İnsanlık Ayıbı Olan Başörtüsü Yasağından Vazgeçilsin
Başörtüsüne yasak getiren "Kılık Kıyafet Yönetmeliği"ni düzenlediği basın açıklamasıyla protesto eden Mustazaflar Cemiyeti Bursa Şubesi, başörtüsünün Allah`ın emri olduğunu vurgulayarak, açık bir insanlık ayıbı olan bu yasaktan vazgeçilmesini istedi.
BURSA - Mustazaflar Cemiyeti Bursa Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığının okul içinde başörtüsüne yasak getiren "Kılık Kıyafet Yönetmeliği"ni protesto etti.
Öğle namazına müteakip Bursa Ulucamii bahçesinde toplanan Mustazaflar Cemiyeti üye ve gönüllüleri, "Örtü Allah`ın Emridir! Zulme Karşı Omuz Omuza, Bacımın Örtüsü Batmakta Rezilin Gözüne, "Başörtüsüne Uzanan Eller Kırılsın" şeklinde dövizler açtı.
Bayanlarla küçük kız çocuklarının da yoğun katılımı ile gerçekleşen basın açıklamasında sık sık tekbirler getiren topluluk, "Başörtüsüne Uzanan Eller Kırılsın, Zalimler mahşerde Hesap Verecek" gibi sloganlar attı.
Basın açıklamasını Mustazaflar Cemiyeti Bursa Şube Başkanı İsa Güvendik okudu.
MEB`in yeni yönetmeliğinin başörtüsünü yasakladığını hatırlatan Güvendik; İslami edep ve ahlakı toplum içinde yaygınlaştıracak diye büyük umutlar beslenen, hatta ara ara "Dindar nesil yetiştirme" gibi vurgularda bulunan mevcut hükümet, yayımladığı Yönetmelik ile maalesef dindar insanların umutlarını kırmıştır. Yönetmelikte İmam Hatiplerde başörtüsünün serbest bırakılması ve okullarda da Kur`an-ı Kerim ve Siyer derslerinin seçmeli ders olarak tercih edilebilmesinin kabulü müspet ve güzel. Ancak "Diğer Derslerde Başı Açık Olacak!" ibaresinin konulmasıyla başörtüsüne resmen yasak getirildi. Hükümet bunu yapmakla, Allah`u Teâlâ`nın bazı emirlerine karşı gerekli duyarlılığı göstermemiştir. Ve aynı zamanda özgürlükler anlamında da dindar insanlara haksızlık etmiştir.
Başörtüsü Yasağı Aynen Devam Ediyor
Başörtüsü yasağının aynen devam ettiğinin altını çizen Güvendik; gelecek öğretim döneminden itibaren uygulanmak üzere hazırlanan ve Resmi Gazetede yayımlanan kılık kıyafet yönetmeliği ile eğitim alanında süregelen yasakçı zihniyetin sona erdirildiği iddiasının boş bir olduğunu söyledi.
Bu yönetmelikten sonra da okullarda gerek öğrencilerin, gerekse de öğretmenler ve diğer çalışanların yıllardır maruz kaldıkları hukuksuz yasağın aynen devam ettiğini belirtilen Güvendik, "Daha da acısı şudur ki, darbecilikle her alanda mücadele edildiğinin iddia edildiği bir zamanda, 12 Eylül darbecilerince dayatılan yönetmeliklerden kaynaklanan başörtüsü yasağının ruhu, bu yeni yönetmelikte aynen korunmaktadır.
Başörtüsü yasağının aynen devam ettiğinin altını çizen Güvendik; gelecek öğretim döneminden itibaren uygulanmak üzere hazırlanan ve Resmi Gazetede yayımlanan kılık kıyafet yönetmeliği ile eğitim alanında süregelen yasakçı zihniyetin sona erdirildiği iddiasının boş bir olduğunu söyledi.
Bu yönetmelikten sonra da okullarda gerek öğrencilerin, gerekse de öğretmenler ve diğer çalışanların yıllardır maruz kaldıkları hukuksuz yasağın aynen devam ettiğini belirtilen Güvendik, "Daha da acısı şudur ki, darbecilikle her alanda mücadele edildiğinin iddia edildiği bir zamanda, 12 Eylül darbecilerince dayatılan yönetmeliklerden kaynaklanan başörtüsü yasağının ruhu, bu yeni yönetmelikte aynen korunmaktadır.
"Okul içinde baş açık" ifadesi bu ülkede İslami kimliğimize yönelik baskıcı mantığın korunduğunun bir göstergesidir. Mü`min hanımların ve kızların, Rablerinin emrine icabet niyetiyle başlarını örtmelerinin şu veya bu mekânda, şu veya bu mesleği icra ederken yasaklanabileceğine, sınırlanabileceğine dair bir yaklaşım tümüyle gayrı meşru bir yaklaşımdır" dedi.
