• DOLAR 34.55
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3006.52
  • ...
İNANÇSIZLIK ÇIKMAZA SÜRÜKLÜYOR
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Muhsin Şenol-DOĞRUHABER

Toplumsal yozlaşma her geçen gün etkisini hissettiriyor. Bunun en çarpıcı örnekleri geçtiğimiz günlerde İstanbul Fatih’te ve Antalya’da ortaya çıktı. 8 Kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylar bir kez daha toplumsal değerlerimize dört elle sarılmamız gerektiğini hatırlattı. Konuyu gazetemize değerlendiren Üsküdar Üniversitesi Rektörü ve Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnanç eksikliği ümitsizliğe düşürür ve insanları bir çıkmaza doğru sürükler” sözleriyle uyardı.

“EĞER DİKKAT EDİLMEZSE YAPILAN HABERLER TEŞVİK EDEBİLİR”

Medyanın yaşanan acı olayları işleme biçimlerini eleştiren Nevzat Tarhan, “Medya, Fatih’te yaşanan olayı uzun uzun tüm detaylarıyla işledi. Bu tip haberleri duyururken topluma zarar vermeme hassasiyetinin de gözetilmesi gerekiyor. Bu tip olaylar bir anda olmaz. Bir kriz olur ve bu krizden sonra insanlar son çare olarak ölümü düşünürler ve plan yapmaya başlarlar. Eğer yaşanan olayın tüm ayrıntısını yazarsanız ve olayı kötülemezseniz bu kendisini aynı durumda görenlere bir teşvik olabilir. Depresif ruh hali olan biri ümitsizliğe kapılırsa ölüm arzusu çıkar ortaya. Eğer bu haberlerde bu düşüncedeki insanlara umut aşılayamıyorsak o zaman yaptığımız haberleri sorgulamamız gerekiyor. Haberleri verirken intihar eden kişinin ‘kahramanlaştırılması’ ve dramatize edilmesi benzer düşüncedekilerin modelleme yapmasına imkan tanır.” dedi.

“ÖVÜCÜ SÖZLERDEN KESİNLİKLE KAÇINILMALI”

‘İntiharın toplum tarafından onaylanmadığı net bir biçimde ortaya konulmalı’ diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Eskiden intihar eden birinin akrabalarının boynu bükük olurdu. ‘intihar etti’ demeye utanırlardı. Ama şimdi ‘onuruyla gitti’, ‘kimseden yardım istemedi’, gibi cümleler toplumsal baskıyı azaltır. Övücü sözlerden kesinlikle kaçınılmalı. Bu olayları verirken bu hususlara dikkat edilmesi gerekiyor. Nitekim intiharların en fazla olduğu ülkelerden Japonya’da intiharların yüksek olmasının en büyük sebeplerinden birinin bu toplumda intiharın onaylanmasıdır.” şeklinde konuştu.

“İNSANLARA GÜLER YÜZLE BİR SELAM VERMEK ÇOK ÖNEMLİ”

Bu tip olayların önüne geçebilmenin mümkün olduğunu belirten Tarhan, “Öncelikle intihar niyeti taşıyan, psikolojik tedavi gören insanlara mutlaka sosyal hizmet kurumlarının ulaşması gerekiyor. Bu arada komşuluk ilişkileri burada çok önemli. Mutlaka komşular bunu yetkililere bildirmeliler. Tabi önce kendileri fark etmeli. Bunun için mutlaka eve girerken, evden çıkarken insanlara güler yüzle bir selam vermek çok önemli. Daha sonra ihtiyaç sahibi insanlara sosyal hizmetler bu insanlara maddi-manevi destek sağlar. Bu da intiharların önlenmesi için adımlardan biridir.” ifadelerini kullandı.

“YALNIZLIK MODERNİZMİN KÂBUSUDUR”

Bu çağın en büyük sorunlarından birinin yalnızlık olduğuna dikkat çeken Nevzat Tarhan, sözlerine şöyle devam etti: “Şuan da İngiltere’de yalnızlık bakanlığı çalışmaları yapılıyor. Çünkü İngiltere’de 8 milyon yalnız insan var. İnsan ilişkisel bir varlıktır. Tek başına yaşamaya göre kodlanmadık. İnsanlar kendisiyle, ailesiyle, toplumla ve yaratıcıyla iletişim kurar. Bazı seçilmiş yalnızlar olur mesela bir bakarsınız insan öyle bir iletişim kurmuş ki yaratıcıyla, başka kimseyle iletişim kurmasına gerek kalmaz. Fatih ve Antalya’da yaşanan olaylara baktığımızda izole yaşayan iki aile görüyoruz. Komşuluk ilişkileri zayıf, sosyal destek istememişler veya alamamışlar. Burada o kişilerin yakın çevresinin de sorumluluğu vardır. Bizim kültürümüz komşuluğun önemine çok vurgu yapmıştır. Modernizmin kabusunu yaşıyoruz. Yalnızlık modernizmin kâbusudur. Bireysellik adı altında ben merkezli bir toplum ortaya çıktı. Bunu bencillik haline getirdik.”

