• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Balığın besin değerini arttıran 5 önemli kural
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Sonbaharla birlikte tezgâhlarda yerini alan balık, vücut direncimizi artıran etkisiyle, özellikle enfeksiyonların kapıda beklediği sonbahar ve kış mevsiminde bolca tüketmemiz gereken bir besin. Düşük yağlı ve yüksek kaliteli bir protein kaynağı olan balık aynı zamanda omega 3 deposu! Bunların yanı sıra A, D, B grubu (B2,B3,B6,B12)  vitaminlerinden zengin ve fosfor, selenyum, çinko, iyot, kalsiyum ile magnezyum açısından iyi bir kaynak.

Zengin içeriğiyle; kan basıncını düşürmeye, kalp krizi, felç ve Alzheimer riskini azaltmaya, hafızayı, kemikleri ve gözleri güçlendirmeye yardımcı olduğu, yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanan balığın sağlık açısından haftada en az 2 kez sofralarda yerini alması gerektiği tavsiye ediliyor.

"Yağda kızartmayın, hafif sulu bırakın"

Özellikle küçük balıklarda tercih edilen kızartma yöntemiyle yüksek ısıya maruz kalan balığın yapısının bozulması sonucu protein içeriğinin azaldığını söyleyen Akkülah, "Kızartılan balık ağırlığının yarısı kadar yağ çektiğii için kalori miktarı artıyor. Balığın besin değerinin düşmemesi için ızgara, fırınlama veya buharda pişirme gibi daha sağlıklı teknikleri tercih edin. Balığı fazla pişirmeden, hafif sulu kalacak şekilde pişirmeye özen gösterin." dedi.

"Kılçıklar kemik sağlığına iyi geliyor"

"Hamsi ve istavrit gibi küçük balıkları, sağlığa olumlu etkilerini arttırmak için kılçıklarıyla tüketmenizde fayda var." diyen Akkülah, "Kılçıkta bulunan yüksek oranda kalsiyum ve fosfat içeriği öözellikle kemik sağlığını koruyarak osteoporoz riskini azaltmaya yardımcı oluyor. Ayrıca eklem ağrılarına da iyi geliyor." şeklinde konuştu.

"Balığın bol limonla tüketilmesi omega-3'ün vücutta kalmasını sağlıyor"

Balıkta en az bulunan vitaminin C vitamini olduğunu söyleyen Akkülah, balığın bol limonla birlikte tüketilmesi tavsiyesinde bulunarak "Omega-3 kalp-damar sağlığını korumak ve vücut direncini arttırmak için vücudumuzda üretilmeyen, mutlaka dışarıdan almamız gereken önemli bir yağ asididir. Limonda bulunan C vitamini ve antioksidanlar omega-3’ün vücutta kullanımını arttırıyorlar. Salatalarınıza ve balığın üzerine limon sıkarak hem lezzetini hem de sağlığa olumlu etkilerini arttırabilirsiniz." diye konuştu.

"Balığın yanında tüketeceğiniz soğanla daha dengeli kan şekeri seviyesi elde edebilirsiniz"

Balığın vazgeçilmezi soğan ve sarımsağın içeriklerinde bulunan kuersetin gibi antioksidanlar bağışıklık sisteminin daha güçlü olmasına katkı sağladığını hatırlatan Akkülah, "Yapılan klinik çalışmalarda balığın içerdiği omega 3 yağ asitlerinin kan basıncı ve kandaki yağların düzeylerini düşürerek, insülin direncini azaltabildiği gösterilmiş. Özellikle yüksek kan şekeri seviyesine sahipsiniz balığın yanında tüketeceğiniz soğanla daha dengeli kan şekeri seviyesi elde edebilirsiniz." dedi.

Balığın yanına çok yakışan yeşil salatanın da asla ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Akkülah, marul, göbek ve maydanoz gibi yeşil yapraklı sebzeler ile üzerine sıkılan limonla C vitamini miktarının yükseltebileceğini, bu sayede balıkta bulunan omega-3’ün emilimini arttırabileceğini söyledi.

"Oda sıcaklığında 2 saatten fazla bekletmeyin"

“Balıktan maksimum fayda sağlayabilmek için dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, taze olması.” diyen Akkülah taze balığın özelliklerini şöyle anlattı:

“Balığın gözleri parlak, solungaçları kırmızı-pembe ve derisi gergin olmalı. Kokmamalı ve pulları ellerinizi sürdüğünüzde hemen dökülmemeli. Ayrıca üzerine bastırdığınızda yüzeyinde çökme meydana gelmemeli. Taze balıklar, pullarını ve içini hemen temizlendikten sonra uygun bir kapta, buzdolabında 1-2 gün, derin dondurucuda ise 3-6 aydan fazla saklanabilir. Balık satın aldıktan veya buzdolabından çıkardıktan sonra oda sıcaklığında 2 saatten fazla bekletilmeden tüketilmesi besin değeri kayıplarını azaltırken, bozulmaya bağlı gıda zehirlenmesini de önleyebiliyor.” (İLKHA)













Bu haberler de ilginizi çekebilir