Şanlıurfa'daki "Ölüler Şehri" ziyaretçilerini bekliyor
Şanlıurfa'da restore edilerek gün yüzüne çıkarılan Kızılkoyun Nekropolü (Ölüler Şehri) kentin tarihine ışık tutuyor.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan Kızılkoyun Nekropolü'nün tarihi millattan sonra 2'nci ve 4'nci yüzyıllara dayanıyor.
Mağaranın içerisinde 61 kaya mezarı, döneme ait figür, mozaik ve lahitlerlerin bulunuyor.
Önceleri uyuşturucu bağımlılarının mesken edildiği mağaralar, yapılan çalışmalarla turizme kazandırıldı. Kızılkoyun Mağarası'nda yapılan ışıklandırma çalışmaları ile birlikte tarihi güzellikler estetik bir görünüm kazandı.
Kızılkoyun Nekropolü, haftanın 7 günü 09.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaretçi kabul ediyor.
Arkeolog Baran İrim, Kızılkoyun Nekropolü ile ilgili İLKHA mikrofonuna konuştu.
Kızılkoyun Nekropolü'nün tarihine değinen Arkeolog İrim, "Bulunduğumuz yer Kızılkoyun Nekropolu'dür. Nekropol alanı, milattan sonra 2’nci ve 4’üncü yüzyıl olarak tarihlendirilişmiştir. Nekro 'ölü', polis de 'şehir' demektir. Burası 'Ölüler Şehri' ya da mezarlık alanı olarak karşımıza çıkıyor. Milattan sonra 2’nci ve 4’üncü yüzyılda kullanılan mezar örnekleridir. Her bir mağara, bir aile mezarlığıdır. Kaya mezar odaları, kişinin kendisi, eşi, çocukları ve mirasçıları için yapılmıştır. Mezarları; sonsuzluk ve ebedi kalacak yer olarak gördükleri için özenle ve işçilikle yaptıklarını görebiliyoruz." şeklinde konuştu.
"Mezar odaları taş kapı ile kapatılmıştır"
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışmalar sonucunda Kızılkoyun Nekropol'ünün ziyarete açıldığını belirten İrim, "Ziyaretçilerin alanı daha iyi gezebilmesi için bazı canlandırmalar, döneme özgü iskeletler ve bulutlar burada sergileniyor. Lahit mezarlarda; yatakların üzerine yatırılmış iskelet örnekleri ve döneme özgü canlandırmalar yer alıyor. Mezar kayalarının tümü ana kayaya işlenmiş durumda. Ana kaya kireç taşıdır. Normalde kolay yontulabilen bir kayaçtır. Bu şekilde kaya mezar odalarını kendilerine göre şekillendirmişlerdir. Kaya mezar odaslarını silindir ya da dikdörtgen taş kapı ile kapattıklarını görüyoruz. Aile bireyleri kaya mezar içerisinde yatırıldıkları için koruma amacı güdülmüştür. Aile bireylerini güvende tutmak hem yaşadıkları dönemde hem de sonraki dönemlerde mezarların tahrip edilmesini önlemek amacıyla bunu yapmışlardır." diye konuştu.
"Kızılkoyun Nekropol alanı tamamen gün yüzüne çıkarıldı"
Bazı mezar odalarının ahır, kiler ve foseptik çukuru olarak kullanılmasından dolayı zamanla tahrip olduğunu ifade eden İrim, "Mezar örneklerine baktığımız zaman Abgar Krallığı dönemine rastlıyor. Alanda; pagan ve erken Hıristiyanlık dönemine ait kabartmalı, süslemeli, lahit ve heykel mezar örnekleri yer alıyor. Bu mezar örnekleri günümüze kısmen de olsa gelmiş durumdadır. Buradaki tarihi yapıların bir kısmı da Roma dönemine aittir. Alanda 389 gecekondu yer alıyordu. Gecekonduların tümü kamulaştırılarak yıkım çalışması gerçekleştirildi. Kızılkoyun Nekropol alanı tamamen gün yüzüne çıkarıldı. Kaya mezar odaları, 1930’lu yıllardan 2014 yılına kadar gecekondu sırasında ortaya çıktı. Bazı Kaya mezar odaları; oda, ahır, kiler, foseptik çukuru olarak kulanıldığı için bazı yerlerinde çok tahribat oluşmuştur." dedi. (İLKHA)