Tesettüre çağrı seferberliği başlatılıyor
Genel Merkezleri Diyarbakır`da bulunan İkra Eğitim-Der ve Hür-Der, 20 Haziran Pazartesi günü düzenleyecekleri programla
Türkiye genelinde tesettür seferberliği başlatacak. Bu etkinlikten sonra broşür ve kitapçıklarla tesettürün önemi bire bir halka anlatılacak
İkra Eğitim-Der (İkra Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) ile Hür-Der (İnsani Hak ve Hürriyetleri Derneği), Türkiye genelinde tesettür seferberliği başlatmaya hazırlanıyor. 20 Haziran Pazartesi günü Kaplan Düğün Salonu’nda bayanlara yönelik düzenlenecek program ile tesettür seferberliği başlatılacak. Programa, kamusal alanda ve ilköğretim okullarında örtüleri bahane edilerek, mağdur edilen kız çocukları ve bayanlar katılarak, yaşadıklarını anlatacaklar.
MAĞDURLARA HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ
Konu ile ilgili görüştüğümüz İkra Eğitim-Der Genel Başkanı Avukat Abdulgani Orhan, tüm bayanları etkinliğe davet etti. Orhan, Türkiye’de gerek kamusal alanda ve gerekse de eğitim kurumlarında var olan tesettür sorununu gündeme taşımak için “Tesettüre Çağrı” adlı bir program düzenlemeye karar verdiklerini söyledi. Hür-Der ile birlikte bu etkinliği düzenleyeceklerini belirten Orhan, etkinlikte başörtüsü mağdurlarının bir araya geleceklerini ve kendilerinin de onlara her türlü desteği vereceklerini söyledi.
GÜNDEMİMİZ TESETTÜRDÜR
28 Şubat süreciyle beraber tesettürün bir sorun olarak görüldüğünü ve bu darbe süreciyle beraber bunun zirve yaptığını anlatan Orhan, gayri hukuki, gayri insani ve gayri ahlaki yöntemler kullanılarak, zulüm ve zorbalıkla binlerce insanın mağdur edildiğine dikkat çekti. Ak Parti hükümetinin 2002 yılından beri tesettür sorununu çözeceği umuduyla iktidara geldiğini belirten Orhan, şu ana kadar bunun çözülemediğini, artık bunun çözüme kavuşması gerektiğini söyledi. 2010 yılından beri Doğu ve Güneydoğu’daki ilköğretimlerde ciddi sıkıntıların yaşandığını hatırlatan Orhan, bundan sonraki gündemlerinin tesettür olacağını ifade etti.
AMACIMIZ ÜZÜM YEMEKTİR, BAĞCIYI DÖVMEK DEĞİL
Yeni Anayasa’yla birlikte bu sorunun artık sorun olmaktan çıkması gerektiğini ifade eden Orhan, etkinliklerindeki amaçlarının bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olduğunu, sorun çıkarmaktan ziyade, sorunların çözümünden yana olduklarını söyledi. Bu sorunun çözümü için adım atacak herkesle görüşmeye hazır olduklarını belirten Orhan, bu sorunun çözümü için bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak mağdurlaradestek verdiklerini söyledi. Bu sorunu çözecek kişilere çağrıda bulunan Orhan, “Bu sorunu birinci gündeminize alın, okullar açılmadan önce bu sorunun çözüme kavuşması gerekir” şeklinde konuştu.
TESETTÜRLÜ OKUMA HAKKI ENGELLENMEMELİ
Başörtüsünün İslam’ın emri olduğunu belirten Hür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Av. Şaban Dalgın, Allah’ın emri olan kızlarımızın ve kadınlarımızın başörtülü olmasını ve bu şekilde toplum(Kamu)sal faaliyete katılmasını sistem ve sistemi kaptırmamacasına sahiplenen zihniyetin kabullenmediğini söyledi. Bu zihniyetin ortada bir yasak olmamasına rağmen sanki bir yasak varmış gibi toplumu baskı altına aldığını belirten Dalgın, “İnsanların kafasında oluşturduğu bu yasakçı zihniyetle şimdiye kadar başörtülülerin toplum(Kamu)sal faaliyetlere katılmasını engellemeye çalışmıştır” dedi.
