Beyrutlu uzmanlar: "Fransa'nın Lübnan'a desteğinin amacı Türkiye'nin etkisini durdurmak"
Beyrutlu uzmanlar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Beyrut limanındaki patlamaların ardından Lübnan’a yaptığı iki ziyaretin arkasında bazı ekonomik ve jeopolitik faktörlerin olduğuna dikkat çekiyor.
Macron, 6 Ağustos’ta Beyrut’ta 191 kişinin hayatını kaybettiği ve en az 6 bin 500 kişinin de yaralandığı patlamalardan iki gün sonra, Lübnan’ı ziyaret etti.
Macron 1 Eylül’de gerçekleştirdiği ikinci ziyaretinde ise Lübnanlı yetkililer ve sivil toplum temsilcileri ile görüşerek yerel yetkililerin 8 hafta içerisinde gerekli yapısal reformları gerçekleştirmeleri şartıyla, gelecek Ekim ayının ortalarında Lübnan için bir yardım konferansı düzenleyeceğini taahhüt etti.
Lübnan Amerikan Üniversitesinde Siyasi Araştırmalar Bölümünün başkanı Hilal Khashan, Xinhua’ya yaptığı açıklamada, Fransa’nın Lübnan’a karşı bir "manevi bağlılık" duyduğunu söyledi.
Khashan, Osmanlı İmparatorluğunun Fransa’ya Lübnan’da Marunileri koruma imtiyazını verdiğini ancak Fransa’nın I. Dünya Savaşından sonra Büyük Lübnan’ı kurduğunu dile getirerek, "Fransa Lübnan’a karşı içten bir ilgi duyuyor. Daha önce de her Fransa Başkanı, ülkemizin frankofon özelliğini göz önünde bulundurarak Lübnan’a büyük ilgi gösterdi." İfadelerini kullandı.
"Fransa’nın amaçlarından biri de Türkiye’nin yayılmasını durdurmak"
Fransa’nın Lübnan’a olan ilgisinin arkasındaki jeopolitik nedenlere de değinen Khashan, açıklamalarına şöyle devam etti: "Türkiye bölgede yayılıyor. Fransa’nın amaçlarından biri de Türkiye’nin bu yayılmasını durdurmak. Lübnan, burada Fransa için Türkiye’nin bölgedeki etkisine karşı verdiği mücadelede merkezi ülke konumundadır."
Khashan, ABD’nin Ortadoğu'dan çekileceğini ve hiçbir Arap ülkesinin ABD’nin gitmesiyle oluşacak boşluğu dolduramayacağını belirterek, "İran ve Türkiye bu boşluğu doldurmaya çalışıyor. Türkiye, Lübnan’ın kuzeyinde bulunan Akkar ve Trablus’ta yardım faaliyet içerisine girerek bölgeye yerleşmeye çalışıyor. Ayrıca, tartışmalara konu olan Rönesans Barajı meselesi üzerinden Etiyopya ile iş birliği yapan Türkiye’nin aynı zamanda Irak Kürdistanı ve Libya ile yaptığı antlaşmalar var." dedi.
Lübnan’da bulunan Uluslararası Medya ve Araştırma Merkezinin yöneticiliğini yapan Refik Nasrallah ise, Fransa’nın bölgede Türkiye’nin "yayılmasını" önlemenin yanı sıra Lübnan’da ekonomik ve stratejik bir rol kapmak istediğini söyledi.
"Fransa Lübnan’ın gaz ve petrol rezervlerinden pay almak istiyor"
Nasrallah, "Fransa kendi petrol ve gaz şirketlerinin vasıtasıyla Lübnan’ın yüz milyar dolarlar değerindeki gaz ve petrol rezervlerinden haberdar ve Lübnan’daki varlığıyla bu servetten bir pay almak istiyor." Dedi.
"Fransa, Lübnan’daki kurumların çökmesi durumunda Hizbullah’ın daha da güçleneceğine inanıyor"
Hizbullah’ın Lübnan kurumları üzerindeki etkisini artıracağından dolayı, Fransa’nın Lübnan’ın çökmesini istemediğini dile getiren Nasrallah, "Fransa, Lübnan’daki hükûmete ait kurumların çökmesi durumunda ülkedeki en büyük organizeli güce ve en güçlü finansal kapasiteye sahip olan Hizbullah’ın daha da güçleneceğine inanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Maaref Üniversitesinde öğretim görevlisi olan araştırmacı Amin Hoteit de Fransa’nın, Lübnan’daki hükümet kurumların çökmesi durumunda, Hizbullah’ın ortaya çıkacak boşluğu doldurmasını engellemeyi amaçladığını düşünüyor.
Hoteit, Fransa ve bütün Avrupa ülkelerinin Lübnan’ın çökmesi durumunda ülkede bulunan Suriyeli ve Filistinli mültecilerin Batıya yönelmesinden ve Avrupa’nın güvenliği ve ekonomisi için bir tehdit oluşturmalarından korktuğunu vurguladı.
Döviz kıtlığının bulunduğu ve para biriminin değer kaybettiği Lübnan, tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor. Son yıllarda ülkede işsizlik ve yoksulluk oranı çok arttı.
Ülke, gerekli reformların yerine getiremediği için Uluslararası Para Fonu tarafından verilen kredileri de alamadı.
Fransa, uluslararası toplumdan gereken yardımların alınabilmesi ve böylece ülkenin bir çöküşten kurtarılması için Lübnanlı yetkileri, enerji sektörü, bankacılık, yolsuzluğa karşı mücadele gibi konularda ihtiyaç duyulan reformların yapılması konusunda ikna etmeye çalışıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macron’un ilk ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, Macron’u şov yaptığı ve sömürgeci düzeni geri getirmeyi amaçlamadığını vurgulamıştı. (İLKHA)