AK Parti Halkımızın Beklentilerini Boşa Çıkardı
Yeni yönetmeliğin halkta şaşkınlık yarattığını belirten Güvendik; "AK Parti iktidarında bu aşağılık yasağın son bulacağı beklentisi, büyük bir ümide dönüşmüştü. Hükümetin uzun süredir devam eden bu sorunu çözeceği, son bir hamleyle tesettür yasağına son vereceği beklenirken; okullarda kılık-kıyafet düzenlenmesinin yapıldığı haberleri yayılmaya başladı. İnanca getirilen yasakların son bulacağı ümidiyle yüzlerinde solgun ve buruk sevinç dalgaları beliren Müslüman halk, okullardaki düzenlemeyle yasakların sona erdirilmesinin ilk adımlarının atılacağını umuyordu" diye konuştu.
Yeni yönetmeliğin halkta şaşkınlık yarattığını belirten Güvendik; "AK Parti iktidarında bu aşağılık yasağın son bulacağı beklentisi, büyük bir ümide dönüşmüştü. Hükümetin uzun süredir devam eden bu sorunu çözeceği, son bir hamleyle tesettür yasağına son vereceği beklenirken; okullarda kılık-kıyafet düzenlenmesinin yapıldığı haberleri yayılmaya başladı. İnanca getirilen yasakların son bulacağı ümidiyle yüzlerinde solgun ve buruk sevinç dalgaları beliren Müslüman halk, okullardaki düzenlemeyle yasakların sona erdirilmesinin ilk adımlarının atılacağını umuyordu" diye konuştu.
Halkın uzun süredir başörtüsü yasağının kaldırılmasını beklediğine dikkat çeken Güvendik; "Her defasında biraz daha destek isteyip yasakları kaldıracağını söyleyen iktidar partisi, ustalık dönemi olarak adlandırdığı üçüncü iktidarında yasaklara son verecekti. Ancak, yasakları daha da pekiştirerek ve açık seçik ifadelerle yönetmeliklere yerleştirerek; tesettüre karşı verilen savaşta nerede durduğunu açıkça ortaya koydu" ifadelerini kullandı.
Örtü Allah`ın Emri
Örtünün Allah`ın emri olduğunu belirten Güvendik; "Müslüman kız çocuklarının tesettürüne getirilen yasaklama, okullara seçmeli Kur`an ve Siyer dersi koymanın da göz boyamadan öte bir anlam ifade etmediğini ortaya koymaktadır. Kur`an ve Siyer dersinde isteyen kız öğrencilerin başlarını örteceği söyleniyor. Öğrencilerin okuyacağı Kur`an-ı Kerim, Müslüman kadın ve kızların örtünmelerini emretmiyor mu? Hayatı işlenen Hz. Resulullah (sav) Müslüman kız ve kadınları örtünmeye çağırmıyor mu?
Kur`an dersine iştirak eden öğrenci, Allah`ın örtünmeyi emreden ayetiyle karşılaştığında, başını örtmek isteyince yönetmelik gereği soruşturmayla yüzleşecek ve nihayetinde okuldan atılacak. Kur`an`la muhatap olan öğrenciler bir taraftan kendilerini Allah`ın emrine uymak zorunda görecekler, diğer taraftan devletin koyduğu örtünme yasağıyla karşılaşacaklar. Bir taraftan Kur`an`da örtünmenin emredildiği ayeti okuyacak, örtününce de yönetmelikleri kılıç gibi kullanan idarecilerin hışmına uğrayacaklar. Diretmeleri durumunda son yıllarda tesettürlü kız öğrencilerin yaşadıklarını yaşayacaklar. Allah`ın emirlerini hafife alarak yapılan kanun ve yönetmelikler, hangi inancın, felsefenin ve aklın ürünü? Aklı başında hiç kimse bunun mantıklı izahını yapamaz!" diye konuştu.
Örtünün Allah`ın emri olduğunu belirten Güvendik; "Müslüman kız çocuklarının tesettürüne getirilen yasaklama, okullara seçmeli Kur`an ve Siyer dersi koymanın da göz boyamadan öte bir anlam ifade etmediğini ortaya koymaktadır. Kur`an ve Siyer dersinde isteyen kız öğrencilerin başlarını örteceği söyleniyor. Öğrencilerin okuyacağı Kur`an-ı Kerim, Müslüman kadın ve kızların örtünmelerini emretmiyor mu? Hayatı işlenen Hz. Resulullah (sav) Müslüman kız ve kadınları örtünmeye çağırmıyor mu?
