Ağrı Dağı'ndaki uygunsuz görüntülere STK'lardan tepki
Ukraynalı kadın dağcıların uygunsuz görüntülerine tepkiler gelmeye devam ediyor. Tepki gösteren STK temsilcileri, görüntülerin masum bir davranış olmadığı ve bu durumun Ağrı'nın değerleri ile çeliştiğinin altını çizdi.
Ukraynalı 20 kadın dağcının Ağrı Dağı'nda verdikleri uygunsuz görüntüler tartışılmaya devam ediyor. Yapılanın akla ve mantığa uygun gelmediğini belirten STK temsilcileri, ortaya konan görüntüler ile tanıtımın birbirinden ayırt edilmesi gerektiğini ve bu yapılanların kabul edilemez olduğunu belirtti.
"Ağrı halkı örf ve adetlerine bağlı olduğu bilinmesine rağmen…"
Turistlerin yaptıklarının akla ve mantığa aykırı olduğunu kaydeden Diyanet-Sen Ağrı Şube Başkanı Yasin Çınar, "Ağrı Dağı, 5 bin 137 metre ile Türkiye'nin en yüksek dağı. Birçok efsanelere, hikayelere konu olan Ağrı Dağı turizm potansiyeli en yüksek dağlarımızdan biridir. Doğal güzelliği ve kuş cenneti olarak adlandırılan Milli Park ile de önemli bir noktadır. Bu güzelim dağa tırmanmak için gelen Ukraynalı turistlerin 3 bin 200 ve 4 bin 200 kamplarında dağ kıyafetlerini çıkarıp bikini ile poz vermeleri doğru değil. Ağrı halkı, örf ve adetlerine bağlı bir halktır. Bunun bilinmesine rağmen Ukraynalı turistlerin yaptıkları akla ve mantığa aykırıdır." dedi.
IHH Ağrı Şube Başkanı Kerem Engin ise her zaman kentin tanıtım noktasında eksikliğinin olduğunu ve bunu her platforma dile getirdiklerini kaydetti.
Engin, "Ağrı'nın tanıtımı, turizm potansiyelinin artırılması, Ağrı Dağı'nın tanıtımının yapılması ile ilgili hiç birimizin itirazı yok, zira hepimizin şikayetçi olduğu bir noktadır. Gerek STK'lar, gerek yazar, çizerler olarak Ağrı'nın bir tanıtım, lobi eksikliğinin olduğunu her zaman dile getiriyoruz, bu noktada buna karşı olmadığımızı belirtmek istiyorum. Bu noktada tanıtımı yapılan işin, ortaya konulan görüntülerin doğru değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun başka yöne çekilmemesi gerekiyor." diye konuştu.
"Çok masum gibi bir durum gelmiyor bize"
"Ağrı'nın değerleri üzerinden tanıtılması gerekir" diyen Kerem Engin, "Zira Ağrı'nın kendi öz kaynakları ile var olan değerleri göz önünde bulundurularak ve gerçek anlamda gün yüzüne çıkarılarak ortaya konulacak bir tanıtımın hem şehrimizin ruhuna hem de toplumumuzun gerçekten değer yargılarına, örfüne, adetine aykırı davranmadan yapılabileceğine inanıyoruz. Bu yapılan bir tanıtım mı yoksa bu yapılanın altında başka bir şey var mı? İşin doğrusu henüz kestirebilmiş değiliz. Çok masum gibi bir durum gelmiyor bize. Zira dağın belli bir kısmına çıkıp orada bir dağcı olarak tanıtım yapmak maksadıyla tırmanmış olmaları ile yetinmeleri amacı hasıl edecekti. Basın davet edilerek ya da kendi sosyal medya hesaplarından paylaşılarak bir katkı sunulabilirdi. Ancak orada belli bir noktadan sonra uygunsuz kıyafetlerle yapılan şey aslında Ağrı Dağı'nın veya Ağrı'nın tanıtımından ziyade başka bir düşünce olduğuna sevk ediyor insanı. Bu noktada şehrimizin, toplumumuzun örfü, adeti, inancı, gelenek ve göreneklerinin yıpratılmaması, yozlaştırılmaması gerektiğine inanıyoruz." şeklinde konuştu.
