyi Y., polis Mehmet Zengin'i şehit etmekten ceza almıştı.
Şube Başkan Yardımcısı R.G.'nin ağabeyi R.'nin de Hizbullah'tan hüküm giydiği ifade ediliyor. Diyarbakır'daki en az 20 imam-hatip lisesi ve ortaokulunun müdürü ve yardımcısının bu parti ile bağlantılı oldukları, bazılarının geçmişte Hizbullah'tan tutuklandığı kaydediliyor. Örneğin, Bağlar'daki bir müdürün 5.5 yıl, aynı okulda görevli öğretmenin iki cinayetten ötürü 12 yıl hapis yattığı ifade ediliyor.”
Saymaz’ın iddialarını daha doğrusu ona gönderilen mailleri okuyunca insanın aklına bazı noktalar takılıyor:
-Diyarbakır’ı bilmeyen belki sokaklarında hiç dolaşmamış olan Saymaz, iddialarını örneklerle desteklemeye çalışıyor ama verdiği bilgilerin istihbarat raporlarından alındığı anlaşılıyor.
-Bu bilgilerin hukuki hiçbir temeli olmamasına rağmen içindeki kini gösteren Saymaz ve bu bilgileri onun eline tutuşturan kişi veya grupların hedefine bakmak gerekir. Hedefleri ne?
-Bir süredir Tarikatler ve Cemaatlere yönelik başlatılan saldırıların gelip bu konuya dayanacağı bekleniyordu.
-Sanki birileri yeni darbelere zemin hazırlamak için Güneydoğu’daki İslami çalışmaları yeniden hedef tahtasına oturtmak istiyor.
-Bu kesimler, iyice gerileyen HDPKK’nin kaybettiği tabanı HÜDA PAR kazanmasın diye bir kampanya da başlatsalar şaşmamak gerekir.