Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde düzenlenen program Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinden sonra Nisanur Dergisi editörü Elif Yüksek derginin misyonu, hedefi ve okurlarından beklentilerini içeren bir konuşma yaptı.

Yüksek konuşmasında; derginin bir yıllık çalışmaları hakkında bilgi verirken, derginin bundan sonraki hedeflerini ve okurlarından beklentilerini dile getirdi ve “Hiç şüphesiz, kadın ve erkek; Allah-u Teâlâ’nın en muhkem, en sırlı, en güzide sanatıdır. İnsan, halife olması hasebiyle ve irade taşıdığı cihetiyle de ayrıcalıklıdır, özeldir. Malumunuz kadını erkekten ayıran, ondan farklı kılan bir takım özellikler var. Şanı yüce Rabbimiz biz kadınları erkeklerden çok daha farklı duygu, ilgi, beceri ve bakış açısıyla yaratmış. Bir araya getirildiklerinde birebir uyuşan, birbirlerini tamamlayan ama aynı zamanda birbirlerinden farklı puzzle parçaları misali; kadın ve erkek de birbirinin tamamlayıcısıdır. Aradaki bu farklılıkları, tartışma ve üstünlük aracı kılmak akıl kârı olmadığı gibi her iki tarafın da bundan ziyadesiyle zarar gördüğü/göreceği ortadadır. Şanı yüce Rabbimiz en güzel ve en açık şekilde tarif ediyor bu bağı. Kur’an-ı Mübin’de; kadın ve erkeğin birbirleri için bir libas hükmünde olduğunu, birbirlerini sarıp sarmaladıklarını ve bu cihette maddi manevi soğuklardan, her nev’i dış etkenden korunduklarını beyan ediyor. Burada asıl mühim olan bu birlikteliği sağlayabilecek nitelikteki bireylerin varlığı ve toplumdaki konumları!” Dedi.

Yüksek konuşmasını; “İstiyoruz ki, cennetin ayakları altına serildiği şefkat kahramanları ve anne adayları; bu paha biçilmez konuma layık olabilmek için neler yapmaları gerektiğini iyice kavrasınlar ve öğrendiklerini pratiğe dökebilsinler! Bu bağlamda; ‘Kadın kimliğim benden ne ister?’ ‘Nasıl daha iyi bir eş olabilirim?’ ‘Nasıl bir anne olmalıyım?’ ve daha birçok soruyu benliklerine içtenlikle yönelttikleri gibi Nisanur’un her bir sayfasında da bu sorularına cevap bulabilsinler” sözleriyle devam ettirdi.

Elif Yüksek konuşmasının sonunda; “Elbette bir dergide en önemli unsurlardan biri de onun okur kitlesi ve içeriğine dair izlenimlerdir. Geride bıraktığımız bu bir yıl zarfında binlerce haneye giren Nisanur hakkında, hamdolsun ki hep iyi izlenimler aldık. Eleştiri ve tavsiyeler doğrultusunda daha güzel yerlere geldik. Ayrıca Nisanur’a olan ilgi ve alakanın, aydan aya daha çok arttığını sevinçle ve şükürle müşahede etmekteyiz.

Takdir edersiniz ki hayra davet eden ve hayırda yarışanlar olarak ne kadar çok haneye ulaşırsak, ne kadar çok gönle misafir olursak o kadar çok bahtiyar olacağız. Ve bu noktada zaten elinizden geleni yaptığınızın bilincinde olarak ve bundan ötürü teşekkürü bir borç bilerek Nisanur’u daha çok okuma, sahiplenme ve daha çok kişiye tanıtma gayretine girmenizi; “Hayra vesile olan onu yapan gibidir” hakikatine binaen, istirham ediyoruz…

Dergimizde her bir satırı itinayla yazıp istifadenize sunan ve sizlere ulaşması yönünde çaba sarf eden yazarlarımıza da huzurlarınızda ayrı ayrı teşekkür ediyor, Rabbimizden kalemlerini kuvvetlendirmesini diliyoruz” dedi.

Konuşmalar arasında okunan şiirler programa katılanlar arasında duygulu anların yaşanmasına neden olurken, okunan ezgiler de programa farklı bir renk kattı. Programa konuk konuşmacı olarak katılan Zeynep-Der Başkanı Sabiha Ateş Alpat yaptığı konuşmada Müslüman kadının misyonuna vurgu yaptı.

Alpat konuşmasında özetle; “Biz irademiz ile ‘la’ dediğimiz, Allah’ı ilah olarak kabul ettiğimiz için; Allah’ın bizim için öngördüğü terbiye dışında hiçbir terbiyeye boyun eğmemeliyiz. Mümin bir kadın, Kur’an’a uymayan her ne varsa elinin tersiyle itendir. Birinci anlamda Müslüman kadının misyonu kulluktur. İkinci misyonu ana olmaktır. Çocuk doğurmak değil değerli kardeşler! Ana olmak rızık endişesiyle kızlarının başını açıp okullara sürmek değildir. Ana olmak demek kul yetiştirmek demektir. Bir diğer misyonu evlat olmak, anaya babaya ‘öf’ bile dememek; dünyalık şeyler için onları incitmemektir. Bir başka misyonu hakkıyla ‘eş’ olmaktır. Müslüman bir kadının en önemli bir diğer görevi toplumsal bağlamda gocunmadan, komplekse kapılmadan tesettürünü muhafaza etmektir” konularına değindi.

Ayrıca Sabiha Ateş Alpat; “Nisanur’un yürüyüşü kutlu olsun. Allah ayaklarımızı ve kalbimizi bu yolda sabit kılsın ve bizleri sadece slogan atan, sadece yazan, sadece konuşan kimselerden kılmasın inşallah…” temennilerinde de bulundu.

Sonrasında söz alan Nisanur Dergi’si yazarlarından Şükran Kaya ‘Anne Çocuk İlişkisi’ üzerine yaptığı konuşmada; Nisanur Dergisi’nin anne eğitimine verdiği önemi dile getirdi. Kaya konuşmasında annelerin çocuklarını eğitirken “Çocukların kulaklarından değil, gözlerinden eğitildiği” hakikatine binaen annelerin çocukları için iyi örnek olmaları gerektiğini vurguladı.

Kaya, konuşmasına; “Çocuklarımızı 5-6 yaşlarına kadar özenle eğittikten sonra çevre faktörüyle karşılaştıkları zaman da yalnız ve ilgisiz bırakmamalı onların arkadaş çevresini tanımaya çalışmalıyız. Çocuklarımızı arkadaş gibi dinleyeceğiz. Dikkat edelim arkadaş olmayacağız, arkadaş gibi dinleyeceğiz. Onların bizim arkadaşlığımıza değil anne babalığımıza ihtiyaçları var. Anne baba olacağız ve bu sayede onlar daha küçükken onlara sevgi ile yaklaşıp eğitmeye devam edeceğiz inşallah” sözleriyle devam etti.

Program okunan duanın ardından son bulurken, konuklara ikramda bulunulup, derginin son sayısı hediye edildi.

Hamdullah Sevim - İLKHA

Video Hazırlanıyor