Hulusi Akar harekatla ilgili açıklamalarda bulundu
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 27 Şubat’ta İdlib'deki menfur saldırıyı müteakip başlatılan 'Bahar Kalkanı Harekatı'nın başarıyla sürdürülmekte olduğunu söyledi.
Ankara (AA)
Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile geceyi Hatay'da sınırın sıfır noktasındaki Taktik Komuta Yeri'nde geçirdi.
İdlib'deki faaliyetleri, rejim hedeflerine yönelik operasyonu sevk ve idare eden Akar, "İdlib'de, 6 Mayıs 2019'da başlayan ve artarak devam eden rejimin kara ve hava saldırıları sonucunda büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak, radikalleşme ve göç artmış, 1500 masum sivil hayatını kaybetmiş, 5 binden fazlası yaralanmış ve 1 milyon 335 bin kişi evlerini ve topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Evlerini terk etmek zorunda kalan halk, Suriye'nin diğer bölgelerine değil, Türkiye sınırına yönelmiştir. Bunun nedeni de çok açıktır. Amaç rejimin zulmünden kaçmaktır. En açık şekilde ifade etmek isterim ki tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan komşumuz Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insani ve vicdani sorumluluğumuzdur."
"Kalıcı ateşkes ve istikrarın sağlanması asıl amacımızdır"
Askeri harekatın ötesinde faaliyetlerin insani boyutunun da büyük önem ifade ettiğine değinen Bakan Akar, şöyle konuştu:
"BM Sözleşmesi'nin 51'inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı ile Adana, Astana ve Soçi mutabakatları çerçevesinde ateşkesi sağlamak, göçü önlemek, bölgede yaşanan insanlık dramını sona erdirerek, birliklerimizin, halkımızın ve hudutlarımızın güvenliğini sağlamak maksadıyla İdlib'deki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu çerçevede karşılıklı mutabakatlardan doğan tüm sorumluluklarımızı garantör ülke olarak yerine getirdik ve getirmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda Astana Mutabakatı'na uygun olarak alandaki birlik ihtiyacımızı da karşılamış bulunuyoruz.
Kalıcı ateşkes ve istikrarın sağlanması asıl amacımızdır. Ancak birliklerimize, gözlem noktalarımıza ve mevzilerimize yapılacak saldırılara karşı meşru müdafaa kapsamında en şiddetli ve tereddütsüz karşılık verileceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Meşru müdafaa kapsamında hedefimiz sadece birliklerimize saldıran rejim askerleri ve unsurları olacaktır."
"Açıklamayı kabul edilebilir bulmuyoruz"
Uluslararası kamuoyunun Türkiye ile benzer endişeleri paylaştığına, Soçi Mutabakatı kapsamındaki taahhütlerin eksiksiz yerine getirilmesi gerektiği çağrısında bulunduğuna dikkati çeken Akar, şöyle devam etti:
"27 Şubat'ta gerçekleştirilen menfur saldırıyı müteakip başlatılan Bahar Kalkanı Harekatı başarıyla sürdürülmektedir. Bugüne kadar 1 İHA, 8 helikopter, 103 tank, 19 zırhlı personel taşıyıcı, 72 top/obüs/ÇNRA, 3 hava savunma sistemi, 15 tanksavar/havan, 56 zırhlı araç, 9 mühimmat deposu ve 2 bin 212 rejim askeri ve unsuru etkisiz hale getirilmiştir. Atışlarımız ve faaliyetlerimiz planlandığı şekilde, başarıyla, Mehmetçiğin kahramanlık ve fedakarlığıyla devam etmektedir. Aynı zamanda Rusya ile görüşmelerimiz sürdürülmektedir. Gelinen aşamada Rusya'dan beklentimiz, garantör ülke olarak taahhütlerini yerine getirmesi ve bu kapsamda rejimin saldırılarını durdurması ve Soçi Mutabakatı sınırlarına çekilmesi için rejim üzerindeki etkilerini kullanmalarıdır.
Rusya'yla karşı karşıya gelmek gibi ne niyetimiz ne maksadımız var. Bizim oradaki tek niyetimiz rejimin katliama son vermesi ve böylelikle radikalleşmenin ve göçün önlenmesi, durdurulmasıdır. Açıkça ifade etmek gerekirse, garantör ülke olarak 'rejimin yapacağı saldırılardan sorumlu değiliz' gibi bir açıklamayı kabul edilebilir bulmuyoruz. Garantör ülkeler olarak gerilimin azaltılmasında mutabık kalınmakla birlikte Soçi Mutabakatı'nın tüm şartlarının yerine getirilebilmesi için her türlü gayreti göstermeliyiz."