• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
​DİN-BİR-DER Şanlıurfa Şube Başkanı Kurt'tan şer planının tel'in edileceği mitinglere çağrı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİN-BİR-DER Şanlıurfa Şube Başkanı Hacı Kurt, ABD Başkanı Trump’un sözde “Yüzyılın Barış Anlaşması” dediği paçavra ile ilgili İLKHA mikrofonlarına konuştu.

Kudüs’ün, Mescid-i Haram’dan sonra Müslümanların ikinci mescidi olduğunu belirten Kurt,  Kudüs’ün etrafının Allah tarafından mübarek kılındığını hatırlattı.

Kudüs’ün Müslümanlar için önemli olduğunu belirten Kurt, Kudüs’ün, ümmetin ortak meselesi olduğunu söyleyerek, Pazar günü İstanbul, Diyarbakır ve Sakarya'da düzenlenecek mitinglere katılım çağrısı yaptı.

ABD Başkanı Trump’ın yayınladığı “Yüzyılın Anlaşması”nın paçavra olarak yorumlayan Kurt, hiçbir Müslüman’ın bu anlaşmayı kabul etmeyeceğini vurguladı.

Pazar günü İstanbul, Diyarbakır ve Sakarya’da düzenlenecek Kudüs’e destek mitinglerine tüm Müslümanları davet eden Kurt, yapılan mitinglerde hükümete "israille tüm ilişkilerini kes" mesajının verileceğini sözlerine ekledi.

“Kudüs, ümmetin ortak meselesidir”

Müslümanların Kudüs konusunda çok duyarlı davranmaları gerektiğini ifade eden Kurt, “Peygamber Efendimizin Mescid-i Aksa ile ilgili hadisini hatırlatarak, “Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor. ‘Ancak 3 mescid için ziyaret maksadıyla sefere çıkılır. Bunlar: Mescid-i Haram, Benim bu mescidim ve Mescid-i Aksa’dır.’Bu açıklamalardan da anlıyoruz ki; Kudüs ve Mescid-i Aksa her Müslüman için çok mübarektir ve çok kıymetlidir. Hazreti Ömer döneminde Miladi 630 yılında Ebu Ubeyde bin Cerrah komutasındaki ordu Kudüs’ü fethetmiştir. Bizatihi Hazreti Ömer Efendimiz, gitmek suretiyle, şehrin kapısından ilk olarak kendisi girmiştir. Bundan dolayı Kudüs, bizler için çok kıymetlidir. Müslümanların Kudüs konusunda çok duyarlı davranmaları lazımdır. Kudüs, ümmetin ortak meselesidir.” diye konuştu.

“Yahudiler kurdukları bazı terör teşkilatları ile birçok Müslüman’ı toplu halde şehit etmiştir”

Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü Haçlılardan kurtardığını ifade eden Kurt, “Bir ara Kudüs Haçlıların eline geçmiştir. Bediüzzaman Said Nursi’nin deyimiyle ‘Şarkın Sevimli Komutanı Selahaddin-i Eyyubi’ tarafından tekrar Müslümanların idaresine geçirilmiştir. Tarihin bazı dönemlerden sonra Kudüs, Osmanlı hâkimiyetine geçmiş ve bu süre yaklaşık olarak 400 yıl devam etmiştir.  Birinci Dünya harbinden sonra şehre İngiliz mandası hâkim olmuş bu arada Yahudilerin şehre göç etmeleri hızlandırılmış ve gelen Yahudiler silahlandırılmıştır. Bu arada devam eden zaman içerisinde Yahudiler kurdukları bazı terör teşkilatları ile birçok Müslüman’ı toplu halde şehit etmişlerdir. Nihayet En-Nakba yani (büyük felaket) diye isimlendirilen 1948 yılında Yahudiler, kurdukları Terör Devletinin ismini israil olarak dünyaya ilan etmişlerdir.” diye konuştu.

Siyonist işgalcilerin yapmış olduğu katliamlardan bazıları

Yahudilerin tarih boyunca Müslümanlara zulüm ettiğini belirten Kurt, “israil Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra orada toplanan Yahudilere silahlar verildi. Birçok değişik örgütler kurdular. israil terör devletine başına gelen tüm yöneticilerin bu terör örgütünden geldiğini görmekteyiz. Başta Golda Meir, David Ben-Gurion, İzak Şamir, İzak Rabin, Menahem Begin ve günümüzde Binyamin Netanyahu bunlar hepsi  terör örgütlerinin içinden gelen elemanlardır. israilin böyle bir kanlı tarihi ve kirli bir sicili vardır. Bundan dolayı ona terör devleti demekteyiz. Bunu ispatlayan katliamlardan bazıları şunlardır;

- Hama Pazarı Katliamı (6 Temmuz 1937): 23 kişi şehid oldu.
- Kral Davut Oteli Katliamı: 96 Kişi öldü ve 45 kişi yaralandı.
- Deir Yasin Köyü Katliamı (9 Nisan 1948): Bütün köy halkı şehid edildi.
- Beled üş-Şeyh Katliamı (31 Aralık 1947): 600 kişi öldürüldü.
- Semiramis Oteli Kundaklanması (5 Ocak 1948): 26 kişi yanarak öldü.
- Devayime Köyü Katliamı (28 Ekim 1948): 3 bin kişilik köy halkı kurşuna dizildi, çoğu öldürüldü.
 -Sabra-Şatilla Mülteci Kampı Katliamı (16 Eylül 1982): 991 kişi öldürüldü.
- Kudüs Katliamı (8 Ekim 1990): 30 kişi şehid oldu ve 800 kişi yaralandı.
- Hz. İbrahim Camii Katliamı (25 Şubat 1994): Sabah namazında 67 kişi şehid oldu.
- Kana Katliamı (18 Nisan 1996): 108 kişi şehid edildi.
- Yakın tarihteki Gazze katliamı: 2000’den fazla kişi şehid oldu ve 7 binden fazla kişi yaralandı.
- 12 Mart 2018’de başlayan ‘Vatan Toprağına Dönüş’ gösterilerinde 200 kişiden daha fazla Müslüman şehit oldu ve binlerce kişi yaralandı.” dedi.

 “Yüzyılın anlaşmasında(!) Kudüs israilin başkenti kabul ediliyor”

Siyonistlerin şer planı olan “Yüzyılın Anlaşmasını” paçavra olarak gördüklerini söyleyen Kurt, “Yaptığım araştırmalara göre Siyonistlerin güncel bir hilesi olan sözde 'Yüzyılın Anlaşmasına' yani paçavrasına bir göz atalım:

-Bu paçavrada Kudüs, israil terör devletinin ebedi başşehri olarak kabul edilmektedir.

-Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim yerleri, israilin toprağı olarak kalacaktır.

-Bir tahıl ambarı olarak kabul edilen Ürdün Vadisi, israilin hâkimiyetinde olacaktır.

-Filistin devlet olarak kabul edilecektir fakat ordusu olmayacaktır. Sadece iç güvenliği sağlamak için polis teşkilatı olacaktır.

-Filistinliler, yönetimi tamamen Yahudilerin elinde olan Kudüs Belediyesine vergi vereceklerdir.

-Bu antlaşmanın uygulanabilmesi için 50 Milyar dolar para toplanacak ve bu meblağın yüzde 70’ini Arap ülkeleri karşılayacaktır. Yani bunun anlamı şudur; Filistin’deki israil işgalinin finansmanı Müslümanlar tarafından karşılanacaktır.

-Şu anda vatanlarından uzak, dünyanın değişik bölgelerinde bir sürgün hayatı yaşayan yaklaşık 6 Milyon Filistinli vatanlarına dönemeyecektir.

Bu kadar ağır maddeler içeren güya ismi anlaşma olan paçavradır. Müslümanın en küçük ferdinin, siyaseti, politikayı bilmeyen bir kimsenin buna evet demesi imkânsızdır.” ifadelerini kullandı.

Siyonist işgalcilerin malları boykot edilmeli

Müslümanların israile karşı yapması gerekenlerle ilgi de konuşan Kurt, “Önce her Müslüman’ın fert bazında israil mallarına boykot etmesi lazımdır. İkincisi, Müslümanlar yasal çerçevede, adabına uygun olarak meydanlara dökülmek ve sosyal medyada bunu paylaşmak suretiyle bu konuyu gündeme getirmesi gerekir. Bu şekilde başlarındaki yöneticilere mesaj vermelidir. ‘Ey kendisine oy verdiğin devletimin başkanı, bakanı ve yetkilileri, ben bu devletin ferdi olarak size bağlıyım. Sizden bir isteğim var. Bu da benim vatandaşlık hakkımdır.  Sizden istiyorum ki israil ile bütün bağları koparın.’  Gerek ticari gerek siyasi bütün bağların koparılması lazım. Allah rahmet eylesin Necmettin Erbakan diyordu ki ‘israil güçten anlar.’ Ayrıca israil çok korkaktır. Mavi Marmara gemisine yapılan baskında ellerinde silahlar olduğu, Müslümanların elinde silah olmamasına rağmen altlarını ıslattılar.” dedi.

“Mitinglerde ‘Ey devletimiz! israil ile alakanı kes’ mesajı verilecek”

Kudüs için yapılacak mitinglerin önemine değinen Kurt, “Önümüzdeki Pazar günü 9 Şubat'ta İstanbul Yenikapı’da Saadet Partisi,  Sakarya’da Yeniden Refah Partisi ve Diyarbakır’da Peygamber Sevdalıları ve Mustazaflar Cemiyeti öncülüğünde mitingler yapılacaktır. Mitinglerde israil tel’in edilecek. Bu mitinglerde verilecek mesajlarda, ‘Ey devletimiz! İsrail ile alakanı kes’ mesajı verilecektir. Peygamber Efendimiz bizim rehberimiz ve örneğimizdir. Allah O’nun gözünü açmış ilerisini kendisine göstermiştir. Efendimiz haber veriyor. “Sizler (gelecekte) Yahudilerle muharebe yapacaksınız. Ta ki onlardan biri bir taşın arkasında gizlenir. O taş: ‘Ey Allah’ın kulu arkamda (gizlenmiş olan) bu kişi de bir Yahudi’dir. Gel ve onu da öldür.’ diyecektir.” şeklinde konuştu. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir