"Çocuklarım babasız ve onun kokusunu alamadan büyüyorlar"
Adana'da erken yaşta evlendikleri gerekçesiyle eşi cezaevine konulan 2 çocuk annesi Gülçin Engin, ilgili yasalarının kendilerini mağdur ettiğini belirterek yetkililere seslendi.
Genç yaşta evlenip çoluk çocuğa karışmış ailelerde erkeklerin "istismar" suçlamasıyla 10-15 yıl hapse mahkûm edilmesi, erkeği de kadını da çocukları da perişan ediyor. Genç yaşta evlilik yaptıkları için mağdur edilen binlerce kişinin maruz kaldığı hukuksuzluk ve yaşadığı sıkıntılar devam ediyor.
Merkez Seyhan ilçesine bağlı Gülbahçesi Mahallesi'nde kayınpederiyle birlikte ikamet eden 2 çocuk annesi Gülçin Engin'in de erken yaş evliliğinin mağdurlarından.
"Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu" iddiası ile 5 aydır cezaevinde bulunan eşi Bayram Engin'in Niğde Açık Cezaevinde kalması aile için daha zor bir durum oluşturuyor. Engin, yetkililere seslenerek mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.
Eşi Bayram Engin ile 3 yıl önce evlenen anne Engin, 5 aydır cezaevinde olan ve Yargıtay tarafından 18 yıl ceza alması beklenen eşi için yetkililerden bir an önce yardım bekliyor.
"Nikahı kıydıktan sonra sorun olmayacağını söylemişlerdi fakat başımıza bunlar geldi"
Evliliği ve mahkemeye giden süreci anlatan Gülçin Engin, "3 sene önce severek evlendik ve şuan 2 çocuğumuz var. Çocuklarımız hastanede doğduğu için o dönem benim yaşım küçük olması sebebiyle kamu davası açıldı ve eşim 18 seneden yargılanıyor. Severek ve gönül rızasıyla evlendiğim eşim şu anda ceza evinde. Çocuklarımla beraber eşimin yolunu gözlüyoruz ve ne yapacağımızı da bilmiyoruz. 6 ay önce de resmi nikâhımızı kıymıştık nikâhımızı kıydıktan sonra meselenin kapanacağını, eşimin ceza almayacağını söylediler. Çok sevinmiştik fakat nikah kıydıktan 2 ay geçmemişti ki eşim ceza aldı. En büyük çocuğumuz 3 yaşında, diğer çocuğum ise daha 2 aylıktır. Eşim küçük kızını dahi göremedi. Böyle olmasını biz de istemezdik. Polisler ve diğer memurlar nikahı kıydıktan sonra sorun olmayacağını söylemişlerdi fakat başımıza bunlar geldi. Şu anda perişan bir haldeyiz." ifadelerini kullandı.
"Eşim yanımda olsun, o bize baksın istiyorum"
Engin, "Evliliğimize dair her şeyimiz var; düğün kasetlerimiz, videolarımız, resimlerimiz var. Evlendikten sonra evimizi ayırdık ve kirada oturmaya başlamıştık eşim ceza aldığı için kayınbabamlara geldim. Evim şu anda bomboş duruyor ve ben eşim varken kayınbabamlarda kalmak, onlara yük olmak istemiyorum. Eşim her ihtiyacımı gideriyordu. Kayınbabam da olsa insan çekiniyor, ihtiyaçlarımı dile getiremiyorum. Gidecek de başka yerim yok. Öz babam var fakat o da bakmıyor. Her baba anne aynı olmuyor. Eşim yanımda olsun, o bize baksın istiyorum."
"Kocam en küçük kızını dahi göremedi"
Eşin ilk olarak Adana Kürkçüler Cezaevi'nde daha sonra cezası kesinleşmediği için Niğde'de açık cezaevine nakledildiğini aktaran Engin, "Çocuklarım küçük olduğu için eşimi görmeye gidemiyorum. Kocam en küçük kızını dahi göremedi. Oralar soğuktur, çocuklarımdan dolayı gidemiyorum. Ben devlete ne diyebilirim ki; çocuklarım babasız ve onun kokusunu alamadan büyüyorlar." dedi.
"2 çocuğumla beraber ortada kaldım"
Eşiyle severek ve isteyerek evlendikleri vurgulayan Engin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Şu an 2 çocuğumla beraber ortada kaldım. Mağduriyetimizin giderilmesini bekliyoruz. Sesimizi lütfen duyun. Siz de evlisiniz, torunlarınız var. Bunları lütfen görün. Eşlerimizin evlerine gelmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
Anne Makbule Engin (55) ise evliliğin her iki ailenin rızasıyla gerçekleştiğini anlattı.
"Madem yasaktı neden resmi nikâh kıydılar"
Haksız bir şekilde tutuklandığı için oğlunun büyük üzüntü yaşadığını ifade eden anne Engin, "Oğlum kendinde değil. Ne yiyor ne içiyor. Engelliyim, kendime bile bakamıyorum. 3 çocuğum, eşim, gelinim ve torunlarım var. Nasıl hepsine bakayım? Madem yasaktı neden resmi nikâh kıydılar?" diye sordu.
Baba Sıddık Engin (59) oğlunun evliliğinden herkesin razı olduğunu, kimsemin şikayetçi olmadığını ifade etti. Herhangi bir iş yapamadığını vurgulayan Engin, evladının bir an önce mağduriyetinin giderilmesi istedi. (Ramazan Kösedağ- İLKHA)