Omerta Yasası ve Cübbeli’nin İhbarları!
Cumhuriyet Gazetesi’nin 2007’de atmaya başladığı “Tehlikenin farkında mısınız?” manşetleri vardı. Laik-Kemalist olmakla övünen gazete daha sonra reklam filmleriyle yıllarca uyarı niteliğindeki bu ihbarını sürdürmüş ve kendince bir yandan vatandaşı bilinçlendirirken bir yandan da “Zinde güçlere” iktidarı alaşağı etmeleri için çağrıda bulunmuştu.
Yusuf Can – Haber Yorum
Sonuçta herkesin bildiği ama “dengeler nedeniyle” üstü örtülen “Ay ışığı, balyoz…” gibi darbe girişimleri vuku bulmuştu.
Cumhuriyet Gazetesi ve fikirdaşlarının İHBAR yarışını anlamak mümkün. Çünkü sığındıkları heykeller onlara fayda vermiyordu, onlar da “Zinde Güçlere” sesleniyordu.
Onları anladık da Cübbeli adıyla meşhur olan; belli bir kesimin saygı ve sevgisini kazanmış, öyle ya da böyle ekranların tanıdık yüzü Ahmet Mahmut Ünlü ’nün ikide bir ekranlara çıkıp “Yaklaşan tehlikenin farkında mısınız?” şeklinde başlayan ve belli İslami Kesimleri ihbar etmeye varan söylemlerini anlamak mümkün değil.
Kendisi de İslami bir kesimin önde gelen şahsiyetlerinden biri olan Cübbeli uzun bir süredir ekran ekran dolaşıp “İki bin Selefi dernek silahlanıyor”, “iç savaşa hazırlanıyorlar”, “pompalı-mompalı” “Yaklaşan tehlikenin farkında mısınız” “Selefi gruplarla İran yanlısı grupları birbirine düşürmeye çalışıyorlar…” şeklinde çok ciddi uyarılarda bulunuyor.
Söyledikleri hem bahsi geçen İslami Kesimleri hem de ülke güvenliğini ilgilendiriyor.
Daha önce de ekranlardan sansasyonel açıklamalarda bulunan Cübbeli, yine ekranların şahitliğiyle görüldü ki bir çok iddiasından U dönüşü yaptı veya yapmak zorunda kaldı.
Şimdilerde ısrarla bazı derneklerin silahlandığı iddiasını dillendirmesi özellikle Laik- Kemalistlerin ekmeğine yağ sürmüş olmalı ki hemen etrafında dört dönmeye başladılar.
Sözcü Gazetesinden derin ilişkileriyle bilinen Saygı Öztürk kendisiyle özel olarak görüşüp ekranlardan dile getirdiği ihbarı etraflıca öğrenmek istedi.(Tabii bu medyatik söylem. Gerçekte Saygı Öztürk SÖYLETMEK ve Cübbeli’nin ağzından yayınlamak için röportaj yaptı)
Röportajda Cübbeli, "2 bin selefi dernek silahlanıyor" söyleminde ciddi bir indirime giderek bu kez Saygı Öztürk’e şöyle diyor:
‘Evet, ben 2 bin civarında dedim ama aslında ben isim isim çıkarttım, şu şu illerimizde başta olmak üzere. Savcılar beni çağırsalar ne biliyorsunuz, hangi silahlanma konusunda sen böyle şeyler söylüyorsun, hangi dernekler, hangi yapılar dese ben en azından 150’sinin ismini vermeye hazırım’ dedi. ( "Yani savcıların kendisini çağırmasını beklediğini ifade etti. Bana göre bilgisine mutlaka başvurulmalıdır”-Saygı Öztürk)
Doğrusu bu ifadeleri okuyan her mütedeyyin vatandaşın Cübbeli adına başını önüne eğeceğini düşünüyorum. Çünkü mevzu bahis olan İslami Kesimlerin ihbarı.
Verilen rakamlar arasında çok ciddi uçurum bulunsa da yüz kızartacak şey bu değil.
İnsanı utandıran şey; Laik Kemalistlerle bir olup bu ülkenin vatandaşı başka Müslümanların derneklerini ihbar etmek.
28 Şubatta dindar avına çıkan bu güruhun bugün de toplumda tanınmış bir şahsiyetin yardımıyla İslami Kesimleri birbirine düşürmek için fırsat kollamaları oldukça düşündürücü bir hal.
Kişinin kendi mahallesine savaş açanlarla bir olup onlara bilgi vermek için çabalaması olayın ayrı bir boyutu. Ne oluyor da Cübbeli bu hizmeti sunmak için gönüllü uğraş veriyor?
Bu durum Sicilya’da ortaya çıkan OMERTA YASASI’nı hatırlatıyor.
20. yy’ın başlarında güçlenen Feodalitenin(Ailelerin ve Mafyanın) gücünü kırmaya çalışan Mussolini Sicilya’da katliamlar yapar. Öyle ki halkta İtalya faşist yönetimine karşı bir nefret oluşur. Bu durum Sicilyalılarda SUÇU- SUÇLUYU devlet organlarına götürmeme/sunmama refleksini oluşturur.
Birinin oğlu öldürülse, kocası kaybolsa karakola değil, saygın bildiği bir aileye(Yani Mafyaya) başvururmuş. Aksini yapanlara Omerta Yasası( Suskunluk Yasası) uygulanırmış.
28 Şubat ve arkasından gelen süreçte İslami Kesimlere bunca eziyeti yaptıkları ve kimse cezalandırılmadığı halde onların mağduru sayılan İslami Kesimden birilerinin çıkıp onlara bilgi vermek için çırpınması anlaşılır bir şey değil.
-Ayrıca sormak lazım bu listeyi kim nasıl hazırladı?
-Bilindiği kadarıyla Cübbeli’nin İstanbul dışında yaygın bir tabanı bulunmamaktadır. Buna rağmen Cübbeli iddia ettiği böylesi detaylı bilgileri nereden alıyor?
-Yeni bir istihbarat filmiyle mi karşı karşıyayız yoksa Cübbeli istihbarat işine mi girişmiş?
-Birileri Doğu ve G.Doğu’da yeni bir operasyonunun alt yapısını mı oluşturuyor?
-Bu listeyi Cübbeli hazırlatmadıysa onun eline mi tutuşturuldu?
-Birileri tarafından verildiyse Kim ve Neden verdi?
-Her şeye rağmen toplumda tanınmış bir Müslüman şahsiyetin bir muhbir durumuna düş(ürül)mesi yürekleri burktuğu kadar düşündürücü değil mi?