EVREN’İN KANUNLARI UYGULANIYOR
“Başörtüsü ister inanç hürriyeti, ister kişilik bütünlüğü hakkı olarak düşünülsün sonuçta insani hak ve hürriyet kapsamındadır” diyen Dalgın, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu hak ve hürriyeti kısıtlamak veya yasaklamak hiç kimsenin hakkı olmadığı gibi direk yasak olduğunu belirtir hiçbir yasa ve yönetmelik de yoktur. Şu an Kenan Evren`in anti demokratik döneminde çıkarılan (1981 tarihli Kılık Kıyafet Yönetmeliği) yönetmelik üzerinden hürriyetleri kısıtlama ile ilgili yorumlamalar yapılarak başörtüsü yasak gösterilmek istenmektedir. İslam’ın toplum(Kamu)da kendisini hissettirmesine tahammül edemeyen zihniyet, hissedilecek İslam’ın, vicdanlarını ve kafalarını ahiret muhasebesine yönelteceği korkusu taşımaktadırlar. Bu nedenle bulundukları alanlarda başörtüsünü İslami çağrışım yapmasından dolayı görmek istememektedirler. Tıpkı mezarlık kapısında ölümü hatırlatan ayeti görmek istemedikleri gibi”
KAFALARDA OLUŞTURULAN YASAK DIŞINDA BİR YASAK YOKTUR
Şu an İlköğretim eğitiminin zorunlu olduğuna dikkat çeken Dalgın, İlköğretimde 5. sınıfa kadar disiplin cezası olmayıp sadece ilköğretim orta kısmında okula uyum sağlayamamak adı altında başka okula gönderme uygulamasından öte bir yaptırımın bulunmadığını söyledi. Dalgın, “Mevcut yasakçı sistemin, ilköğretimdeki çocuklarımızın Meryemî iffet ve İslam şiarıyla okumasını engellemek için sadece kafalarda oluşturduğu yasak dışında bir yasak yoktur. Hz. Meryem’in eğitim almasını engellemek isteyen hahamlar nasıl Hz. Meryem’in eğitimini engellemekte başarısız olmuşlarsa ve engelleyecek bir kural, kitaptan bir yasa bulamamışlarsa günümüzdeki takipçileri de aynı başarısızlığa mahkûmdurlar. Kızlarımızı, okumak istiyorsanız Allah’ın emrini çiğneyeceksiniz diyen günümüz haham bozuntularının insafına ve merhametine terk edemeyiz. Olmayan yasak Ecenur kızımızın simgeleşen direnişi ve sonrasında yüzlerce kızımızın direnişiyle kafalardan da silinmeye başlamıştır” şeklinde konuştu.
OKULA ALMAMA VEYA ATMA GİBİ BİR CEZA VERİLEMEZ
Dalgın, Millî Eğitim Bakanlığı’nın İlköğretim Kurumları Yönetmeliği 109.Madde b fıkrası Kınama yaptırımını gerektiren davranışların başlığında 5. bent kılık ve kıyafet kurallarına uymamaya kınama cezası öngörüldüğünü ifade ederek, 109. madde c fıkrası 17. bendi Kılık ve Kıyafet Yönetmeliğine uymamakta ısrar etmek Okul Değiştirme yaptırımını gerektiren davranış olarak belirtildiğini söyledi. Dalgın, “Bu madde sadece başörtüsü için değil, okula siyah önlükle gitmeyenler, pantolonla okula gelen kız öğrenciler ve diğer kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı bir şekilde okula gelen tüm öğrenciler ve öğretmenler içinde geçerlidir. Sadece başörtülülere uygulandığında ayrımcılık suçu işlenmiş olacaktır. Başörtüsüne başka bir yaptırım da yoktur. İlköğretim 6. 7. 8. sınıflara giden kız çocuklarına kılık kıyafete aykırı giyinmeden dolayı uyarı, kınama ve sürgün cezası dışında okula almama veya atma gibi bir ceza verilemez” dedi.
TÜM MÜSLÜMANLARA AÇIK ÇAĞRI
Duyarlı Müslümanlara seslenen Dalgın, “Senin kızına ilköğretimde başörtülü okuduğu için senin zihnine yerleştirilen yasak dışında yasak yoktur. Bu zihnindeki yasağı kır. Bu saatten sonra Allah indinde ikrah savunması yapamazsın. Çünkü seni baş açtırmaya zorlayabilecek senin şartlandırılmış zihnin dışında başka bir neden kalmamıştır. Yeni eğitim ve öğretim yılının başından itibaren örtülü okumak isteyen kızının yanında okula git. Kızına güven ver onun yanında olduğunu hissettir. Okul yönetiminin diretmesi durumunda yasal prosedürü hatırlat. Keyfi davranışlarında sivil toplum kuruluşlarını çağır. Hiçbir mevzuatta okula almama gibi bir yaptırım yoktur. İlköğretimde İslam’a uygun giyinmeyen çocuk sonra edindiği alışkanlıkla uygunsuz giyimi normal karşılamaya başlayacaktır. Çocuğunuza baskı yapmayın ama örtünmeye başlamışsa sonuna kadar onunla olun” diye konuştu
M. Salih Keskin/ Doğruhaber