BDP`den Türk Bayraklı Kongre
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, partisinin Diyarbakır İl Kongresi`nde yaptığı konuşmada, Kürt sorunun çözümünde kurulacak masaya hep birlikte müdahil olacaklarını belirterek, "Müzakere bir tarafa sus denilerek yürütülemez" dediği konuşmasında arkasında asılı duran Türk bayrağı ise dikkat çekti.
BU TÜNELİN SONUNDA BİR IŞIK GÖRÜLECEK Mİ?
Çözüm süreci ile ilgili açıklamaların yapıldığı kongrede söz alan BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Atatürk`ün Kürtlerle olan ilişkilerine değindi. Geçmişte neler yaşandığının çok iyi bilinmesi gerektiğini belirten Tan, şunları söyledi:
"Bu kısa dönemde biliyorum ki en fazla merak ettiğiniz şey neler oluyor neler olacak. Acaba yüzlerce yıldır bir karanlık içinde gittiğimiz bu tünelin sonunda bir ışık görülecek mi görülmeyecek mi? Yarının nasıl olacağını tahmin edebilmek için tasarlayabilmek için tartışabilmek için bugün neler yaşandığını çok iyi bilmek lazım. Bugün neler yaşandığını bilip konuşurken de dün neler olduğunu yine çok iyi bilmek lazım. Neler yaşandığını, geçmişte neler olduğunu, bugünkü siyasi tablonun nasıl olduğunu en iyi bilen sizlersiniz. On binlerce evladımız mezarda. Binlerce evladımız dağlarda. Yüz binlerce kardeşimiz ise memleketinin dışında Avrupa`da. Çözüme nasıl ulaşacağız. Gidenler gitti. Olanlar oldu. Bugün neyi çözebiliyorsak dört elle sarılarak tut ve bırakma.
BARIŞA, BİRLİKTE YAŞAMAYA, KARDEŞLİĞE EVET DİYORUZ
Biz bugün barışa, birlikte yaşamaya, kardeşliğe evet diyoruz. Yeni bir Ortadoğu kuruluyor, bunun harcı Kürtler olsun. Irak, Suriye, İran ve Türkiye`deki Kürtler bu barışa evet diyoruz. Ama kandırmaya, hileye hayır diyoruz. Ankara, Tahran, Şam veya Bağdat`taki kirli tezgahlara hayır diyoruz. Dünyadaki gelişmiş demokrasiler ve hukuk neyse onu istiyoruz. Alavere dalavere Kürt Memet nöbete devri bitmiştir. Yeni kurulacak Ortadoğu`da Kürtler eşit bir kardeşliğe evet demiştir.
ATATÜRK MEKTUPLARININ SONUNDA `ELLERİNİZDEN ÖPERİM` DİYORDU
Bugün bir CHP milletvekili çıkıyor, `Türk ulusu ile Kürt milleti bir ve eşit tutulamaz` diyor. Bunu Erzurum Kongresi`ni yaparken böyle söylemiyordunuz. Mustafa Kemal`in Kürt büyüklerine o dönemde yazdığı bütün mektupların sonu `Her iki ellerinizden hürmetle öperim` diye bitiyordu. Bitlisli Şeyh Muhammed Diyadin`e yazdığı mektupta da öyle diyordu, diğer şeyhlerimize yazdığı mektupta da öyle diyordu. Dün hürmetle öptüğünüz o elleri bugün eğer hürmetle sıkmazsanız, siz bilirsiniz.