• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
`Verem Hastalığı Dörtte Bir Oranda Azaldı`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
BATMAN - Halk Sağlığı Müdürü Dr. Vecheddin Acar, Verem Haftası nedeniyle yazılı basın açıklaması yaparak Veremin, insanlık tarihi kadar eski bir hastalık olduğunu ve hala tüm dünyada bir halk sağlığı sorunu olarak önemini koruduğunu söyledi.
 
Türkiye`de verem hastası sayısının yıllar içerisinde azaldığını belirten Acar, önceki 10 yıla oranla verem hastası sayılarının dörtte bir oranında azaldığını söyledi. Acar, verem hastalığı, hastaların yüzde 65`inde akciğerlerde, yüzde 35`inde ise akciğer dışı organlarda (lenf bezleri, akciğer zarı, kemik, böbrek, beyin vb.) görüldüğünü ve verem vakasının ortalama yüzde 60`ının erkek, yüzde 40`ının ise kadında olduğunu vurguladı.
 
Verem hastalığının solunum yoluyla bulaşan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Acar, verem hastalığının genel belirtileri arasında; halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi ve çocuklarda kilo alamama bulunduğunu ifade etti.
 
Acar, "Akciğer tüberkülozunda; öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı ve nefes darlığı şikâyetleri görülebilmektedir. İki-üç haftadan uzun süren öksürüğün olması durumunda veremden şüphelenmek gerekir. Bu şikâyetleri olan kişilerin en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerekmektedir. Çocukları veremden korumak için doğumdan 2 ay sonra BCG aşısı uygulanmaktadır. BCG aşısı aile sağlığı merkezleri ve toplum sağlığı merkezleri verem birimlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Ayrıca toplumu veremden korumanın en etkili yolu, bulaştırıcı verem hastalarının erkenden bulunması ve tedavi edilmesidir" dedi.
 
Verem hastalığına yakalananların aileleri ve temaslılarının da Toplum Sağlığı Merkezleri Verem Birimlerine giderek hastalığı kontrol altına almaları gerektiğini söyleyen Acar, "Bulaştırıcı olan hastaların yakın çevresindekilere koruyucu ilaç tedavisi verilmekte olup hasta olduğu tespit edilenlerde ise tedaviye başlanmaktadır. Ülkemizde verem hastalığının teşhis ve tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır. Dirençli vakalar da dâhil tüm tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan bütün tüberküloz ilaçları, Bakanlığımızca temin edilerek ücretsiz olarak hastalara verilmek üzere sağlık kuruluşlarına dağıtılmaktadır. İlaç tedavisine başlandıktan 15-20 gün sonra bulaştırıcılık büyük oranda azalmaktadır. Tıbbi endikasyonu olan hastalar hastanede yatırılarak tedavi edilmektedirler" ifadelerini kullandı.
 
Verem tedavisinde ilaçların düzenli kullanılmasının önemli olduğuna dikkat çeken Acar, Tedavinin yarım bırakılması sonucunda hastaların çevrelerine hastalığı bulaştıracağını kaydetti.
 
Acar, "Tedavi süresinde ilaçların eksik ya da düzensiz kullanılması nedeniyle hastalık iyileşmeyecek, aksine kullanılan ilaçlara direnç gelişebilecektir. Bu durumda hastalığın tedavisinde daha fazla ilaç kullanmak gerekecek ve tedavi süresi iki yıla kadar uzayabilecektir. Ülkemizde verem hastalarının tedavilerinin düzenli yürütülmesini sağlamak amacıyla hasta odaklı Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) uygulanmaktadır. Doğrudan gözetimli tedavi uygulamasında hasta, tüm tedavi süresince ilaçlarının her dozunu bir görevlinin ya da sorumlunun gözetiminde içer ve bu durum kayıt altına alınarak tedavinin başarıyla sonuçlanması sağlanır" dedi.
 
Verem hastalığını kısaca özetleyen Acar şu önerilerde bulundu:
- Verem önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.
- İki-üç haftadan uzun süren öksürükle birlikte balgam, kan tükürme, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi şikâyetleri olan kişilerin verem açısından da kontrollerinin yapılabilmesi için en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerekmektedir.
- Verem teşhisi alan kişilerin ilaçlarını düzenli ve yeterli süre kullanmaları çok önemlidir.
- Verem tedavisinde kullanılan tüm ilaçlar ücretsizdir. (M.Fatih Akgül - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir