Suriyeli Âlimler: Bir insanın topraksız yaşaması, ölmesi gibidir
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Şanlıurfa’ya yerleşen Suriyeli Âlimler, güvenli bölge oluşması halinde Suriyelilerin kendi evlerine döneceklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Moskova'da gerçekleştirdiği İdlib zirvesine olumlu baktıklarını belirten Suriyeli Âlimler, ülkelerindeki her şeyin normale dönmesiyle birlikte memleketlerine dönmeyi istediklerini belirtti.
Savaş nedeniyle yaşadıkları toprakları terk ederek Şanlıurfa'ya yerleşen Suriyeli âlimler, hiç kimsenin kendi memleketini bırakıp sonunda ölüm olan bir göçü tercih etmeyeceğini, bir insanın yurtsuz ve topraksız kalmasının ölümle eşdeğer olduğunu ifade etti.
Moskova Anlaşması'nın, İdlip’teki göçün önüne geçtiğini savunan Âlimler, Türkiye’nin sadece İdlip’te değil Suriye’nin kuzeyinde de güvenli bölge oluşturabileceğini belirttiler.
Suriyeli Âlimler, Moskova’daki İdlip zirvesi ve Suriye’deki son gelişmeler ile ilgili İLKHA mikrofonlarına konuştu.
Moskova Anlaşması'nı olumlu bulduklarını belirten Şanlıurfa’daki Suriye İlim Meclisi Başkanı Şeyh Muhammed Zekeriya el-Mesud, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Rus mevkidaşı ile arasında gerçekleşen ve İdlip’te akan Müslüman kanının durdurulması için varılan anlaşmayı olumlu buluyoruz. Sayın Erdoğan’ın bu anlaşmada başarıya ulaşmasını diliyoruz. Bu tür anlaşmaların, Suriye rejiminin ortadan kaldırılmasına vesile olmasını diliyoruz. Bu anlaşmaların tüm Suriye ve İslam topraklarına hayır, bereket ve zafer getirmesini temenni ediyoruz.” şeklinde konuştu.
“Kimse kendi memleketini bırakıp sonunda ölüm olan bir göçü tercih etmez”
Allah’ın izniyle Suriyelilerin güvenli bir bölge oluşturulduğu takdirde memleketlerine geri döneceklerini ifade eden el-Mesud, “Toprakları, şehirleri ve köyleri güvenli bir hale geldikten sonra Suriyeliler, evlerine geri dönecektir. Çünkü kimse kendi memleketini bırakıp sonunda ölüm olan bir göçü tercih etmez. Bu yüzden Erdoğan’ın bu anlaşmalardan başarılı bir şekilde çıkmasını diliyoruz. İdlip ve diğer bölgelerdeki kardeşlerimizin memleketlerine geri dönerek orayı yeniden imar edip, kendilerine sahip çıkan ve kucak açan Türkiye’yi ve halkını korumak için bir siper ve hendek görevi görmeleri gerekir.” diye konuştu.
“İdlip zirvesi Suriyelilerin memleketlerine geri dönmelerinin önünü açacaktır”
Suriye Âlimler Birliği Şanlıurfa Temsilcisi Şeyh Bera Urfalı, Moskova’daki İdlip zirvesinin iki önemli sonucu olduğunu vurgulayarak, “Birincisi; akıtılan Müslüman kanının ve ölüm saçan hava saldırılarının durdurulmasıdır. İkincisi ise muhacir ve mültecilerin milyonlara ulaşacak göçünün önüne geçilmesidir. Eğer böyle bir göç olmuş olsaydı birçok insan ölecek bu da Suriye’nin demografik yapısının değişmesine neden olacaktı. Bence bu anlaşma sayesinde önümüzdeki günlerde sadece İdlip’te değil, Suriye’nin kuzeyinin tamamında güvenli bir bölge oluşturularak, Suriyelilerin geri dönmelerinin önü açılacaktır. Suriye’nin yeniden imarı ve geleceğine yönelik plan ve projeler hayata geçirilecek, orada yaşayacak tüm vatandaşlar adaletle yönetilecektir.” ifadelerini kullandı.
“Bir insanın topraksız yaşaması, ölmesi gibidir”
Bir insanın topraksız yaşamasını ölüme benzeten Urfalı, “Şüphesiz yeryüzünde topraksız yaşamak isteyen kimse yoktur. Allah’u Teâlâ (Azze ve Celle), Kur’an-ı Kerim’de kendi toprağından kovulmayı ile öldürülmeyi eşit tutmuştur. Bir insanın topraksız yaşaması, ölmesi gibidir. Eğer işler daha iyiye gider ve bu zalimin hükmü bu topraklarda biterse inanıyorum ki bu insanlar, geri dönüp ülkelerini yeniden imar etmek ve devletlerini yeniden kurmak için canla başla çalışacaklardır.”
“Türkiye şu an askeri hazırlıklarını yapıyor”
Şanlıurfa’daki Suriye Okulları Müfettişi İsmail Cıben Ebu Yusuf, “Türkiye, Rusya’nın bölgede ne yapmak istediğinin farkındadır. Türkiye de aslında burada farklı ve alternatif bir şeyler yapma peşindedir. Türkiye burada sivil, barışçıl bir bloğun oluşturulması için çalışıyor. Bunu siyasi bir strateji ile yapıyor. Şu anda bir yandan askeri hazırlıklar yapıyor bir yandan ise NATO’daki yerini güçlendirerek Rusya’ya sözlerini tutmaması halinde askeri seçeneklerinin olduğunu gösteriyor. Türkiye şu an askeri hazırlıklarını yapıyor. Eğer rejim ‘Soçi Mutabakatı’ sonrasına dönerse bir şey olmaz. Ama eğer dönmezse Türkiye askeri gücü ile onu zorlayacaktır. Uluslararası müdahalelerle ortadan kalkan devrim umutları, Türkiye’nin son askeri müdahalesi ile yeniden canlanmıştır. Bana göre bundan sonra elde edilecek başarılar Soçi Mutabakatı’ndan daha büyük ve daha çok olacaktır.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Rusya’ya karşı mücadelesinin Suriye halkı içerisinde olumlu yansımaları olduğunu savunan Ebu Yusuf, “Bölgede, güvenli bölge oluşturabilmesinde Türkiye’nin büyük bir rolü olacaktır. Bundan sonraki süreçte, Türkiye’nin uluslararası rolüne de büyük bir etkisi olacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Avrupa, mültecilerin kendi sınırlarında beklemelerinden dahi korkuyor”
Avrupa’nın yıllardır mültecileri görmezden geldiğini belirten Şeyh Burhan el-Ehmed, “Avrupa, mültecileri hiç fark etmedi. Çünkü çok uzak görüyorlardı. Ama bugün bu insanlar onların kapısına dayanmış durumda. Hatta onlar mültecilerin kendi sınırlarında beklemelerinden dahi korkuyorlar. Türkiye şu anda sadece Suriyeli 4 milyondan fazla mülteciye kucak açmış durumda. Diğer ülkelerden gelen mültecileri saymıyorum. Ama Avrupa, mültecilerin sınırda beklemelerine dahi müsaade etmiyor. Gidenler de milyonlarla değil binlerle ifade ediliyor.” diye konuştu. (İLKHA)