STK temsilcileri, okulların 21 Eylül’de açılmasını temenni ediyor
Adıyaman'daki STK temsilcileri, Coronavirus (Covid -19) nedeniyle 16 Mart 2020 itibariyle ara verilerek EBA üzerinden uzaktan verilen eğitimin 21 Eylül’de yüz yüze verilmesini istiyor.
EBA veya internet üzerinden verilen eğitimden her kesin istenilen düzeyde faydalanamadığını belirten Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Adıyaman Şube Başkanı Aziz Özdemir, şöyle dedi:
“Ülkemiz ve dünya zor bir süreçten geçiyor, sağlık kurumlarından sonra en çok etkilenen kurumlarımız maalesef okullarımız ve çocuklarımız. Tabii bakanlık aldığı tedbirlerle EBA ve televizyon aracılığı ile çocukların o eksik kalan konularını tamamlamanın yollarını aradı çocukların eksiklerini tamamlama açısından iyi oldu. Ancak bu süreçte internete ulaşamayan, evde bilgisayarı, tablet ya da internet bağlantısı olmayan çocuklar için de bu bir dezavantaja dönüştü.” dedi.
Aziz Özdemir
"Temennimiz okullarımızın açılmasıdır"
Okullarda yüz yüze eğitimin bir an önce başlamasını arzuladıklarını belirten Özdemir, “Gönül isterdi ki daha iyi, daha hızlı bir şekilde ve tüm öğrencilerimizin ulaştığı bir eğitim şeklini hep beraber yapabilseydik. Tabi ki her konuda olduğu gibi bu konuda da bazı eksikliklerimiz var. Bu da ifade ettiğim gibi internet, bilgisayar ve diğer iletim araçların eksikliği… Eylül itibarıyla bakanlık farklı şeylerle eğitim destek noktaları oluşturmaya başladı. Temennimiz 21 Eylül itibarıyla okullarımızın açılması, öğrencilerimizle yüz yüze eğitime başlamamız. Öğrencilerin sağlığı birinci planda olmak şartıyla, planlayıp gerekli önlemleri alıp o şekilde okulları faaliyete geçirip, eğer bu mümkün değilse ona göre de tedbirleri alıp çocukların uzaktan da olsa konu eksikliklerini eğitim eksikliklerini giderebilmek. Bu süreçte okullara, öğretmenlere, bakanlığa iş düştüğü kadar ailelere, bizlere de bir sorumluluk düşüyor. Biz Müslüman insanlarız, öğrencimizin önce ahlaklı ve manevi bir kişiliğe sahip olmasını temenni eden insanlarız. Onun için öğrencimizin evde bizim kontrolümüzde, mümkün olduğunca derslerini takip eden, rol model olduğumuz bir öğrenci yetiştirmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Pandemi süreciyle ilgili işin fetvasını verecek olan sağlıkçılardır"
Coronavirus tedbirleri kapsamında okulların açılmasıyla ilgili kararı alanında uzman sağlıkçıların vermesi gerektiğini belirten Özdemir, "Pandemi süreciyle ilgili bu işin fetvasını verecek olan sağlıkçılardır. Sağlıkçıların bu işi planlayıp eğer bir sıkıntı oluşturmayacaksa ya da hangi tedbirler alınırsa daha iyi olacak diye bizlere öneri de bulup Milli Eğitim'in de ona göre tedbirlerini alarak okulları açması bizim temennimizdir.” şeklinde konuştu.
Eğitim sürecinde ebeveynlerde çok ciddi görevlerin düştüğünü dile getiren Özdemir, şöyle devam etti:
"Evde velilerimiz lütfen çocuklarınıza ne yapması gerektiğini söylemeyin. Öğrencinizin, çocuğunuzun ne yapması gerekiyorsa, size göre hangi davranış doğruysa siz kendiniz o işi yapın. Kitap okumasını mı istiyorsunuz? Siz kitap okuyun, çocuk size bakıp o kitap okuyacaktır. Ders çalışmasını mı istiyorsunuz? Siz ortamı oluşturun, o imkânı veren çocuk sizin peşinizden gelecektir. Namaz kılmasını mı istiyorsunuz? Siz namaz kılın, rol model olun çocuğunuz sizi mutlaka taklit edecektir. Ama eğer biz sadece söyleyen konumunda olursak bilin ki çocuklarımız bizim söylediklerimizi yapmayacaklardır. Yapsalar bile yapmış gibi gözükeceklerdir. Bu da bizim istediğimiz bir sonucu elde etmemizi sağlamayacaktır. Avrupa'da bazı ülkeler okulları açtılar bazıları kapalıdır. Sonuçta çocukları süresiz şekilde okuldan uzaklaştırma imkânına sahip değiliz. Seyreltilmiş eğitim mi olur, başka bir isim adı altında mı olur çocukların kanımca sağlık alanındaki uzmanların önerisi dâhilinde alınacak tedbirlerle mutlaka okullarla buluşturulması gerekiyor.”
