Hollanda`da şehitler anıldı
Hollanda`nın Lahey kentinde Hicret Camii tarafından düzenlenen Şehidleri Anma programında, şehitlerin hayatından kesitler aktarılarak şehit ve şehadet kavramları üzerinde duruldu.
LAHEY - Lahey kentinde faaliyet yürüten Hicret Camii, şehadet ayı olan Şubat ayı münasebetiyle Şehidleri Anma Programı düzenledi. Hicret Camii`nde düzenlenen Şehidleri Anma Programı kılınan İkindi namazının akabinde başladı. Kur`an-ı Kerim tilavetinin ardından programa konuşmacı olarak katılan Mücahit Kılıç Hoca, şehid ve şehadeti konu alan konuşma yaptı.
Bu ümmetin tarih boyunca zulme uğramış mahrumlar ve mazlumlar olduğunu belirten Mücahit Hoca, "Küfür alemi tarih boyunca inancımızı, Allah`a imanımızı suç sayıp bizleri öldürmekten, kanlarımızı akıtmaktan geri durmamıştır. Cenabı Allah`ın Kur`an-ı Kerim`de buyurduğu gibi, ekinlerimizi ve nesillerimizi helak etmişlerdir. Bizi bir an olsun görmeye dahi tahammül edememişlerdir. Nitekim Nuh (as) kıssasında da anlatıldığı gibi, elbiselerini yüzlerine örtmek suretiyle Hz Nuh`un (as) bırakın sesini işitmeyi, sesini duymaya dahi tahammül edememişlerdir. Şüphesiz zalimlerin bu kinlerinin sebebi, zulüm ettikleri bu insanların, yurtlarından çıkmaya mecbur ettikleri bu insanların, alçakça katlettikleri bu insanların, onların mallarına, namuslarına göz dikmelerinde ya da topraklarını meskenlerini gasp etmelerinden değildi. Düşmanımız olmalarına rağmen kendileri bizim emin olduğumuzu ikrar etmişlerdir. Zalimlerin bu kudurmuşluğunun sebebi, hiç şüphesiz mazlum ve mustazafların kanlarıyla inşa ettikleri sömürü ve zülüm rejimlerinin sallanmasıdır. Çünkü o zamana kadar yaptıkları zulümler yanlarına kar kalmış, zulümlerini yüzlerine haykırmaya kimse cesaret edememişti" şeklinde konuştu.
Mücahid Hoca konuşmasına şöyle devam etti: "Ne zaman ki zalimlerin yüzlerine hakkı korkusuzca haykıran, kaybedecekleri makam ve mevkinin derdi ve telaşına düşmeyen, düşmanın habis yüzüne "heyhat minezzille diye haykıran" hak erleri, mücahid bahadırlar meydana çıkmış, zalimler onlara en alçakça işkenceleri reva görmüş, eşine rastlanmayacak canilikle onları katletmişlerdir. Hak erleri bu uğurda öleceklerini bile bile, düğüne gider gibi ölüme gitmişlerdir. Ve bunu söylemleri ve eylemleriyle ortaya koymuşlardır. Çünkü onlar, şehadetin bir ödül olduğunu biliyorlardı ve bu ödülün isteyene değil layık olana verileceğini de biliyorlardı.
Şeyh Said hazırlığını yapar ve evden çıkacağı zaman hanımı ona şöyle der:
"Sen bizi kime bırakıp gidiyorsun" Bu soru karşısında Şeyh Said tarihi cevabını şöyle verir:
"Sen bizi kime bırakıp gidiyorsun" Bu soru karşısında Şeyh Said tarihi cevabını şöyle verir:
- Eğer ben ve bu bastonum yalnız da kalsak ben yine bu kafirlere karşı çıkacağım. Ne ben Hz. Hüseyin`den daha değerliyim ne de benim ailem onun ailesinden daha kıymetlidir. Eğer ben bu kafirlere karşı çıkmazsam zebaniler sarığımdan tutup beni cehenneme atarlar, siz o zaman bana yardım edebilecek misiniz? Onlar bana demezler mi; "Ey Said Allah o kadar mal mülk verdi sana. Sen Allah için ne yaptın? Bunlar Allah`ın emirlerini ayaklar altına almışlar.
Evet ben cihada başladım ve korkanlar, cihat edemeyecekler, hastalar gelmesinler. Bu yol korkakların yolu değildir!"
Mücahid Hoca`nın konuşmasının ardından Hicret İlahi Grubu marş ve ezgiler seslendirdiler.
Şubat ayında şehid olanların hayatlarının kısa kesitler halinde anlatıldığı program, Hubeyb Bin Adiy`in şehadetinin canladırıldığı tiyatro gösterimi ile devam etti.
Büyük bir ilgiyle izlenen tiyatro gösterimi duygulu anların yaşanmasına neden oldu.
Katılımın yoğun olduğu program tiyatro gösteriminin bitimiyle sona erdi.
Programdan memnun ayrılan izleyiciler, bu programların sürekli olması temennisinde bulundular.
(Yusuf Zaman - İLKHA)