Kalabalık şehirlerden kırsala göç başladı…
TZOB Başkanı Bayraktar, pandemi sürecinin yaşam tercihlerinde de değişikliklere neden olduğunu bildirerek, “Kalabalık şehirlerden kırsala göç başladı. Vatandaşlarımız köy hayatını seçerek hem kazançlarını hem de huzurlarını artırmak istiyor. Şehrin karmaşasından uzak, toprağın işveren olduğu köylerde çiftçilik yapmak en cazip mesleklerden biri haline geldi” diye konuştu.
EKONOMİ SERVİSİ
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, pandemi sürecinin yaşam tercihlerinde de değişikliklere neden olduğunu bildirerek, “Kalabalık şehirlerden kırsala göç başladı. Vatandaşlarımız köy hayatını seçerek hem kazançlarını hem de huzurlarını artırmak istiyor. Şehrin karmaşasından uzak, toprağın işveren olduğu köylerde çiftçilik yapmak en cazip mesleklerden biri haline geldi” diye konuştu.
Kırsalda yaşama olan ilgi artarken, küçük aile işletmelerine pozitif ayrımcılık tanınması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, küçük aile işletmelerinin daha fazla desteklenmesinin önemine vurgu yaptı.
Bayraktar, koronavirüs salgınıyla birlikte doğal yaşamın önem kazandığını belirtti. Sağlık, ekonomik ve psikolojik gerekçelerle köy hayatına olan ilginin arttığını ifade eden Bayraktar, “Pandemi ile mücadele ederken insanlar, sağlıklarının yanı sıra ekonomik güvencelerini de kaybetme endişesi yaşadı. İnsanlar artık kalabalık şehirlerden uzaklaşarak daha sakin bir hayatı seçmek ve üretmek istiyorlar. Ekonomik kaygıların, iş kayıplarının etkisi göz önüne alındığında, kentten köye göç edenlerin sayısında bir artış bekliyoruz” diye konuştu.
Bayraktar, daha iyi işlerde çalışmayı ümit ederek kente göç edenlerin de yeniden köye dönme eğilimi gösterdiklerini ifade etti. Ekonomik kaygıların yanı sıra memleket özlemi ve doğa tutkusunun da tersine göçte etkili olduğunu belirten Bayraktar, “Köyüne dönüp yeniden toprağını işlemek isteyenlerin yanı sıra, beyaz yakalılar da şehir hayatında elde ettikleri deneyimlerden faydalanarak üretmek, girişimci olmak istiyor” ifadelerini kullandı.
“Ekonomik güçlükler de köylere geri dönüşe bir ivme kazandırabilecektir”
Artan nüfus baskısı ve ekonomik dalgalanmaların göçleri etkilediğini belirten Bayraktar şunları söyledi:
“Eğer köylerden şehirlere göçenler tarım sektöründe gelir artışı yaşandığını görürlerse, geri dönüş hızı da o derecede artacaktır. Çünkü tarım dışı sektörler, zor dönemlerden en çok etkilenen sektörlerdir. Bu dönemlerde tarımda istihdamın arttığı, tarımın işsizliği azalttığı görülmektedir. 1994 krizinde tarımda istihdam 7,7 milyon kişiden 8,7 milyon kişiye, 2001 krizinde 7,8 milyon kişiden 8,1 milyon kişiye ve 2008 krizinde ise 4,9 milyon kişiden 5,2 milyon kişiye yükselmişti. Ekonomik krizlerde kırsala yönelim vardır. Salgın ve benzeri gelişmelerin neden olduğu ekonomik güçlükler de köylere geri dönüşe bir ivme kazandırabilecektir.”
“Hangi köye döneceğiz?”
Daha çok şehirlerde görülen koronavirüs salgınının beraberinde getirdiği sosyal problemlerin köy hayatına özendirdiğini ifade eden Bayraktar şunları söyledi:
“Ama hangi köylere? Alt yapısını tamamlamış, interneti de dahil iletişimin sağlandığı, tarımsal üretimin yapılabileceği arazilere sahip köylere mi? Yoksa tarımsal üretimle ilişkisi kesilmiş, sadece yaşlıların ve birkaç hanenin ikamet ettiği köylere mi?
Köye, kırsala dönmeyi özendirmeye yönelik uygulanan politikalar artırılmalıdır. Kırsalda yaş ortalaması yükselmektedir. Kırsaldaki gençler ve köylerine dönen gençler teşvik edilmelidir. Kırsalı yaşanır hale getiren eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, iletişim gibi hizmetler geliştirilerek altyapı modernize edilmelidir.
Tarımsal üretim karlı ve cazip hale getirilmeli, küçük aile işletmelerinin uygulayabileceği projeler geliştirilmelidir. Projelerin hazırlanması ve yürütülmesi konusunda Tarım Orman İl Müdürlüğü teknik elemanları ve Ziraat Odalarımızda çalışan danışmanlar görev almalıdır” diye konuştu.
Yapılması gerekenler
Köylerdeki genç nüfusun her geçen gün azaldığına işaret eden Bayraktar, pandemi süreciyle birlikte cazip hale gelen tersine göçün, doğru değerlendirilmesi durumunda önemli bir avantaj olduğuna işaret etti. Köylerde yaşamın cazip hale getirilmesiyle şehirlerdeki göç baskısının da sona ereğini belirten Bayraktar, “Kırsala, kentlerde olan hizmetler götürülmelidir. Kent ve kır arasındaki sosyo- ekonomik farklılıklar giderilmeli, tarım sektörünün ülke ortalamasının üçte birinde kalan kişi başına gelir seviyesi yükseltilmeli, küçük aile işletmeleri desteklenmeli, tarıma dayalı sanayiler ve kırsal turizm geliştirilmelidir” diye konuştu.
Bayraktar, kırsalda yaşamın avantajlı hale gelmesi için, tarımın, küçük ve parçalı arazi yapısı, sulama, örgütlenme, tarımsal eğitim ve yayım hizmetleri konusundaki yetersizlikler, kalite ve standartlara uyum konusundaki güçlükler, tarım-sanayi entegrasyonu ve pazarlama faaliyetlerinde etkinlik sorunları, sermaye ve mali kaynak yetersizlikleri, üretimin doğa koşullarına bağımlılığı ve verim düşüklüğü gibi yapısal sorunlarının çözülmesi gerektiğini belirtti.
Bayraktar, “Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi hizmetlerin başarıyla uygulanması, kırsal altyapının modernize edilmesi ve tarımsal sanayinin köylerde geliştirilmesi ile istihdam sağlanması durumunda kırsala ve köye dönüş olmaması için hiçbir sebep yoktur” diye konuştu.