Tarih Tekerrür Etti… MÜSLÜMAN HALKLAR İHANETİ UNUTMAZ!
BAE ve Bahreyn’in siyonist işgalcilerle normalleşme yolunda imzaladıkları ihanet anlaşması tarihe utanç olarak kaydedildi. Ancak bu ihanet yeni değil; Enver Sedat da 1979 yılında bu rezalete imza atarak Mısır halkını öfkelendirmiş ve bu ihanet imzası canına mal olmuştu. Siyonistlerden ne dost ne de post olmayacağının anlaşılacağı ve Müslüman halkların kabul etmediği bu ihanetin, BAE ve Bahreyn’e de kötüye mal olacağını, ilerleyen zaman gösterecek.
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Tarih 26 Mart 1979. Emperyalistlerin kuklası olan Enver Sedat siyonist işgalciler ile Camp David anlaşmasını imzalayarak Arap ülkeleri arasında siyonist işgalcileri resmi olarak tanıyan ilk ülke olma rezaletini hak etmiştir. Geçtiğimiz günlerde ihanet kervanına katılan BAE ve Bahreyn de işgalci Siyonistlerle sözde normalleşme anlaşmasını imzaladı. Tarihten hiç ders almayan bu liderler, Müslüman halkın kabul etmediği bu ihanet anlaşmasının bedelini elbet bir gün vereceklerdir.
Konuyla ilgili gazetemize özel demeç veren İhvan-ı Müslimin Şura Meclisi Üyesi Mühendis Mithat Haddad ve Yurt Dışındaki Filistinli Âlimler Heyeti Birliği Üyesi Şeyh Muhlis Berzak, Müslüman halkların ihaneti hiçbir zaman unutmadıklarını ve affetmeyeceklerini belirttiler.
‘İMZALANAN İHANET ANLAŞMASI 32 YILDIR BAŞLAMIŞ OLAN İHANET HALKASININ BİR PARÇASIDIR’
İhvan-ı Müslimin Şura Meclisi Üyesi Mühendis Mithat Haddad “ABD’nin gözetiminde bir tarafta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’in diğer tarafta da siyonist işgal rejiminin imzaladığı ihanet anlaşması 32 yıldır başlamış olan ihanet halkasının bir parçasıdır” diyerek ihanet anlaşmasının o günden bu güne temsilcilerinin olduğunu ifade etti.
Bu ihanet halkasının 1978 yılında Enver Sedat ile başladığını ve 1979 yılında da işgal rejimi ile Camp David anlaşması olarak imzalandığını belirten Haddad “O dönemde Enver Sedat’ın bu kararını bütün Arap ülkeleri kınamış, karşı çıkmışlardı. İstisnasız bütün Arap ülkelerinin karşı çıktığı bu anlaşmaya tepki olarak da Arap Birliği de binasını Kahire’den Tunus’a taşımıştı.” diyerek bugün de Tüm İslam ülkelerinin birleşerek bu ihanete karşı durmaları gerektiğini ifade etti.
BU İHANET, MÜSLÜMAN HALKLARI AYAĞA KALDIRACAK BİR FİTİL MİSALİDİR
Camp David anlaşmasının tüm Arap liderleri tarafından bir ihanet olarak görüldüğü için Enver Sedat’ın karşısında durduğunu ve özellikle Mısır halkının da buna razı olmadığını sonuç olarak da 6 Ekim 1981 tarihinde Enver Sedat’ın ölümüne kadar çok çalkantılı ve zor bir dönem yaşandığını söyleyen Haddad, bugünkü ihanet anlaşmasının da Müslüman halklar tarafından kabul edilmeyeceğini ve halkları ayağa kaldıracak bir fitil gibi olacağına dikkat çekmiştir.
BU ANLAŞMA SÖZDE TAHTLARINI SABİTLEŞTİRME, ÖZDE İSE TAHTLARINI SARSMA ANLAŞMASI OLACAKTIR
İhvan-ı Müslimin Şura Meclisi Üyesi Haddad imzalanan bu utanç anlaşmasının aslında bu iki ülkenin Siyonistlerle yaşanan herhangi bir gerginlik sebebiyle olmadığını ve asıl sebebinin kendi halkları tarafından kabul görmedikleri için tahtlarını bu şekilde koruyup devam ettireceklerini sanmalarından kaynaklandığını belirtti. Haddad konuşmasının devamında “Bu yöneticiler bu saatten sonra dinlerini kaybettiler. İhanetin ve fitnenin temsilcisi oldular” ifadelerini kullandı.
Ancak Haddad sonucun hiç de onların arzu ettikleri gibi olmayacağını ve yakın bir vakitte Sykes-Picot Anlaşmasının tamamen biteceğini, 22 Arap ülkesinin arasındaki sınırların kalkacağını ve Halkların bu hain yöneticilerinden kurtulacağını söyleyerek bunun önümüzdeki İslam Devletinin ayak sesleri olduğunu ifade etti.
“BAE VE BAHREYN’İN İMZALADIĞI UTANÇ ANLAŞMASINI ÇOK DA GARİPSEMEMEK GEREK”
Yurt Dışındaki Filistinli Âlimler Heyeti Birliği Üyesi Şeyh Muhlis Berzak ise, “BAE ve Bahreyn’in Washington’da, normalleşme yolunda Siyonist işgalciler ile imzaladıkları utanç anlaşmasını çok da garipsememek gerek. Çünkü onlar zaten bu günahı işlemeyi sürekli hayal etmekteydiler” ifadelerini kullandı.
Berzak konuşmasının devamında Maide suresinin 52. Ayeti kerimesi olan “Kalplerinde hastalık bulunanların ‘Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz’ diyerek onların dostluklarını kazanmaya çalıştıklarını görürsün. Belki de Allah müminlere katından bir fetih veya başka bir başarı getirir de onlar içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olurlar.” ayetini okuyarak sonlarının hiç de iyi olmayacağını ve bunun belki de Müminler için fethin müjdecisi olabileceğini hatırlattı.
“MESCİD-İ AKSA’YI ANCAK SEÇİLMİŞ KİŞİLER ÖZGÜRLEŞTİREBİLİR”
Mescid-i Aksa’yı özgürleştirecek olan kişilerin seçilmiş kişilerden olması gerektiğini belirten Berzak “Çünkü Mescid-i Aksa ve etrafındaki mübarek Filistin toprakları, Allah’u Teâlâ’nın Yaratılmışların en hayırlısı olan Efendimiz Hz. Muhammed’i mükâfatlandırmak için seçtiği yerdir. İşte böyle mübarek bir yeri özgürleştirecek olan kişilerin hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan, mümin ve mücahit kişilerden olması gerekmektedir. Ancak Allah’u Teâlâ’nın kınadığı, varlıkları dahi utanç verici olan ve tüm insanların gözleri önünde ihanetleri ortaya çıkan bu gibi rezil kişilerin böyle yüce bir olayı yapmalarına müsaade etmesi kesinlikle düşünülemez” ifadelerini kullandı.