• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...
İslam'ın şiarlarının hedef alınmasına tepkiler devam ediyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Mil-Diyanet Sen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tahiroğlu, tüm dünya ve insanlığın, Coronavirus salgını musibeti ile karşı karşıya kaldığı bir dönemde bile Türkiye'de bazı kesimlerin bu durumu fırsata çevirerek İslami değerlere hakaret ve alay etmesine sert tepki gösterdi.

Coronavirus salgını nedeniyle, Diyanet İşler Başkanlığı tarafından salgınının sona ermesi ve hastaların şifa bulması için Türkiye'deki tüm camilerde yatsı ezanının ardından dua edilmeye başlanmasını hazmedemeyen bazı kesimlerin, cami hastane ve imam hatip doktor kıyaslaması yapması tepkilere neden oluyor.

28 Şubat sürecinde, "irtica ile mücadele" adı altında, İslam ve İslami değerlere saldıran kesimlerin her fırsatta İslam'a ve İslami değerlere saldırmaya halen devam ettiklerine dikkat çeken Tahiroğlu, özellikle son günlerde bazı kesimlerin virüsü bahane edip İslam düşmanlığı için kolları sıvadığını belirtti.

Söz konusu kesimin, dua, sala ve tekbirlerle alay etmesi, cami-hastane ve imam hatip-doktor kıyaslaması yapacak kadar aşağılayıcı ifadeler kullanmasının kabul edilemez olduğunu belirten Tahiroğlu, insanların ölümüne neden olan salgın bir hastalıkla mücadele edildiği bir dönemde bile bazı malum kesimlerin bu durumu fırsata çevirerek İslami değerlerle, diyanetle, imam hatiplerle alay ettiğini ve toplumda kargaşa ortamı oluşturmak istediklerine dikkat çekti.

 

"Önlem almayı zaten dinimiz emrediyor"

Dünyanın bir imtihan yeri olduğunu belirten Tahiroğlu, "Sadece Türkiye değil, bütün dünya ve insanlık büyük bir virajdan geçmektedir. Şu anda dünya genelinde virüs denen bir illetle karşı karşıyayız. Bütün dünya bu virüsle savaşmaktadır, baş etmeye çalışmaktadır. Üzülerek ifade ediyorum ki şu an Türkiye'de de bu virüs artık görülmeye başlandı. Öyle bir güruh var ki bu virüsü Türkiye'ye sokmak için sanki bir çaba harcadılar. Şu anda ülke olarak vahdet olup bu illetten nasıl az bir zararla çıkabiliriz onun mücadelesini vermemiz gerekiyor. Hükümet doğru bir şekilde kararlar aldı ve almaya da devam ediyor. Bununla birlikte önlemler almaya devam ediyor. Önlem almayı zaten dinimiz emrediyor. Şu anda Türkiye genelinde artık camilerimizde cemaatle namaz kılınmaması konusunda kararlar alındı. Bu kararda yerinde bir karar oldu. Şu anda tedbirler alınmaya devam ediliyor." dedi.

"Cami ve din görevlileri üzerinden İslam'a saldırıyorlar"

28 Şubat zihniyetini taşıyan bazı çevrelerin ısrarla camileri, imam hatipleri ve Diyaneti hedef aldığını, bunlara ihtiyaç olmadığını dile getirmelerine tepki gösteren Tahiroğlu, "28 Şubat zihniyetini taşıyan bazı çevreler halen cami ve din görevlilerine saldırıyorlar. Dertleri bu virüs ile mücadele etmek değil, bunların dertleri, densizlikleri camilere ve din görevlilerine saldırmak. Cami ve din görevlileri üzerinden de amaçları, hazmedemedikleri İslam'a saldırmak. Üzülerek ifade ediyorum ki 'bir din görevlisi bir doktor etmez' benzeri söylemlerde bulunuyorlar. Fakat şu anda içinde bulunduğumuz durum onlara cevap vermek durumu değil. Şu anki durumumuz; bu ümmeti, milleti ve insanlığı nasıl bu illetten kurtarırız, bunun mücadelesini vermemiz gerekiyor. Eğer istiyorlarsa bu illetten kurtulduktan sonra onlara da güzel cevaplar verilir." ifadelerini kullandı.