Kur`an dersine iştirak eden öğrenci, Allah`ın örtünmeyi emreden ayetiyle karşılaştığında, başını örtmek isteyince yönetmelik gereği soruşturmayla yüzleşecek ve nihayetinde okuldan atılacak. Kur`an`la muhatap olan öğrenciler bir taraftan kendilerini Allah`ın emrine uymak zorunda görecekler, diğer taraftan devletin koyduğu örtünme yasağıyla karşılaşacaklar. Bir taraftan Kur`an`da örtünmenin emredildiği ayeti okuyacak, örtününce de yönetmelikleri kılıç gibi kullanan idarecilerin hışmına uğrayacaklar. Diretmeleri durumunda son yıllarda tesettürlü kız öğrencilerin yaşadıklarını yaşayacaklar. Allah`ın emirlerini hafife alarak yapılan kanun ve yönetmelikler, hangi inancın, felsefenin ve aklın ürünü? Aklı başında hiç kimse bunun mantıklı izahını yapamaz!" diye konuştu.
Başörtüsü; İnancın Gereği, Kadının Kimliğidir
Başlarını örten kadınların maruz kaldığı baskılara da değinen Güvendik; "yıllardır örtülü bayanlara reva görülen hukuksuz uygulamalar bir ötekileştirmedir. Ötekileştirmeye artık son vermelisiniz. Kadınların imanî, insanî değerleri, evrensel hukuktan kaynaklanan hakları görmezden gelinerek üretilen bu yasak, açık bir insanlık ayıbıdır. Sahip olunan değer, birikim ve eğitimi görmezden gelen, yaşama arzusunu ve enerjisini yok eden bütün uygulamaların son bulmasını istiyoruz. Toplumsal hayatın hiçbir aşamasında sorun olarak görülmeyen başörtüsü, toplum mühendisleri eliyle sorun haline getirilmiştir.
Başlarını örten kadınların maruz kaldığı baskılara da değinen Güvendik; "yıllardır örtülü bayanlara reva görülen hukuksuz uygulamalar bir ötekileştirmedir. Ötekileştirmeye artık son vermelisiniz. Kadınların imanî, insanî değerleri, evrensel hukuktan kaynaklanan hakları görmezden gelinerek üretilen bu yasak, açık bir insanlık ayıbıdır. Sahip olunan değer, birikim ve eğitimi görmezden gelen, yaşama arzusunu ve enerjisini yok eden bütün uygulamaların son bulmasını istiyoruz. Toplumsal hayatın hiçbir aşamasında sorun olarak görülmeyen başörtüsü, toplum mühendisleri eliyle sorun haline getirilmiştir.
Başörtüsü politik hesaplaşmaların, pazarlıkların, suni ideolojik çatışmaların malzemesi değildir. Başörtüsü, inancının gereği olarak kadınların kimliğidir, kişiliğidir. Herkes kadına ait bu kimliğe ve kişiliğe insan olarak saygı duymak zorundadır" ifadelerini kullandı.
"Bugün Hayâsızlık, Fuhuş İlköğretim Çağlarına Kadar İnmiştir"
Son olarak Hükümete ve yetkililere seslenen Güvendik; "Bugün hayâsızlık, fuhuş ilköğretim çağlarına kadar inmiştir. Basında yer alan haberleri okumak ve anlatmaktan hayâ ediyoruz. Bu çirkefliklerin yegâne sebebi ise başörtüsü yasağı, artan açık saçıklık ve kız- erkek karma eğitim sistemidir.
Son olarak Hükümete ve yetkililere seslenen Güvendik; "Bugün hayâsızlık, fuhuş ilköğretim çağlarına kadar inmiştir. Basında yer alan haberleri okumak ve anlatmaktan hayâ ediyoruz. Bu çirkefliklerin yegâne sebebi ise başörtüsü yasağı, artan açık saçıklık ve kız- erkek karma eğitim sistemidir.
Hükümete ve yetkililere sesleniyoruz,
Bebelerin dahi kirlenmesine neden olan bu hayâsızlığa son verin. Topluma selametlik gelmesi için Müslüman bir kadın için en büyük bir şeref olan başörtüsünü her yerde özgür bırakın" diyerek açıklamasına son verdi. (Zeki Aras -İLKHA)
Bebelerin dahi kirlenmesine neden olan bu hayâsızlığa son verin. Topluma selametlik gelmesi için Müslüman bir kadın için en büyük bir şeref olan başörtüsünü her yerde özgür bırakın" diyerek açıklamasına son verdi. (Zeki Aras -İLKHA)