IHH: Her türlü ihlal "güvenlik" perdesi altında meşrulaştırılmaktadır
IHH Ağrı Şubesi, Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, Müslüman sivillere yönelik yapılan her türlü ihlalin "güvenlik" perdesi ile meşrulaştırıldığına dikkat çekti.
IHH Ağrı Şubesi tarafından Dünya İnsan Hakları Günü münasebeti ile bir basın açıklaması düzenlendi.
Açıklamayı IHH Ağrı Şube Başkanı Kerem Engin okudu.
Basın açıklamasında Engin, temel hakları güvence altına almak üzere İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ilan edilişinin üzerinden 71 yılın geçtiğini hatırlatarak, insan haklarının bugün geçer not alamadığını ifade etti.
"İhlallerin önlenmesi konusunda insanlık hala geçer not alamamıştır"
Kerem Engin, "Batının yol açtığı dünya savaşlarında milyonlarca sivilin hayatını kaybetmesinden sonra, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından ilan edilen bildirgeyle; yaşam hakkı, eşitlik ilkesi, masumiyet karinesi ve daha birçok temel hak sıralanarak, bunların her koşulda dokunulmazlığı kabul edilmişti. Aradan geçen zamana rağmen, bugünkü küresel tablo göstermektedir ki, ihlallerin önlenmesi konusunda insanlık hala geçer not alamamıştır. Aksine, bugün uluslararası siyaset; insan haklarını ve değerlerini bir kez daha yitirmiş görünmektedir. Üstelik temel haklar konusunda tüm insanlar eşit olduğu halde, birilerinin hayatı hala diğerlerinden daha değerli görülmektedir." dedi.
"Sivillere yönelik her türlü ihlal 'güvenlik' perdesi altında meşrulaştırılmaktadır"
Yapılan açıklamanın devamında, "Kendini tüm insani değerlerin merkezi olarak gören Batı; bugün yabancı düşmanlığı, Müslüman karşıtlığı ve nefret suçları girdabına girmişken, dünyanın diğer ülkelerinde sivillere yönelik her türlü ihlal “güvenlik” perdesi altında meşrulaştırılmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Son 10 yılda öldürülen Uygurlu Müslüman sayısı 10 bini aşmış durumda
Engin, "Bu ülkelerin başını yine Doğu Türkistan, Mısır, Suriye ve Filistin çekmiştir.
1949 yılından bu yana Çin işgali altındaki Doğu Türkistan, her yıl sistematik olarak insan haklarının ayaklar altına alındığı bir hapishaneye dönüştürülmektedir. 5 Temmuz 2009 tarihinde gerçekleşen Urumçi katliamından bu yana her yıl daha da kötüleşen yaşam koşulları, etnik ve dini bir soykırıma dönüşmüştür. Ölüm, hapis, işkence ve zorla alıkoyma uygulamaları dünyadan gelen tüm tepkilere rağmen devam etmektedir. Kesin rakamlar tam olarak tespit edilemese de insan hakları kuruluşlarının tahminlerine göre son 10 yılda öldürülen Uygurlu Müslüman sayısı 10 bini aşmış durumdadır. Bölgede halen bir milyondan fazla Uygurlu Müslüman "eğitim kampı" adı altında kurulan toplama kamplarında tutulmakta, burada insanların inançlarına aykırı dahi olsa zorla ideolojik eğitimler verilmekte ve potansiyel tehdit olarak görülenler cezalandırılmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Mısır'daki ihlaller sistematik olarak devam etmektedir"
Mısır'da devam eden insan hakları ihlallerine de değinen Kerem Engin, "Çin'deki zulmü aratmayan ihlallerin bir diğer adresi Mısır'daki Sisi diktatörlüğüdür. 2013 yılındaki darbenin ilk zamanlarındaki katliamlar zamanla azalsa da siyasi muhaliflere yönelik kaçırma, gizli alıkoyma, işkence ve infaz gibi en ağır insan hakları ihlalleri sistematik olarak devam etmektedir. Mısır rejimi cezaevlerinde çoğu İhvan üyesi siyasi gruplardan tutuklu insan sayısının 40 binin üzerinde olduğu bilinmektedir. Yüzlerce kişiye idam cezası verilmiş ve maalesef bu idamların bir kısmı ailelere bile haber verilmeden infaz edilmiştir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ise 7 yıllık işkence ve kötü muameleye daha fazla dayanamayarak duruşma esnasında hayatını kaybetmiştir." hatırlatmasında bulundu.
Engin açıklamanın sonunda ise Filistin ve Yemen'de yaşanan hak ihlallerine dikkat çekerek şöyle konuştu:
İşgal altındaki Filistin'de 2019 yılı, onlarca insanın hayatını kaybettiği Gazze saldırıları ve Kudüs'teki yıkımlarla dikkat çekerken, Yemen, Irak ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde 2019 yılı insan haklarının neredeyse rafa kaldırıldığı bir dönem oldu.
Açıklamadan sonra IHH yönetimi ve üyeleri Mısır zindanlarında tutuklu bulunan tutsakların yalnız olmadıklarını hatırlatmak için mektup yazarak Mısır'a ulaştırılması için postaneye verdi. (Ömer Adıgüzel-İLKHA)