• DOLAR 34.633
  • EURO 36.481
  • ALTIN 2931.429
  • ...
Mavi Marmara Aktivisti Atila: “Siyonistler, Mavi Marmara’yı unutturmak istiyor”
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Mavi Marmara gemisi, 31 Mayıs 2010 tarihinde siyonistler işgalciler tarafından abluka ve işgal altında tutulan Gazze’ye insani yardım malzemesi ulaştırmak ve ablukayı kırmak için yola çıkmış, uluslararası sularda siyonist işgalcilerin saldırısına maruz kalmıştı.

 

Saldırıda 9 Müslüman şehid olurken birçok Müslüman da yaralanmıştı. Yaralılardan Uğur Süleyman Söylemez’de 23 Mayıs 2014’te hayatını kaybetmişti.

Mavi Marmara gemisine Şanlıurfa’dan katılan Mavi Marmara Aktivisti İHH Şanlıurfa Temsilcisi Behçet Atila, katliamın yıl dönümünde İLKHA muhabirine konuştu.

Tamamen sivil olarak abluka altındaki Müslümanlara yardım ulaştırmak için yola çıktıklarını belirten Atila, siyonistlerin Mavi Marmara gemisine saldırarak yanlarında hiçbir silah olmayan sivil insanları hedef aldığını anımsattı.

“Gazze’yi uygulanan ablukayı kırmak için gemiye bindik”

Mavi Marmara Gemisinde olma amacını anlatan Atila, “Vicdan sahibi insanlar ve Müslümanlarla aynı duygu ve düşüncelerle gemiye bindik. Yıllar yılı Gazze şeridi siyonist Yahudilerin işgali altındaydı, şimdide maalesef halen bu işgal ve abluka devam ediyor. Bu ablukayı kırmak, o Müslümanların sesine yanıt vermek, özelde ise şahsım olarak söylüyorum;  Şeyh Ahmet Yasin’in ümmeti şikâyet eden 2003 yılında yazmış olduğu meşhur bir mektup vardı. Ben hatta bu konuyla ilgili bir şiir de yazdım ve şiirde de bu konudan bahsettim. Belki bu sefere katılırsak ve olur ki Şeyh Ahmet Yasin,  o şikâyetini bizim için geri alır düşüncesinde oldum.” şeklinde konuştu.

“Mavi Marmara gemisinde siyonistlerin zulmü ve zorbalığı yaşandı”

Mavi Marmara Gemisinde yaşanan gelişmelere değinen Atila, “Mavi Marmara Gemisinde çok şey yaşandı ama en belirgin ve en önemli yaşanan şey; siyonistlerin zulmü ve zorbalığıdır. Filistin’de sivil insanları yıllardır terörist olarak lanse etmesinin bariz sonucunu yaşadık. Çünkü bizler silahsız ve savunmasız bir insani yardım kuruluşunun üyeleri, personelleri ve gönüllüleriydik. Buna rağmen bizleri terörist ilan ettiler. Demek ki siyonistler, yıllardır Müslümanlara terörist derken sivil insanları kast ettiğini unutmayalım. Orada mazlum çocukların, kadınların hepsini terörist kefesine koydular. Elimizde hiçbir silah olmadığını bilmelerine rağmen, çok barbarca davranıp 9 kardeşimizi orada şehit ettiler. Bir kardeşimiz de daha sonra şehit oldu. Toplam 10 kardeşimizi Akdeniz’in soğuk sularında şehit verdik.” diye konuştu.

“Helikopterlerden üst güverteye silahlarla ateş açtılar”

Siyonistlerin acımasızca gemiye saldırdıklarını belirten Atila, şöyle devam etti:

