Ekonomist Bayraktar: Her kriz döneminde döviz ve altın fiyatlarında artış yaşanıyor
Piyasada yaşanan döviz ve altın fiyatlarındaki artış ile ilgili konuşan ekonomist Sinan Bayraktar, kriz dönemlerinde altın ve dolar fiyatlarının yükselişe geçtiğini ve uzun vadede yatırımcısına kaybettirmeyen yatırımın da altın olduğunu söyledi.
Dünyayı etkisi altına alan yeni tip Coronavirus (Covid-19) pandemisi dünya ekonomisini ciddi oranda olumsuz etkiledi. Yaşanan olumsuzluklar sebebiyle altın ve döviz fiyatlarında ciddi artış yaşanırken kullanımı azalan petrolde ise fiyat düşmesi oldu.
Piyasalarda yaşanan hareketlilik ve önümüzdeki süreçte muhtemel beklentiler ile ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Sinan Bayraktar, her kriz döneminde birçok insanın yüklü miktarlarda döviz ve altın satın aldığını, bu sebeple piyasada oluşan arz-talep dengesizliğiyle birlikte fiyatlarda artış yaşandığına dikkat çekti.
Küresel anlamda ciddi sıkıntıların olduğunu ve toparlama beklerken ekonominin daha da kötüye gittiğini söyleye Bayraktar, "Yatırımcılar güvenli liman olarak gördükleri, kayıplarını azaltabilmek için parasını birkaç yerde değerlendirir. İnsanlar, riskleri ileriye dönük düşünüp ona göre tedbir alırlar. 2018 yılında spekülatif döviz krizi geldiğinde, o günlerde dolar 8-10 lira olacak söylentileriyle büyük bir kesim büyük oranlarda döviz aldı. Eğer döviz 7 liranın üzerine çıkarsa onlar kar realizasyonu (kar amaçlı satış) yapacak ve risklerini azaltabilmek için satışa geçecekler. O ara belki biraz düşebilir. Yalnız yıl ortalarına kadar 7,5 lira seviyesinde seyredeceğini tahmin ediyorum. Çünkü üzerine enflasyon baskısı da gelecek."
"Uzmanlar, dünya ekonomisinin küçüleceğini ve büyümenin duracağını söylüyorlar"
Bayraktar, "Bizler bazı şeyleri izlerken bu fiyat bozulmalarının gerekçelerine de bakmaya çalışıyoruz. Mart ayına baktığımızda Avrupa ve Amerika'da Coronavirus' un küresel bazda etkisi oldukça yükseldi. Uluslararası kuruluşlar, art arda tahminler getirmeye başladılar. 2020 yılında dünya ekonomisinin daralacağına ilişkin görüşler çok yoğun olmaya başladı. Uzmanlar, dünya ekonomisinin küçüleceğini ve büyümenin duracağını söylüyorlar. İşsizlik oranları malum, bizde 2019 yılında 13,7'ydi. Genç nüfus oranı yüzde 25,4'lere kadar çıktı ve artış devam edecek." dedi.
"Marketler haricinde günlük kazanç sağlayanlar çok zor durumdalar"
İşsizliğin önüne geçebilmek için devletin bir takım önlemler aldığını hatırlatan Bayraktar, "Tabi devlet bunları yönetirken bir takım tedbirler alıyor. İşten çıkarmama, işsizlik maaşı, kısa çalışma ödeneği, yardımlar gibi tedbirlerle bu işleri yoluna koymaya çalışıyor. Tabiki işletmeler ve diğer kuruluşlar zor geçiniyor. Küçük esnaf berbat oldu. Hakikaten küçük işyeri sahipleri, marketler haricinde günlük kazanç sağlayanlar çok zor durumdalar. Çünkü kayıpları çok yüksek. Halkın talep ettiği ürünlerin başında gıda geliyor. Malum Ramazan ayına girdik ve en çok gıda ürünleri tüketimi ile sağlık ürünleri gibi kalemlerde tüketim meydana geliyor. Mevcut iş koşullarımızı düşündüğümüzde, günlük kazanç elde edeceğimiz birçok değer yok oldu. Bir takım kredilerle destekleniyor ancak bu destek nereye kadar gidecek. Vergiler ertelenecek ama nihayetinde ödenecek. Bu konularda sıkıntılarımız var." diye konuştu.
"Belirsizlik, ekonomide tahminleri çürütür"
Önümüzdeki günlerde enflasyon oranları açıklanacağını ve tahmini olarak oranlarda artış yaşanacağını belirten Bayraktar, "Özellikle 2019'da gelen verilerle hareket ettiğimizde çok başka senaryoları konuşmaya başladık. 2020'nin başından beri ekonomistler olarak farklı farklı yorumlar yapıyoruz. Bu yorumları yaparken de bazı verilere göre ileriye dönük tahminleri bulmaya çalışıyoruz. Tahminlerde bazı belli noktalar üzerinden hareket etmeliyiz. Bu noktaları bazı rakamlarla yönelterek bir yere doğru götürüyoruz. Ancak burada ciddi bir belirsizlik var. Belirsizlik, ekonomide tahminleri çürütür. Örneğin hiç tahmin edemediğimiz petrol savaşlarında geçen hafta -38 dolara kadar inen brent petrol fiyatlarını gördük. Bugünlerde de düşük seyrediyor. Çok anormal hareketler. Dünyada petrol kullanımındaki azalmalar, Çin ekonomisinin yüzde 6 düşmesi gibi durumlar çok farklı yorumlar getirmemize sebep oluyor. Bir gün çıkan haber ertesi gün işe yaramıyor." şeklinde konuştu.