“POZİTİF BİR ORTAM OLUŞTURMAK İÇİN ÇABA HARCAMALIYIZ”

‘Sağlam inancı olan insan ümitsizliğe düşmez’ diyen Tarhan, “Ümit duygusunu kaybetmek intihara sürüklüyor. İnanç eksikliği tatmin etmez ve ümitsizliğe düşürür. İnançsızlık aslında insanları bir çıkmaza doğru sürüklüyor. Sosyal doku da burada önem arz ediyor. Birinin ona selam vermesi veya gülümsemesi onu intihardan alıkoyabilir. Toplumun ve yerel yönetimin de dahil devlet kurumunun sorumlulukları vardır. Toplum olarak fazla siyasallaştık. Toplumda düşmanca duyguların artmaması gerekiyor. Okullarda öğretmenlerin de çocuklarla ilgilenmeleri gerekiyor ve sorunların tespitinde rol oynaması gerekiyor. Öfke ve gerilimi azaltmaya yönelik sosyal çalışmalar yapılmalı. Pozitif bir ortam oluşturmak için çaba harcamalıyız.” dedi.

 

Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu tarafından Dünya Sağlık Örgütünün belirlediği kriterleri paylaşarak medyanın daha dikkatli olması konusunda uyarılarda bulundu.

İŞTE O KRİTERLER:

1-Haberde ölme kararında rol oynayan psikososyal nedenler aydınlatılmalı, altta yatan bir psikiyatrik hastalık varsa belirtilmelidir. İntihara yol açan depresyon, madde bağımlılığı gibi hastalıkların tedavisinin olduğu vurgulanmalı ve nasıl yardım alınacağı konusunda bilgi verilmelidir. Kişilerarası ilişki güçlükleri ve çatışmalarda çözüm yollarını örneklerle belirten yol gösterici haberler şeklinde verilmelidir.

2-İntihar, haberlerde cesur bir davranış olarak sunulmamalı. Haber ilk sayfalarda, resimli, renkli ve intihar yöntemi ayrıntılı verilmemelidir.

3-Olay romantik ve gizemli bir davranış olarak gündemlenmemelidir.

4-İntihar bir çözüm yolu olarak gösterilmemelidir.

5-İntihar girişimlerinden sonra meydana gelebilecek ağır bedensel sorunlar-beyin hasarı, felç vs- tanımlanmalı ve caydırıcı bir şekilde kullanılmalıdır.

6-Kurbana bazı özenilebilecek nitelikler, dikkat çeken özellikler ve bir özel statü kazandıracak sunumlardan kaçınılmalıdır.

7-Kurbana intihar davranışıyla bir ün kazandırılmamalı, intiharın ün kazanmak için bir yol olduğu mesajı verilmemelidir.

8-Haberlerde bireylerin intihar düşünceleriyle baş etmelerine yardımcı olabilecek kurumlar, tedavi seçenekleri hakkında bilgi verilmelidir.

9-Tercihen yalnızca ölümle sonuçlanan intihar davranışı haber yapılmalı ve haber kısa, resimsiz, intihar yöntemi bildirilmeden verilmelidir.

10-Nasıl intihar edilebileceğini gösteren ayrıntılı intihar haberlerinden sakınılmalıdır.

11-Olay hiçbir şekilde geniş ve tekrarlayan biçimde haberleştirilmemelidir.

12-Lokal medya ve sağlık kurumları arası sürekli bir diyalog sağlanmalıdır.

 

NE OLMUŞTU?

Önceki hafta İstanbul Fatih’te 4 kardeş evlerinde ölü bulunmuştu. Yapılan ilk incelemelerde 4 kardeşin de siyanür içtiği belirlenmişti. Ardından yapılan detaylı araştırmalarda kardeşlerden birinin diğer üç kardeşine siyanür içirdiği ve sonradan ‘dikkat siyanür var’ yazısını yazar kendisini de siyanür içerek öldürdüğü ortaya çıkmıştı. Ardından Antalya’da bir baba iki çocuğunu ve eşini siyanürle öldürdükten sonra kendisi siyanür içerek intihar etmişti. Her iki cinayet vakasında da toplumsal yozlaşmanın boyutları gözler önüne serilmişti.

Bu haberler de ilginizi çekebilir