FARUK KUZU – ANALİZ

Ancak ne gariptir ki 16 yıldır emperyalist ve işgalci ABD’nin elinde tutuklu bulunan Afiyet Sıddıki ile ilgili bu kurumlardan bir tek kelime işitilmedi. Türkiye’de bir kadının ayağına diken batsa sokaklarda basın açıklaması yapan bu (sözde) bağımsız kuruluşlar kıyameti koparıyor, hükümete devamlı yeni yasalar çıkarması için görülmedik baskılar yapıyorlar.

Hızlarını alamayan bu dernekler İstanbul Sözleşmesi ve yuvaları dağıtan 6284 sayılı yasayı dahi az bulmakta, kadının her hal û karda desteklenmesi gerektiğini söyleyerek haksız bile olsa kocasını öldüren bir kadını savunmak için mahkemelere çıkarma yapmakta kararlarda etkili olmaktadırlar.

Muhtereme AFİYET SIDDIKİ gibi mücadelesi, inancı ve direnişiyle tüm kadınlara örnek olabilecek bir hanımefendinin hazin öyküsü sosyal medyada yaygınlık kazanırken sözde kadın savunucusu bu derneklerden hiç bir ses çıkmaması biraz garip değil mi?

Bu kuruluşların var oluş sebeplerinin bir daha ele alınması gerekir. Temelde “Kadın Hakları” için ve iyi niyetle ortaya çıkmışlarsa amaç ve hedeflerini revize etmeleri elzem” demekle yetinirdik. Ancak görünen o ki bu kuruluşlar ya hedeflerinden sapmışlar ya da başka hedeflere yöneltilmiş birer ok misali bekleyen unsurlardır. Ayrıca bu kuruluşların şimdiye kadar başörtülü veya dindar kaç kadının hakları için mücadele ettiğini ne yaptığını da incelemek gerekir.

Kadın haklarını düşündüğünü söyleyen herkesin Afiyet Sıddıki’nin hikayesini öğrenmesi, ders çıkarması, yayması ve özgürlüğü için sesini yükseltmesi gerekir.