DİYARBAKIR- Geçtiğimiz hafta açılışı gerçekleştirilen ve ders başı yapmaya başlayan İnsan Hakları Akademisi, bu gün gerçekleştirilen ikinci hafta programı ile eğitim çalışmalarına devam etti. `Türkiye`de Hukuk Mevzuatı ve İnsan Hakları` başlıklı dersin anlatıldığı eğitim programında bir sunum yapan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim görevlisi Yrd. Dç. Dr. Vahap Çoşkun \"Günümüzde siyasal iktidarın kullandığı dil, hak ihlallerini yoğunlaştırıyor\" dedi.

Önce ki hafta gerçekleştirdiği açılış ile birlikte çalışmalarına başlayan İnsan Hakları Akademisi, 3 haftalık eğitim programının startını da vermişti. Bu gün ikinci hafta dersleriyle devam eden eğitim çalışmalarına, İnsan HaklarıAkademisi Başkanı Hüsnü Öndül, İHD bölge Şubeleri Başkan ve yöneticileri ile üniversitelerin çeşitli akademik alanlarından mezun olmuş kişiler katıldı. İkinci hafta derslerine, eğitmen olarak katılan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim görevlisi Yrd. Dç. Dr. Vahap Çoşkun `Türkiye`de Hukuk Mevzuatı ve İnsan Hakları` konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Sabah ve öğleden sonra şeklinde iki oturum halinde verilen eğitim programında, ilk oturumda Türkiye ki hukuk mevzuatı hakkında terimsel ve teorik yaklaşımlara değinildi. Öğleden sonra yapılan ikinci oturumda ise güncel gelişmelerle bağlantılı, Türkiye`de ki hukuk sisteminin insan Hakları üzerindeki yansımalarına ve ihlal durumlarına dikkat çekildi. Gerçekleştirdiği sunumda siyasal iktidarın kullandığı dilin, hak ihlallerini yoğunlaştırdığına işaret eden Coşkun \"Örneğin Erdoğan`ın iktidarın karşısında duran muhalif kesimler için kullandığı söylemler, polisin bu kesimler üzerindeki tavrının değişmesine neden oluyor. Polis bu söylemlerden güç alıyor ve kendini `devlet olarak görmeye başlıyor\" dedi.

Hukuk sistemin işleyişinden kaynaklı açığa çıkan yoğun hak ihlallerinin, demokratik yaşamı ve düzeyi de gerilettiğinden bahseden Coşkun, Dünya çapında çeşitli konularda ülkeler üzerinde yapılan araştırmalarla belirlenen istatistiksel sonuçların, Türkiye`nin Demokrasi konusunda ilerleme sağlayamadığını kendilerine gösterdiğini kaydetti. \"Türkiye Dünya çapında yapılan araştırmalarda, Şeffaflık listesinde 2011 yılında 56. sırada iken, bu yıl 61. Sıraya geriledi. Dünya Bankasının `hangi ülkelerle iş yapabilirsiniz`listesinde ise 184 ülke arasında 2011 yılında 68. sırada iken bu yıl 71 sıralaya geriledi. Biliyorsunuz bir ülkedeki hukuk ve demokratik gelişme, o ülkedeki ekonomik istikrarda belirler. Dünya demokratik ülkeler sıralamasında ise 167 ülke arasında 89. sırada ve bu sıralamaya yakın yerlerde Tanzanya ve Uganda gibi ülkeler de var. Bilindiği gibi bu ülkeler melez,yarı demokratik ülkeler\" dedi.

Türkiye`de tükenene iç hukuk yollarının ardından yurttaşların sıklıkla başvurduğu AİHM hakkında çeşitli sayısal verilerle, hukuk sistemindeki oluşan zafiyete ve toplumsal yaşamın çeşitli alanlarında görülen hak ihlallerine dikkat çeken Coşkun \"2001 istatistiklerine göre
AİHM`de görülen dava sayısı 2461. Bunlardan 2404`ün de yaşam haklı tespit edilerek, Türkiye mahkum edilmiş, uyarılmış. Sadece 57 dava da Türkiye haklı bulunmuş. 729 ihlal adil yargılamadan tespit edilirken, 493 ihlal uzun yargılama süreçlerinden ve 554 ihlalde yaşam hakkı,özgürlüğü konularında tespit edilmiş\". dedi. Mahkemelerin insan algısında olumsuz bir durum yarattığını ve insanlarla yargı mekanizması arasında güven ve soğuk ilişkilerin oluştuğunu belirten Coşkun mahkemelerdeki bazı uygulamalaraşöyle değindi. \"Mahkemeler de hakimler, sanığa bir söylem yönelttiklerinde`sen` diye hitap ediyorlar. Oysa formel ilişkiler gereği size `siz` diye hitap etmelidirler. Size `sen` dendiği zaman, bu sanıkta kendini suçlu gibi hissetme psikolojisi yaratır\" dedi. (Osman İçli-İLKHA)