Bedrettin Beyazkaya
"Öğretmenlik peygamber mesleği olarak adlandırıldı"
Öğretmenliğin pandemi sürecinde ne kadar değerli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını dile getiren AGD Adıyaman Şube Başkanı Bedrettin Beyazkaya, “Bu süreç yeni yeni şeyler hatırımıza getirdi. Özellikle ilk dönemlerde öğretmenlerin kıymeti vardı, öğretmenlik Peygamber mesleği olarak adlandırıldı. Dolayısıyla öğretmenler insanların gözünde çok büyük bir kıymete sahipti. Ancak öğrencilerin okula gitmesiyle birlikte okulların, öğretmenler çoğalmasıyla birlikte öğretmenlerin veliler nezdindeki kıymeti azalmaya başladı. Artık kanıksanan olay bir nevi unutulur hale geliyor. Dolayısıyla bu pandemi süreci çocuklarımızın evde kalması, çocuklarımızla yaşadığımız sıkıntılar, onlarla birlikte geçirdiğimiz zamanlar öğretmenliğin kıymetini de bize tekrardan hatırlattı. Belki de bu bizim için bir imtihandır. Dolayısıyla öğretmenlerimiz sabahtan akşama kadar bu öğrencilerimizle birlikte onlara bir şeyler vermeye çalışıyorlardı, ama bu pandemi sürücü bunu engelledi. Okullardaki imkânlar şu anda elimizde yok. Dolayısıyla bu imkânların dışında imkânlar oluşturmak mecburiyetindeyiz. Uzun zamandan bu yana özellikle de internet ve televizyonu olan bağlılıkla okumayı unutan bir topluluğa sahibiz. Şu pandemi süreci belki de bizim için bir imkân olacak, yeniden okumayı öğrenecek, yeniden okumayı hatırlayacağız.” dedi.
“Biz ‘oku’ diyen bir Peygamberin ümmetiyiz”
Toplum olarak okumaya verilen değerin azaldığını belirten Beyazkaya, “Bunun içinde herkesin örneklik teşkil etmesini bilmesi gerekiyor. Karşıdaki insandan beklemeden herkes kitabını eline alırsa hem diğer insanlara örneklik teşkil edecek hem de okumayı yeniden hatırlamış olacağız. Zira biz biliyoruz ki İslam'ın ilk emri 'Oku'dur. 'Oku' diyen bir Peygamberin ümmetiyiz ama okumaktan uzak almışız. Dolayısıyla evlerimizi yeniden okullara, kütüphanelere çevirmek bizim elimizde. Çocuklarımızla beraber oturacağız, onlarla kitap okuyacağız, sohbet, muhabbet edeceğiz. Günün belli zamanlarını muhakkak birlikte geçirecek, imkân bulacak onları dinleyeceğiz. Bizim aslında birbirimizi dinlememek gibi de bir sıkıntımız var. Bu süreç belki de uzun zaman bir arada kalmanın verdiği bir etkiyle birbirinizle konuşmayı, birbirimizi dinlemeyi, birbirimizi anlamaya vesile olacak bir imkân oluşturdu. Dediğim gibi imkânsızlık bir imkân doğurur bu da bize bir imkân doğurdu." ifadelerini kullandı.
Beyazkaya son olarak, "Eğitim süreci bizim kontrolümüzde olan bir süreç değil. Dolayısıyla devletin, Sağlık Bakanlığı'nın, Milli Eğitim Bakanlığı'nın aldığı tedbirler var. Bizler bu tedbirleri harfiyen yerine getirmekte mükellefiz. Bunun dışında da veliler, öğretmenler, ya da öğrenciler olarak herkesin üzerine düşen vazifeler var. Bu vazifeleri ayniyle yerine getirdiğimiz zaman herkes kendi vazifesini düzgün bir şekilde irad ettiği zaman inanıyorum ki imkânsızlıklar güzel imkânlar doğuracak ve bize güzel bir nokta doğru gelmiş olacağız inşallah.” şeklinde konuştu. (İLKHA)