Memur-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök: "Halepçe vahşi bir katliamdır"
Saddam Hüseyin'in, 32 yıl önce ABD başta olmak üzere emperyalist ülkelerin desteğiyle Halepçe'de kimyasal ve biyolojik silahlar kullanarak gerçekleştirdiği katliam ve vahşetin üzerinden yıllar geçse de o gün yaşanan acılar halen tazeliğini koruyor.
Halepçe Katliamının 32'inci yıldönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, vicdanlara vurulmuş kelepçenin ve katliamın diğer adının ise Halepçe olduğunu söyledi.
"16 Mart ta Halepçe'de, ümmete yapılan zalim ve vahşi bir katliamla tarihteki yerini almıştır"
İslam coğrafyalarında yaşanan zulümlere ve katliamlara dikkat çeken Gök, "Yaşadığımız coğrafyanın takviminde her gün; bir acı ve trajediyle hatırlanır olmuştur. En az yüzyıldır, gün geçmiyor ki bir darbe, bir suikast, bir katliam, bir savaş, bir zulüm, bir göç yaşanmasın. Eşsiz zulümler, işkenceler, yıldırmalar, işgaller, katliamlar bu toprakların neredeyse kaderi olmuştur. 16 Mart ta Halepçe'de, ümmete yapılan zalim ve vahşi bir katliamla tarihteki yerini almıştır. 32 yıl önce Irak'ın kuzeyinde bulunan Halepçe'de zehirli gaz bombardımanıyla bir katliam yapıldı. Saldırıda çoğu kadın, çocuk, yaşlı olmak üzere yaklaşık 5 bin masum insan öldürüldü." dedi.
"Halepçe'de olanların bir benzeri Halep'te, Guta'da ve İdlib'de olmaktadır"
Gök, "Halepçe katliamı, Hama'da, Srebrenitsa'da, Doğu Türkistan'da, Arakan'da, Filistin'de, Halep'te olduğu gibi zalimlerin, insanlara ve özellikle Müslümanlara ve onlar üzerinden bütün mazlumlara karşı ne kadar acımasız olduklarını, olacaklarını göstermiştir ve göstermektedir. Halepçe'de olanların bir benzeri Halep'te, Guta'da ve İdlib'de olmuştur, olmaktadır. Dün Halepçe'ye sağır ve seyirci kalan dünya, bugün Suriye'deki kimyasal bombalarla yapılanları da dâhil, katliamları, sürgünleri, göçleri önleme noktasında hemen hiçbir ciddi irade de niyet de ortaya koymamıştır, koyamamaktadır. Hatta insan haklarını ayaklar altına alarak, hayata tutunmaya çalışan mültecileri, öldürmek dâhil en ağır zulüm ve işkencelere tabi tutulmaktadır. Politik tutumları, zulüm ve katliama ortak olmak, destek vermektir. Zulüm, yapanın yanına kâr kalmıştır. Mazlum, yaşadığı acıların telafisi imkânsız kayıplarıyla kalmıştır." ifadelerini kullandı.
"Yeryüzünde işlenen tüm insanlık suçlarını kesin bir dille te'lin ediyoruz"
İnsanlık suçu olan bu katliamların hesabının sorulması gerektiğini belirten Gök, "Hesap sorulamadığı için küresel emperyalist odaklar ve onlardan güç alan, cesaret bulan yerli iş birlikçileri, fütursuzca, ölçüsüz zulüm ve katliamlarına devam ediyor. Aradan geçen bunca zamana rağmen, vicdanımızda ve hafızamızda tüm canlılığını, yakıcı, öldürücü etkisini koruyan bu olayı, faillerini, yeryüzünde işlenen tüm insanlık suçlarını kesin bir dille te'lin ediyoruz." diye konuştu. (İLKHA)