"EBA TV'de dersi veren ilk öğretmenin başörtülü bir bayan olması bazı çevreleri çok rahatsız etti"

Geçtiğimiz hafta EBA TV'de başörtülü öğretmenin ders vermesini "facia" olarak nitelendiren gazeteci Can Ataklı'ya da tepki gösteren Tahiroğlu, "Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uzaktan eğitim kapsamında EBA TV'de dersi veren ilk öğretmenin başörtülü bir bayan olması bazı çevreleri çok rahatsız etti. Başörtülüler ders veremezmiş ve ilim sahibi olamazlarmış. Bu densizlik, akılsızlık, bilgisizliktir. Esas irtica, yobaz ve gerici bunlardır, bu zihniyettir. Bu ümmet, birçok badireden geçti. Hepsini de başarılı bir şekilde sonuçlandırdı. İnşallah bu badireyi de geçecektir. Ama Rabbim, bu milleti bu badireden az bir şekilde zarar görerek atlatmayı nasip eylesin. Şu anda bu çevrelerle uğraşmaktan ziyade kenetlenerek, geleceğimiz, çocuklarımız, torunlarımız ve ümmet için bu virüsü nasıl yenebiliriz, bunun mücadelesini vermemiz gerekiyor. Bu süreçte evde kalmak en güzelidir. Şu anda evde kalmak insanlığın kurtuluşu demektir. Bu hususta Diyanet İşleri Başkanlığımızın almış olduğu kararlar yerinde ve İslami kararlardır. Rabbim cümlemizi bu illetten bir an önce kurtulmayı nasip eylesin." şeklinde konuştu.

"Okunan tekbir ile salavatları edepsizce ıslık ve alkışla bastırmaya çalışmak gericiliktir"

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Coronavirus salgınının sona ermesi ve hastaların şifa bulması için yatsı ezanının ardından Türkiye genelindeki camilerde dua ve sala okutulduğunu ve kimi çevrelerin de duanın ardından okunan tekbir ve salavatları ıslık ve alkışla bastırmaya çalışmalarını eleştiren Tahiroğlu, şunları söyledi:

Şu anda yatsı ezanının arkasından dualar yapılıyor ve duaların arkasından âmin dememiz gerekirken yine irticacı, gerici ve yobazların, balkonlara çıkıp alkış ve ıslık çaldıklarını gördük. Bunlar farklı dine ve inanca mensup olabilirler. Ama farklı inançta olanlara da saygı göstermeleri gerekiyor. Bu toplumda biz kendilerini nasıl hazmediyor ve kabul ediyorsak, onlar da bazı insanların inanç değerlerine ve özgürlüklerine de saygılı olmak zorundalar. Edepsiz bir şekilde okunan tekbir ile salavatları ıslık ve alkışla bastırmaya çalışmak bir gericiliktir. Bu bir 28 Şubat zihniyetidir. Rabbim bizleri onlardan muhafaza eylesin.

"Camiler Kâbe'nin şubesi görevini üstlenmektedir"

Cami ve hastane karşılaştırmasının yakışıksız olduğunu belirten Tahiroğlu, "Bir okul ve hastane ne kadar elzemse camide bir o kadar elzemdir. Caminin görevleri farklıdır. Aynı şekilde hastane ve diğer kurumlarında görev yerleri farklıdır. Camiler bu milleti aydınlatmak için vardır. Camiler milletin ibadetini cemaat halinde yaptığı mekânlardır. Camiler Kâbe'nin bir şubesi görevini üstlenmektedir. Camiler aynı zamanda bir toplumun veya o mahallenin bir meclisidir. Camiler o toplumda gelişen olayları mecliste tartışılıp ve duyurulması gereken yerlerdir. Şu anda hastane elzemdir. Bu çevrelere soruyorum, hani kendilerini çok medeni görüyorlar. İtalya'yı, İngiltere'yi ve Fransa'yı irdelediler mi? Almanya, Fransa ve diğer ülkeler şu an ezana sığındılar ve ezanı serbest bıraktılar. Ezan okunması yönünde hükümetler karar aldı, ezanlar yüksek sesle okunmaya başlandı." şeklinde konuştu.

"Cami bir milletin sigortasıdır"

Caminin insanlık tarihindeki yeri ve önemine de dikkat çeken Tahiroğlu, "Camiler çok elzemdir. Şu hiç unutulmasın, cami bir milletin sigortasıdır. Milleti millet yapan, ayakta tutan ve bir bütün haline getiren mabetlerimizdir, mescitlerimizdir, camilerimizdir, din görevlilerimizdir, diyanettir. Eğer bunlardan birisi eksik olursa ne diyanet ne cami ne okul ne de sağlık kuruluşu kalır. Rabbim bunların eline fırsat vermesin. 28 Şubat zihniyetini tekrar döndürmeyi nasip eylemesin. Bu millet bu zihniyetten çok çekti. Bunların amaçları şu anda virüsle mücadele değil. Türkiye'yi ve Müslüman milletini nasıl zayıf düşüreceklerini ve yok edeceklerini amaçlıyorlar." diye konuştu. (İLKHA)







Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir