Bitlis İl Kültür Müdürlüğü, Kürd miri Şeref Han’ı Acem olarak tanıtması tepkiye neden oldu
Bitlis İl Kültür Müdürlüğünün resmi web sitesinde ünlü Kürd miri Şeref Han, Acem asıllı olarak tanıtıldı.
Bitlis İl Kültür Müdürlüğünün web sitesinde “Bitlisin Yetiştirdiği Önemli Şahsiyetler” bölümünde, ünlü Kürd miri ve tarihçisi Şeref Han ile ilgili, “Emir Şeref Han; 1220 - 1650 yılları arasında Bitlis’te hüküm sürmüş olan Şerefhanlar sülalesinin bir mensubudur. Asılları Acem olup, soyları İran Kralı Kisra’ya dayanmaktadır.” ifadelerine yer verildi.
Bitlisli araştırmacı yazar Nimetullah Atal, Twitter hesabından ilgili bölümün fotoğrafını paylaşarak, Kürd tarihinin çarpıtıldığını belirtti.
Bitlis Hükümdarı Şerefhan ve Osmanlı Padişahı III. Murad’ın karşılıklı olarak Kelime-i Şehadet getirmekte oldukları bir minyatürü paylaşan Atal, Şerefhan ile ilgili kullanılan “Af edildi’ böyle bir tabir doğru olmadığı gibi 'küçümseyicidir.' Karşılıklı bir antlaşma var. (Bitlis sınırlarını genişletmiştir.)” dedi.
Şeref Han Bitlisi kimdir?
Şeref Han Bitlisi, 25 Şubat 1543 yılında Mir Şemseddin’in oğlu olarak İran’ın Kerehrud şehrinde dünyaya geldi. Çocukluk yılları Safevi devletinde geçen Şerefhan, Şah Tahmasp’ın sarayında şahın çocuklarıyla beraber eğitim aldı.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Safevilere sığınmak zorunda kalan Babası Mir Şemseddin, Safeviler tarafından büyük bir saygı ve hürmetle karşılanıp kendisine büyük değer verilmiştir.
Ülkesinden ve toprağından uzak olmanın hasretiyle büyüyen Şerefhan, babasının ölümünden sonra mülkü olan Bitlis’e dönmek istedi. Çocukluk yıllarında iyi eğitim almasından ötürü genç yaşta önemli devlet görevlerinde bulunarak vali olarak atanmıştır. 1522 yılında Şah Tahmasp’ın meclisine girip sarayda yaşamıştır. Kendisi aynı zamanda iyi bir ressam ve minyatür ustasıdır.
Geylan bölgesinde, Sultan Haşim’e karşı kazandığı savaş, Şerefhan’ın önünü açtı. Şah tarafından, Nahçıvan Valisi olarak atanarak, Nahçıvan mülkünün yegane yetkilisi oldu. Bu görevde bulunduğu sırada Safevi Sultanı, Şah Tahmasp hayatını kaybetti ve Safevilerde iç karışıklık meydana geldi. Yaşanan bu iç karşılıklık Şerefhan’ın ülke topraklarına dönmesi için iyi bir fırsat oldu.
Bu esnada Sultan III. Murad tarafından kendisine Bitlis mülkünün iadesini içeren bir mektup gönderildi. Şerefhan, beraberinde yüzlerce Rojkanlı aile ile atalarından kalma Kürt mülkü olan Bitlis’e geri döndü. Van beylerbeyi Hüsrev Paşa, kendisini Van’da büyük bir ilgi ve saygıyla karşıladı.
Eserleri
Şerefhan’ın Kürt tarihini anlatan ünlü Şerefname eseri Kürt Tarihi, İran Tarihi ve Osmanlı Tarihi olmak üzere üç ciltten oluşmaktadır. Kürt Tarihini anlatan Şerefhan daha çok Kürt hükümdarların ve soylu ailelerin yaşamı üzerinde durmuştur. Yazmış olduğu bu kitap Kürt tarihinin en önemli eserlerinin başında gelir.
Şerefhan, Bitlis’e döndükten sonra tahta geçer geçmez eğitim faaliyetlerine önem verdi. Bu bağlamda Bitlis’te önemli medreseler inşa ettirdi. Bu eserlerini anlatırken, “Yüce Allah’a muhtaç fakir kulun eseridir” diye başlar.
Şeref Han, Şerefname’de inşa ettirdiği medreseler için, “Şemsiye Külliyesi etrafında 5 tane Medrese inşa ederek hizmete soktum. İhlasiyye, İdrisiyye, Şükrüyye, Hatibîyye, Hacibegiyye adlarıyla isimlendirdiğim bu medreselerin başına Mewlana Hidir Bîbî, Şeyh Şemseddin Mevlana Muhammed Şêrnasî Hazretleri, Mevlana Muhammed Zirkî, Mevlana Ebdirrehman (Melayê Reşik) gibi yüksek derecede bilgi sahibi olan bu şahsiyetleri getirttim.” ifadelerini kullanmıştır.
Bitlis’i Kürtler için köklü bir eğitim yuvası haline getiren Şerefhan’ın inşa ettiği medreselerin etkileri 1900’lerin başlarına kadar sürmüştür.
1655’de Bitlis’i ziyaret eden Osmanlı Seyyahı Evliya Çelebi (O dönem Bitlis Hükümdarı, Şerefxanê Bedlîsî’nin torunu Abdal Han’dır) bu medreseler için, “Der Beyân-ı Cevâmi’hâ-yı Şehr-i Bitlîs-i Kürdistan”, ”Bitlis’teki alim, hafız ve feqîlerin Kürdistan’da en iyileridir” tarifinde bulunmuştur. (İLKHA)