DIŞ HABERLER SERVİSİ

Amerika’da seçim var. Ancak günlerdir gerek yazılı basının manşetlerinde ve gerekse görsel medyada o kadar çok işleniyor ve son dakika bilgisi olarak izleyici ve okura sunuluyor ki sanırsınız Türkiye’de seçim var. ABD, dünyanın süper gücü olabilir ama bu denli önem atfedilerek ‘Trump mı öne geçti, Biden mi’ diye ülkenin gündemini meşgul ettirmek, doğru bir yaklaşım olmasa gerek. Bunu yapmaktansa ABD’nin İslam coğrafyalarını işgal ederek talan ettiği topraklar ve katlettiği milyonları anlatmak ve bu zulme nasıl karşı durulabileceğinin analizlerinin yapılarak değerlendirmelerde bulunmanın daha isabetli olacağını söylemekte fayda var. Aklıselim düşünce; yapılan seçimleri sürekli gündemleştirerek çok önemsenen ABD’nin, ajanlarının geçmişte sır bilinen kozmik odalarda cirit attığını ve 15 temmuz darbesinin arkasında duran sinsi bir güç olduğunu hiçbir zaman akıldan çıkarmamak gerektiğinin bilinciyle hareket edilmesi gerektiğini öğütlüyor.  

Şu an mevcut seçimle gündem olan işgalci ABD’yi gazetemize değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, seçilecek başkan kim olursa olsun ABD’nin, zulüm politikasından şaşmayacak bir sistem üzere kurulu olduğunu ifade etti. Son başkanlardan Reagan, baba-oğul Bush ve Trump’ın Cumhuriyetçi; Carter, Clinton ve Obama’nın ise Demokrat partiden başkan olduklarını hatırlatan Eşin, “Her iki partinin iç ve dış politikada bazı üslup farkları olsa da bu partiler emperyalist sistemin iki partisidir.” diyerek seçim sonucunun her iki durumda da İslam aleminin aleyhine olacağını belirtti.

“BAŞKANLAR ABD’NİN EMPERYAL VE SÖMÜRÜ SİSTEMİNİN SADECE GÖZÜKEN YÜZÜDÜR”

HÜDA PAR yetkilisi Eşin konuşmasının devamında “ABD’nin oturmuş ve çok iyi işleyen bir sistemi var. Bu sistem hak ve adalet üzerine değil, tamamen emperyal ve sömürü üzerine inşa edilmiştir. Sistem, herkesi kendisine itaate ve hizmet etmeye mecbur ediyor. Buna başkanlar da dâhildir. Bu sisteme uymayan, karşı çıkan sistemin dışına itilir. Başkanların dini, rengi, ırkı, düşüncesi ne olursa olsun var olan bu sisteme uymak zorundadır. Başkanlar, bu sistemin gözüken yüzüdür, sembolüdür. Hangi parti ve hangi başkan gelirse gelsin sistem aynen işlemeye devam ediyor.” diyerek ABD sisteminin gerçek yüzünü ortaya koydu.

“DEMOKRATLAR VE CUMHURİYETÇİLER ARASINDA İLKESEL DEĞİL, ÜSLUP VE YÖNTEM OLARAK FARK VARDIR”

ABD’nin dış politikasına değinen Eşin, iki parti arasında sadece yöntem farkı olduğunu açıklayarak “Cumhuriyetçiler şahin, işgal ve savaşı çözüm yolu olarak görürken, Demokratlar ise hedefteki ülkeyi ekonomik ambargolarla hizaya getirme, muhalefetin desteklenerek rejimlerin devrilmesi, işgal yerine o ülkeye havadan ve farklı yollardan askeri saldırıları yöntem olarak benimsemektedir.” dedi. Buna örnek olarak da Cumhuriyetçi Baba ve oğul Bush döneminde Irak ve Afganistan işgal edildiğini, Clinton ve Obama döneminde ise bu ülkelerden asker sayısı azaltılırken katil SİHA ve uçaklarla hava saldırıları yapılmaya devam edildiğini belirtti.

Mehmet Eşin pratikte de görülen gerçeği açıkladıktan sonra “Özetle, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında ilkesel değil, üslup ve yöntem olarak fark vardır. Biri kurbağayı direk sıcak suya atarken diğeri kurbağayı kısık ateş altında ısınan suda haşlamaya tercih eder. Biri kafasına sıkarak öldürür diğeri işkenceyle, aç ve susuz bırakarak öldürür. Bu, demokratların acıma ve insani düşüncelerinden değil, bu yöntemin daha iyi sonuç vereceğine inanmalarından dolayıdır.” dedi.

“İSTİSNASIZ SEÇİLEN BÜTÜN BAŞKANLAR KENDİLERİNİ SİYONİST REJİMİN BİRER HİZMETKÂRI OLARAK GÖRÜR”

ABD’de çok güçlü bir Siyonist lobinin olduğunu ve bu lobinin ülkenin temel politikalarını yürütecek kadar etkin olduğunu belirten Eşin “İstisnasız seçilen bütün başkanlar kendilerini Siyonist rejimin birer hizmetkârı olarak görür ve siyonizmin güvenliğini ABD’den daha çok önemserler.” Diyerek bunun sistemleşmiş bir politika olduğunu belirtti.

Bütün parti ve başkanların kendi döneminde siyonist rejime her türlü desteğin verildiğini belirten HÜDA PAR yetkilisi Eşin Filistin toprağının da bu destekler sebebiyle işgal edilmeye devam ettiğini ve Filistinlilerin de sürekli katledildiğini belirtti.

Eşin, konuşmasının devamında; Eğer Biden başa gelirse onun da Trump’ın yolunu izleyeceğini belirterek “Kudüs’ü Siyonistlerin başkenti olarak ilan etti. Biden gelirse bu kararı geri mi alacak. Türkiye, ortağı ve üreticisi olduğu f-35 savaş uçağı projesinden çıkarıldı. Biden gelirse tekrar alınacak mı? Elbette ki hayır… Aynı durumu devam ettirecek. Belki daha beterini yapacak. Çünkü bu kararlar ABD sisteminin kararlarıdır.” diyerek asıl kararların sistem tarafından verildiğini belirtti.

Eşin son olarak “Biz Müslümanlar, düşmanlarımız arasındaki ayrılık ve ihtilaflardan elbette istifade edebilmeliyiz. Ama olması gereken; Müslümanların kendilerine ait çok daha güçlü ve mükemmel bir sistemi inşa etmeleridir. Yoksa zalimler arasından bir zalimi tercih etmek zorunda kalacağız.” diyerek izlenmesi gereken yolu gösterdi.