Uzmanlar, Corona virüs konusunda ebeveynleri uyarıyor
Corona virüse karşı önlemler her geçen gün artarken uzmanlar korku, kaygı ve panik ortamlarında ebeveynlerin çocukları ile nasıl iletişim kurabilecekleri, bu süreci nasıl anlatabilecekleri konusunda tavsiyelerde bulundu.
Çin'de ortaya çıkan ve 5 binden fazla insanın ölümüne sebep olan Corona virüsü, küresel salgına dönüştü. Dünyanın birçok ülkesine yayılan ve Türkiye’de de görülen Corona virüsü ile ilgili önlemler alınırken bu durum özellikle çocukları olumsuz etkiliyor.
Yeni tip Corona virüs (Covid-19) salgınının psikolojik etkileri konusunda uyarılarda bulunan Gaziantep Anka Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Çelik, virüs korkusunun, ciddi anlamda insanların hayatının seyrini değiştiren davranışlardan biri olarak görüldüğünü ifade etti.
Çelik, çocukların bu durumdan etkilenebileceğini belirterek önemli uyarılarda bulunuyor. Okulların tatil edildiğini ve bu süreçte ebeveynlerin, evde veya güvenli buldukları ortamda çocukları ile geçirecekleri zamanı, güvenli bazı etkinliklerle planlamaları gerektiğini ifade eden Çelik, bu süreçte sosyal ve kültürel aktivitelerin çocukların psikolojisi için çok önemli olduğunu belirtti.
Korku, kaygı ve panik ortamlarında ebeveynlerin çocukları ile nasıl iletişim kurabilecekleri ve bu süreci nasıl anlatabilecekleri konusunda tavsiyelerde bulunan Çelik, ebeveynlerin çocuklarının virüs ile ilgili endişelerini artırmamak için aile ortamında virüsün tehlikeli etkilerini ve sonuçlarını konuşmak yerine, çocukları kaygı ve korkudan uzaklaştıracak, güven veren cümleler kurması gerektiğini söyledi.
"Dünyaya yayılan bir hastalık olduğundan dolayı kaygı oluşturması normal"
Tarih boyunca salgın hastalıkların insanlar için en büyük korkuların başında geldiğini belirten Çelik, "Yeni bir hastalık ortaya çıktığında, insanlarda genelde bir kaygı oluşur. Çünkü insanlar bilmedikleri bir hastalıktan korkar. Corona virüs de yeni bir hastalıktır. Önceki hastalıklara benzeyen ve benzemeyen yönleri var. Bu yüzden de genel olarak dünyaya yayılan bir hastalık olduğundan insanlarda bir kaygı oluşturması doğal. Bu kaygıyı daha da arttıran birkaç neden var. Bunlardan bir tanesi internette kaynağını bilmeden, doğruluğunu çok fazla teyit etmeden insanlar araştırma yapıyor. Bu araştırmalar insanların kaygısını daha da artırıyor. Çünkü internette genelde bir rahatsızlıkla ilgili en kötü belirtiler veya en kötü sonlanış şekline dair veriler daha çok popüler oluyor. Bundan dolayı da bu hastalıkla ilgili internette araştırma yapıldığında insanın karşısına ilk başta en olumsuz en negatif şeyler çıkıyor ve bu ciddi bir kaygı, endişe kaynağı oluyor." dedi.
"Önlem alırken panik yapmamak gerekiyor"
Bu durumdan kaçınmak için güvenilir veri kaynaklarına ulaşılması gerektiğini belirten Çelik, "Gerek bakanlığın gerekse bazı üniversitelerin bu konudaki açıklamaları halkın anlayacağı bir şekilde sade ve doğru bilimsel verileri içeriyor. Bundan dolayı kaygıya kapılmamak ve endişelenmemek için mümkün olduğu kadar doğru kaynaklardan bilgi almak gerekiyor. Tabi ki mümkün olduğu kadar önlem almak gerek. Bunlar birçok defa tekrarlanıyor. Ama kalabalık yerlerden uzak durmak, mümkün olduğu kadar hijyen önlemlerine dikkat etmek, özellikle hastalığı olan yaşlılar ve küçük çocukları mümkün olduğu kadar dışarı çıkarmamak bu ortamda gereklidir. Önlem alırken de panik yapmamak gerekiyor. Sonuçta bu hastalığın bulaşıcılığı da ölüm oranı da korkulacak seviyelerde yüksek değil. O yüzden de panik yapılacak, çok korkulacak bir durum değil ki paniğin bir şeye faydası olmadığını da biliyoruz." ifadelerini kullandı.
"Anne ve baba bu durumda çok kaygılanırsa, çocuklar da kaygılanabilirler"
Ailenin kendi kaygısını kontrol altına alması ve kriz yönetme becerisinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Çelik, "Eğer anne ve baba bu durumda çok kaygılanırsa, çocuklar da kaygılanabilirler. Çünkü çocukların bu konuda ciddi endişeleri var. Öncelikle de biz, doğru kaynaklardan aldığımız bilgileri çocuklara açıklamalıyız. Çocukların sorularına çok detaya girmeden, basit bir tarzda onların anlayacağı seviyede mutlaka cevap vermemiz gerekiyor. Çünkü bazı ebeveynler tamamen konuşmayıp hastalığı gizliyor. O zaman çocuklar, hastalık hakkında başka kaynaklardan bilgi ediniyorlar. Bu da çocukların korkmasına neden oluyor. Bir önlem alırken mutlaka çocuklarımıza gerekçesini anlatmalıyız. Elimizi kolonya ile yıkayacağımız zaman bunu neden yaptığımızı ve bu virüsün kolonyanın tesiriyle öldüğünü açıklamamız gerekir. Eğer yaptığımız işlemlerin gerekçesini çocuklarımıza anlatırsak, onların uyumunu da arttırmış oluruz. Hem de bu onların ileriki dönemlerde hastalıklarla mücadele konusunda eğitmiş oluruz." şeklinde konuştu.
Ebeveynlerin doğru bilgi kaynaklarından aldıkları bilgileri özetleyerek, çok sade bir şekilde çocuklarına anlatmaları gerektiğini belirten Çelik, çocuklardan bilgi saklamanın doğru olmadığının altını çizerek, çocuklara karşı samimi ve açık olunması, yaşlarına uygun bir dille çocuklarla konuşmanın belirsizliğin getireceği kaygı ve korkunun önüne geçeceğini ifade etti. (İLKHA)