"Her şey de kadının bedeninin teşhir edildiği bir anlayışı tasvip etmiyoruz"
Gelinen noktanın aile bütünlüğünü bozmaya yönelik girişimler olduğunu ifade eden Engin, "En temelde zaten böyle kapitalist anlayışın kadını bir metaa dönüştürdüğü gerçeği var. İşte araba reklamından, çiklet reklamına kadar her şey de kadının bedeninin teşhir etmeye yönelik yapılıyor, bunu doğru bulmuyoruz. Bu Ağrı Dağı'nda da olsa bile böyle, reklamda da olsa böyle, filimde de olsa böyle. Burada nihayetinde gelinen nokta aile bütünlüğünü bozma, toplumsal, ahlaki değerlerin yıpranması, aşınması ve gerçekten nesillerimizin ahlaken erozyona uğramasına sebep oluyor. Bunu kesinlikle tasvip etmiyoruz.
Bu organizasyonun hangi kişi ve kurumlar tarafından yapıldığını da bilmiyoruz. Bunun gün yüzüne çıkarılması, burada bir kasıtın olup olmadığının ortaya çıkarılması lazım. Nihayetinde buraya çıkan dağcılar, yetkililere bu şekilde bilgi vermemiş de olabilir ama bu işin peşinin kesinlikle bırakılmaması gerekiyor. Bu yapılan eylemin sorumluluğu ile ilgili kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor. Biz Ağrımızı kendi kaynaklarımızla, alim ve ulemamızla, dengbêjlerimizle, STK'larımızla, Ağrı'nın yazar ve çizerlerin bir araya geleceğimiz platformlarda tanıtma noktasında gayretler göstermeliyiz." diye konuştu.
"Yetkililerden rica ediyoruz, Ağrı'nın bu tür şeylerle gündeme gelmesine mani olsunlar"
Mustazaflar Cemiyeti Ağrı şube başkanı Arif Yılmaz ise konu ile ilgili şunları söyledi:
"Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesi kültürü, inancı, örfü ile bilinen bir kültür yapısına sahip olan ilçemizdir. Daha önce Hercai isimli dizinin fragmanının orada çekilmesi ve müstehcen sahnelerin olması, podyum mankenlerinin orada defile yapması vs. bunların üst üste gelmesi, ardından Ukraynalı dağcıların mayo ve bikinilerle poz vermesi akla farklı şeyler getiriyor. Yetkililere sesleniyor ve şunu rica ediyoruz, Ahmed-i Hani Hazretleri, İshak Paşa Sarayı gibi mekanların müstehcen sahnelerle gündeme gelmemesini istiyoruz.
Tabi turizm sektörünün ne kadar getirisinin de olduğunun farkındayız fakat bu demek değildir ki müstehcen sahnelerle burası tanıtılacak. Toplumumuz duyarlı ve hassastır, bu tür girişimleri kabul etmez. Defile yapılması, dizi fragmanındaki müstehcen sahneler belki bu dağcılara da cesaret vermiştir. Yetkililerden rica ediyoruz, Ağrı'nın bu tür şeylerle gündeme gelmesine mani olsunlar. Elbette ki buraya turist akınının olmasını istiyoruz ama turist çekmek için meşru daireler çerçevesinde hareket edilmeli diye düşünüyorum. Buraların sahipsiz olmadığını bilmeleri gerekir, belki birileri bunlara öncülük etmiştir ama burada mülki amirlerimize sesleniyoruz, buralara sahip çıkalım, bu tür müstehcenliklere izin vermeyelim. Eğer ki illa tanıtım olacaksa, bu güzel yerleri kendi değerlerimizi referans alarak tanıtalım." (İLKHA)