“Saldırıdan çok kısa bir süre önce geminin üst güvertesinde 30’a yakın kardeşimizle beraber, diğer kardeşlerimizi korumak ve bir saldırı olursa diğer kardeşlerimize haber vermek amacıyla bekliyorduk. Bizim yaptığımız sivil bir direnişti, tamamen silahsız, hiçbir şey elimizde yoktu. Sabah ezanına doğru benim sorumluluğumda olan Siverekli 2 kardeşimize,  ‘Abiler siz ikiniz namaz için abdest almaya alt güverteye inin, abdest alın ama namaz kılmadan gelin ki diğer kardeşlerimiz de abdest almaya insin’ dedim. Çünkü olduğumuz yerde abdest alacak yer yoktu. Sırasıyla kardeşlerimizi abdest almaları için ikişer ikişer alt güverteye indiler. Abilerimizin indiği sırada saldırı başladı. O abilerimiz gelmeyebilirdi, bahane olarak ‘Biz aşağıdaydık, duymadık ve görmedik’ diyebilirlerdi ama onlar işlerini yarıda bırakıp hızlı bir şekilde olmaları gereken yere çıktılar ve mücadeleye katıldılar. Bizim için bu çok önemliydi. Saldırganlar bizde silah olmadığını bildikleri için helikopterler yanımıza kadar sokulara gemiye indirme yaptılar. Siyonistler rahat bir şekilde gemiyi ele geçiremeyeceklerini anlayınca, helikopterlerden üst güverteye ateş açtılar. O an da şehid ve yaralananlar oldu. Helikopterlerden durmadan indirme yaparak bizi etkisiz hale getirdiler. Ellerimizi bağladılar. Ondan sonra diğer güverteleri yavaş yavaş kontör altına aldılar. Bu süreç sabah namazında başlayarak diğer günün akşamına kadar sürdü. 2 gün boyunca ellerimiz kelepçeli bir şekilde bizleri sorguladılar ve çok barbarca cezaevine gönderdiler.”

“Siyonistler korkudan tir tir titriyordu”

Siyonistlerin çok korkak olduklarını dile getiren Atila, “Gemide en dikkatimi çeken, diğer kardeşlerimizde bunu söylüyorlar, zaten Kur’an-i Kerim, bize Yahudilerin çok korkak olduğunu söylüyor; ben orada bunu bire bir gördüm. Benim gibi cesur olmayan bir insan, bunlara çok bariz bir şekilde karşı koyabildiyse, bütün kardeşlerimizde bu şekilde karşı koydular. Siyonistler tir tir titriyorlardı. Ellerim bağlı, yüzükoyun yatırılmış haldeyken, dönüp kendilerine baktığım zaman, tüfeğin dipçiği ile kafama vurarak onlara bakmamı söylediler. Siyonistler kamuflajlı ve silahlı olmalarına rağmen bizlerle yüz yüze gelmeye cesaret edemiyorlardı. Siyonistler çok korkak bir millettir.” diye konuştu.

“Şehit Ali Haydar Bengi, Cengiz Akyüz ve Fahri Yıldız’la anılarımız oldu”

Mavi Marmara Gemisinde şehid olan Müslümanlarla geçen anılarını anlatan Atila, şunları söyledi: “Şehit Ali Haydar Bengi ile bir anım oldu. Şehadetinden çok kısa bir süre önce güvertede sandalye oturarak sohbet ediyorduk. Gemide uzun süre kalmamıza rağmen ilk kez bir araya gelmiştik. Ali Haydar Bengi ya Kur’an’ı Kerim okuyor ya da insanlara tebliğ ediyordu. Sürekli meşgul, hareketli bir insandı. Şehadetin yarım saat önce onla muhabbet etme fırsatım oldu. Şehit Cengiz ile birlikte Kepez Kapalı Spor Salonunda anılarımız oldu. Adıyaman şehidimiz Fahri Yaldız abimizle anımız oldu. Fahri abi itfaiyeciydi. Siyonistler saldırdığı zaman tazyikli suyla onları nasıl geri püskürteceğimizi bize anlatıyordu. "

“Şehadet tesadüfi değildir”

Şehidlerin Allah tarafından özel olarak seçildiğini belirten Atila, “Şehadet tesadüfi değildir, Allah Teâlâ insanlar içerisinde şehit olacakları seçiyor. İçimizdeki en muttakileri adeta seçiyor ve yanına alıyor. Bu gemideki insanlarda en azından benim tanıdıklarım öyleydi. Diğer arkadaşlarımızda diğer şehitlerle ilgili aynı şahitliği yapıyor. Müstesna insanlardı. Bir anlarını boş geçirmeyen insanlardı. Yusuf El Karadavi'nin danışmanı ve Mavi Marmara gazisi Dr. Ekrem Kessab, Mısır’a döndüğü zaman Ali Haydar Bengi’den bahsediyor. Ali Haydar Bengi ona şöyle söylemiş: ‘Merak etmeyin gemiye bir saldırı olursa biz ölmeden size yanaşamazlar.’ Dr. Ekrem Kessab, Ali Haydar Bengi’nin sözünde durduğunu söylemiş.” ifadelerini kullandı.

