Yeni tahminlere göre galaksimizde altı milyar kadar dünya benzeri gezegen var
UBC (British Columbia Üniversitesi) gök bilimcisi Jaymie Matthews'a göre, Samanyolu'nun yüzde 7'si G tipi olmak üzere 400 milyar kadar yıldızın olduğu, 6 milyara yakını dünya benzeri gezegenlere sahip olabileceği öngörülüyor.
Dünya benzeri olarak kabul etmek için bir gezegen kayalık, aşağı yukarı dünya büyüklüğünde ve güneş benzeri (G-tipi) yıldızların etrafında dönüyor olmalıdır. Ayrıca yıldızının yaşanabilir bölgelerinde (kayalık bir gezegenin yüzeyinde sıvı su ve potansiyel olarak yaşam barındırabileceği bir yıldız mesafesi) yörüngede dönmesi gerekir.
Astronomical Journal'daki yeni çalışmanın ortak yazarı UBC (British Columbia Üniversitesi) araştırmacısı Michelle Kunimoto, “Hesaplamalarım, G tipi yıldız başına 0.18 dünya benzeri gezegen üst sınırını koyuyor. Farklı gezegenlerin, farklı yıldızların etrafında ne kadar yaygın olduğunu tahmin etmek, gezegen oluşumu ve evrim teorileri üzerinde önemli kısıtlamalar sağlayabilir ve güneş sistemi dışındaki gezegenleri bulmaya adanmış gelecek misyonlarını optimize etmeye yardımcı olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
UBC gökbilimcisi Jaymie Matthews'a göre ise, “Samanyolu'muzun yüzde 7'si G tipi olmak üzere 400 milyar kadar yıldızı var. Bu, altı milyardan az yıldızın galaksimizde dünya benzeri gezegenlere sahip olabileceği anlamına geliyor.”
Dünya benzeri gezegenlerin sıklığına ilişkin daha önceki tahminler, güneş benzeri yıldız başına yaklaşık binde 2 potansiyel olarak yaşanabilir gezegenden güneş benzeri yıldız başına birden fazlaya kadar değişmektedir.
Tipik olarak dünya gibi gezegenlerin, bir gezegen araştırması tarafından gözden kaçırılmaları diğer türlerden daha olasıdır. Çünkü bunlar çok küçük ve yıldızlarından çok uzakta. Bu bir gezegen kataloğunun, aranan yıldızların etrafında yörüngede olan gezegenlerin sadece küçük bir alt kümesini temsil ettiği anlamına gelir. Kunimoto, bu zorlukların üstesinden gelmek için “ileri modelleme” olarak bilinen bir teknik kullandı.
Kunimoto, araştırmasını şöyle anlatıyor:
“Kepler'in araştırdığı yıldızların etrafındaki gezegenlerden oluşan tam popülasyonu simüle ederek başladım. Gezegen arama algoritmamın onları bulma olasılığına bağlı olarak her gezegeni, ‘tespit edildi’ veya ‘gözden kaçırıldı’ olarak işaretledim. Sonra, tespit edilen gezegenleri gerçek gezegen kataloğumla karşılaştırdım. Eğer simülasyon yakın bir eşleşme ürettiyse o zaman ilk popülasyon muhtemelen bu yıldızların etrafında dönen gerçek gezegen popülasyonunun iyi bir temsiliydi.”
Kunimoto'nun araştırması, bugün güneş sistemi dışındaki gezegen biliminde en gözde sorulardan birine daha fazla ışık tutuyor. Gezegenlerin 'yarıçap boşluğu'. Yarıçap boşluğu, 100 günden daha az yörünge periyoduna sahip gezegenlerin dünyanın bir buçuk ile 2 katı büyüklüğüne sahip olmasının nadir olduğunu göstermektedir. Yarıçap boşluğunun daha önce düşünüldüğünden çok daha dar bir yörünge dönemi aralığında olduğunu buldu. Gözlemsel sonuçları, yarıçap boşluğunun özelliklerini açıklayan gezegen evrim modelleri üzerinde kısıtlamalar sağlayabilir. (İLKHA)