"Umarım bu kutsal ayın hürmetine bir takım zorlukları aşarak doğru yollara gireriz"
Avrupa ve Amerika'nın normale dönmeye çalıştığını söyleyen Bayraktar, Türkiye'de yürütülen süreç ve beklentilerle ilgili şunları kaydetti: "Bir buçuk aydır evde sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Hava güzel ve dışarı çıkmak istiyoruz. Ancak pandeminin oluşturduğu sağlık sorunu başımızda bir sıkıntı. Türkiye bu konuda aldığı önlemlerle bir takım kriterleri sağlayarak bunu aza indirmeye çalışıyor ve başarılı ülkelerin başında geliyor. Dünya Sağlık Örgütü, bu konuda Türkiye'yi takdir ediyor. Bizler sağlık sektöründe yaptığımız yatırımların neticesini görebiliyoruz. Sağlık Bakanının başarılı çalışması, devletin aldığı önlemler, kısıtlamalar, 65 yaş üstü ve 20 yaş altı kişilerin sokağa çıkmasının engellenmesi biraz daha sayıların düşmesine sebep oluyor. Malum Ramazan ayı da virüsün üzerine geldi. Umarım bu kutsal ayın hürmetine bir takım zorlukları aşarak doğru yollara gireriz."
"Türkiye ve dünya ticari olarak büyük kayıplara uğradı"
Bu süreçte döviz ve altın fiyatlarında oynamaların olduğunu ve insanların yatırımlarında risk gruplarını gözeterek hareket ettiklerini vurgulayan Bayraktar, " konuştu.
Türkiye'nin yabancı parayı, kurla ve arz-talep dengesiyle değerlendiren bir ülke olduğunu belirten Bayraktar, şöyle konuştu: "Türkiye gibi ithalatı çok ama ihracatı durmuş olan ülkeler döviz kurlarından etkilenmiş durumda. Dolar bugünlerde 7 lira düzeyinde direniyor. Petrolde yaşanan düşüş ve dolara olan talep hala devam ediyor. Merkez Bankası, döviz rezervi üzerinden döviz satıyor. Ancak emisyon (sürüm) hacmi dediğimiz para artışını da ortaya çıkarıyor. MB bazı değerleri örtüştürebilmek için para basma sistemini artırmaya çalışıyor. Çıkan fazla likidite dediğimiz para artacaktır. Bu yansımalardan birisi de dövizdir. Yatırımcılar güvenli liman olarak gördükleri, kayıpları azaltabilmek için parasını birkaç yerde değerlendirir. Faize duyarlı olanlar faize gitmezler. Duyarlı olmayanlar ise faize giderler. Diğerleri de ya mal almaya giderler ya da kıymetli madenlerden bir takım yatırımlar yapmaya çalışırlar.
"Altının artmasının sebebi çok değerli bir maden olmasıdır"
Altına olan talebin hiç bitmediğini ve kriz dönemlerinin en iyi yatırım aracının altın olduğunu hatırlatan Bayraktar, son olarak şu değerlendirmede bulundu:
"Bu yatırımlardan bir tanesi de altındır. Bu dönemde altına olan talep yükselir. Çünkü insanlar para birimlerine bazen güvensizlik hissederler. Yani güvensizliği ön görerek değerli maden olan altına yönelirler. Altın uzun vadede hiçbir zaman kaybetmeyecek ve ileriye dönük artışlar devam edecek gibi görünüyor. Yani yorumladığımız altın beklentileri her zaman ileriye dönük olarak değerli maden yatırımı beklentilerimizin arasında yer alıyor. Altının artmasının sebebi çok değerli bir maden olmasıdır. Kullanım alanları çok geniş. Özellikle dijital ekonomide altın iyi bir iletken olduğu için çok fazla kullanılıyor. Binlerce yıldır belirli sayıda çıktığı için değerli bir madendir. Altın insanlık tarihine damgasını vurmuş en önemli madenlerden birisidir. Bu günlerde 389 lirayı zorlayan gram fiyatıyla karşılaştık. Dünya borsasında önemli bir yükselişte olan altının onsu bin 700 dolar civarında. Direnç noktası bin 800 dolar. Bu noktayı aştığında kimse altını tutamaz gibi görünüyor. Türkiye piyasası ve yabancı merkez bankaları altına yatırım yaptılar. Fazla altın alınınca arz talep dengesiyle altının değeri yükseldi." (İLKHA)