“Gemiye değil, geminin taşımış olduğu misyona odaklanmamız lazım”

Mavi Marmara Gemisinin sıradan bir gemi olduğunu, bu sebeple geminin yüklendiği misyonun önemli olduğunu vurgulayan Atila, şu ifadeleri kullandı:

“Mavi Marmara Gemisi Allah’ın izni ve yardımıyla Müslümanların iyi niyetlerinin hülasasıydı. İyi niyet sadece yetmiyor hareket ve eylem de lazım. İyi niyetler toplanıp bir harekete dönüştü ve Mavi Marmara olarak Gazze’ye açıldı. Her grup, meşrep ve mezhepten insanlar vardı gemide. Hatta vicdan sahibi gayrimüslimlerde vardı. Böyle olunca Allah Teâlâ bereketini koydu hiç kimsenin tasavvur edemeyeceği kadar bereketli oldu. Daha sonraki dönemlerde yardım çalışmaları vesilesiyle İslam coğrafyalarına gittiğimizde Mavi Marmara Gemisinin ne kadar büyük bir yankı bıraktığını daha iyi şahitlik ettik. Biz Mavi Marmara Gemisini haşa kutsamıyoruz. Bizim kutsallarımız vardır. Biz o kutsallarımız için yola çıktık. Gemiye değil, geminin taşımış olduğu misyona odaklanmamız lazım. Gemi sıradan bir gemidir ama misyon çok önemlidir. Bizi harekete geçiren o misyondu. Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin’in kurtuluşu ve özgürlüğü için bu hareket başladı. Bu hareket orada 10 arkadaşımızın şehit olmasıyla bitmedi, devam ediyor. Bu gemi durmadı şu anda bile hareket ediyor. Siyonistlerin zulmü ve işgali bitinceye kadar, Müslümanlar özgür oluncaya kadar bu hareket devam edecektir. Hatta Filistin’in özgürleşmesi ile bile bu hareket durmayacaktır. Bu hareket, dünyadaki tüm mazlumlar kurtuluşa erene kadar devam edecektir.”

“Yeniden Mavi Marmara Gemisinde olmayı çok arzularım”

Mavi Marmara Gemisi bugün yola çıksa yine gemide yer almak istediğini belirten Atila, “Yeniden Mavi Marmara Gemisinde olmayı çok arzularım ama yeniden bu gemide olamayacağımı tahmin ediyorum. Şu an gençleri görüyorum, benden daha çok Kudüs davasına aşıklar. Bu gençlerin bana bu sırayı vermeyeceklerini düşünüyorum. Keşke yeniden Mavi Marmara Gemisi ile Gazze’ye yol alsam. Ben öyle bir şansımın olacağına ihtimal vermiyorum.” dedi.

“Siyonistler Mavi Marmara’yı unutturmak istiyor”

Müslümanların Mavi Marmara saldırısının yıl dönümünde ve diğer zamanlarda bu saldırıyı gündemlerine getirmeleri gerektiğini ifade eden Atila, “Siyonistler Mavi Marmara’yı unutturmak istiyor. Filistinli yetkili bir Müslümanı, Şanlıurfa davet ettiğimizde bize şunu söylemişti; ‘Siz 31 Mayıs tarihinde 9 şehid verdiniz. Biz o gün 900 şehit verseydik Filistin davasına bu kadar faydası olmazdı. Davamızı dünyaya duyurdunuz.' Biz neden diye sorduğumuzda, ‘Biz zaten her gün şehit veriyoruz. Bizim için sıradan bir durum olmuştur. Başka coğrafyadaki Müslümanlar Filistin davası için canlarını ortaya koyması değerlidir. Sizin 9 şehidiniz bizim için 900 şehidimizden daha bereketli ve faydalı oldu.’ dedi. Müslümanların bunu unutmamaları gerekir. Müslümanların akan kanını unutmamaları lazım. Bu dava için gerekirse daha büyük bedelleri ödemeye hazır olmaları gerekir. Kesinlikle Mavi Marmara misyonunu işlememiz gerekiyor.”(İLKHA)

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir