Bitlisliler Kudüs Müftüsüne destek için sabah namazında buluştu
İnsani Yardım Vakfı (İHH) Bitlis Şubesi öncülüğünde, geçtiğimiz pazar günü işgalci terör çeteleri tarafından Mescid-i Aksa'ya girişi yasaklanan Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri'ye destek için bir buluşma programı düzenlendi.
İşgalci siyonist çetesi, Mescid-i Aksa ve Filistin halkına yönelik tahakküm ve zulmünü artırarak devam ettiriyor. Orantısız güç kullanan işgal çetesi, Kudüs Muhafızı Şeyh Raid Salah'ı gözaltına alarak hapis cezası vermesinin ardından, geçtiğimiz pazar günü 50 yıldır Mescid-i Aksa'da hutbe okuyan Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri'nin Mescid-i Aksa'ya girmesini yasakladı.
Bir haftalık koyduğu yasağı bir yıla çıkarmayı planlayan işgalci terör rejimine tepki göstermek ve Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri'ye destek için Türkiye'nin 81 ilinde olduğu gibi Bitlis'te İHH öncülüğünde sabah namazında bir buluşma programı düzenlendi.
Bitlis merkez Siteller Camii'nde düzenlenen programda, kılınan sabah namazının ardından Kudüs başta olmak üzere İslam coğrafyasında yaşanan zulümlere tepki gösterilerek, Müslümanlar için dualar edildi.
Namazın ardından düzenlenen basın açıklamasında, Mescid-i Aksâ'nın, içerisindeki herhangi bir taşına bile müdahale edilmesinin kabul edilmemesi gerektiği vurgulandı.
Basın açıklamasını okuyan Cihat Taşcan, Şeyh İkrime Sabri gibi ömrünü Mescid-i Aksâ'ya adamış birinin, Mescid-i Aksâ'dan uzaklaştırılmasının tüm Müslümanların Mescid-i Aksâ'ya girmesinin yasaklanması ile aynı anlama geldiğinin unutulmaması gerektiğini söyledi.
"İşgal rejiminin Filistin halkı üzerindeki zulmü artarak devam ediyor"
Mescid-i Aksa'da yapılan zulümleri hatırlatan Taşcan, "Siyonist israil, 2017 Temmuz'unda kapılarına metal detektörler yerleştirerek Mescid-i Aksâ'ya giriş ve çıkışları kontrol altına almak istemişti. Bu hamle Mescid-i Aksâ'yı zamansal olarak bölme planının ilk adımıydı. Tüm dünya Müslümanlarının ve tabi ki Kudüs halkının büyük direniş göstermesi sonucu işgalci israil geri adım atmak zorunda bırakılmıştı. Bu geri adımı hazmedemeyen Siyonist işgalci yönetim 2019 Şubat ayında Mescid-i Aksâ'nın içerisinde bulunan Rahmet Kapısını işgal ederek sinagoga çevirmek istedi. Böylece Mescid-i Aksâ'nın mekânsal olarak bölünmesini gerçekleştirmek için bir adım atmış oldu. Aslında 2003 yılından beri kapalı ve zincirli olan mekânın bu şekilde işgal edilmek istenmesi üzerine yine tüm Kudüs halkı, tüm dünyanın da desteği ile ayaklanarak bu sefer mekânı muhafaza etmekle kalmayıp 16 yıldır kilit altında tutulan mekânı açarak ismini 'Rahmet Mescidi' koydular." dedi.
"Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri'ye yapılanlar kabul edilemez"
Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri'nin Mescid-i Aksa'dan uzaklaştırılmasının kabul edilemez olduğunu dile getiren Taşcan, şunları söyledi:
Tüm bu yaşanan olaylar yıl boyunca sayısız baskınlar ve gözaltılar ile devam etti. Bu süreçte Kudüs Muhafızı Şeyh Raid Salah gözaltına alınarak hapis cezası verildi. Uzun bir süre hapsedilen Şeyh Raid Salah geçtiğimiz aylarda ev hapsine alındı. Ancak şubat ayında hakkında verilecek olan kararla yeniden hapsedilmesi gündemde. Ayrıca geçen hafta pazar günü Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri, Rahmet Mescidi konusunda insanları Cuma hutbesinde provoke ettiği iddiasıyla gözaltına alındı. Şeyh İkrime Sabri'ye bir hafta süre ile Mescid-i Aksâ'ya giriş yasağı getiren siyonist israil sürenin bir yıla çıkarılmasını istedi. Mescid-i Aksâ'da 50 yıldır hutbe veren ve Kudüs halkının gönlünde büyük yeri bulunan Şeyh İkrime Sabri aleyhine alınan bu karar üzerine Kudüs halkı ayaklanarak Rahmet Mescidinde toplanmaya başladı. Son 2 günde bu toplanma çağrısına uyan herkese karşı orantısız güç uygulayan siyonist israil rejimi kadınlar başta olmak üzere birçok Müslümanı gözaltına aldı. Özellikle kadınlara uygulanan şiddetin dayanılmaz boyutlara gelmesi üzerine Kudüs halkı bu Cuma'yı 'Umut Cuma'sı' olarak ilan ettiler. Siyonist israilin, Rahmet Kapısı yasağına karşı seslerini yükseltecek olan Kudüs halkı, tüm dünya Müslümanlarının Kudüs'ten yükselecek sese karşılık vermelerini bekliyor.
Son olarak Peygamber Efendimizin, "Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir." hadisini hatırlatan Taşcan, bütün sivil toplum kuruluşları olarak, toplumun her kesimine meselenin önemini anlatması ve insanları bu konuda bilinçlendirmesi gerektiğini ifade etti. (Şükrü Tontaş -İLKHA)