'Asıl hedef evde çocuklarını yetiştiren annelere destek verilmesi olmalı'
Çalışan annelere verilecek mali destek projesini değerlendiren kadın yazar ve ilahiyatçılar, Bakan Zehra Zümrüt Selçuk'a seslenerek; çocuklu annelerin evinde çocuğunu yetiştirmesinin teşvik edilmesi gerektiğini söylediler.
Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği (AB) Delegasyonu ile birlikte 7 ilde 0-60 aylık arasındaki çocuklarını bakanlıklara bağlı kreş, anaokulu veya gündüz bakımevine gönderen sigortalı çalışan 10 bin 250 kadına her ay 100 Euro mali destek sağlanacağını açıklamıştı.
Evde çocuk yetiştiren annelere değil, sadece sigortalı çalışan annelere desteklerin sağlanmasına yönelik açıklamalara tepkiler sürerken, bu proje anneliği bitirmeye, kadını annelikten caydırıp evinden dışarı çıkarmaya ve aileyi dağıtmaya yönelik bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Konuyla ilgili İLKHA mikrofonlarına konuşan Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP) Genel Koordinatörü ve aynı zamanda Nisanur Dergisi Yazarı Arzu Demir ve İlahiyatçı Selamet Rüzgar, projeye sert tepki gösterdi.
Projedeki asıl amacın çocukları annelerden koparmak, sevgisiz bir şekilde büyümelerini sağlamak olduğunu belirten Demir ve Rüzgar, Bakan Zehra Zümrüt Selçuk'a seslenerek şu an yapılması gerekli olan şeyin; çocuklu annelerin evinde çocuğunu yetiştirmesinin teşvik edilmesi olduğunu belirtti.
"Skandal bir karar"
Bakanlığın AB ile ortaklaşa uygulamış olduğu bu projenin yanlış ve aile kurumuna zarar verdiğini söyleyen Demir, "Aile Bakanlığı yine skandal bir karar ve projeyle tekrardan gündeme bomba gibi düştü. Bakanlık, çocuklarını bakanlıklara bağlı kreş, anaokulu veya gündüz bakımevine gönderen sigortalı çalışan 10 bin 250 anneye her ay 100 Euro yardım yapacağını açıkladı. Ardından bu projenin de amacını açıkladı. Projenin amacının sözde aileye bir arada tutmak, aileyi güçlendirmek için yapıldığı söylendi. Avrupa destekli bir proje ve fonu da tamamen onlara aittir. Bu projenin asıl amacı, çocukları annelerinden koparmaktır. Projeyle 0-60 ay dediğimiz anneye en çok ihtiyaç duyduğu dönemde çocukların annelerinden uzaklaştırmak olduğu göz önündedir. Bu dönemde normalde çalışan anneler izin sürelerini kullanmakta ve vakitlerini çocuklarıyla geçirmektedir. Ama bakanlık bunu kabul etmiyor ve bu dönemde kadını çalışmaya teşvik ediyor." dedi.
"Sevgiyi en güzel anne verir"
Dönem dönem süslü kılıflarla bu tür projelerin kadınların önüne sürüldüğünü vurgulayan Demir, "Büyük bir çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede, Avrupa Birliğinin bu şekilde bir fon ayırıp 165 milyona yakın bir meblağ ile bu projeyi destekleyeceğini açıklaması düşündürüyor. Şimdi biz diyoruz ki; çocuklar annesiz, şefkatten ve merhameten uzak büyümesin. Sevgisiz büyümesin. Özellikle kişiliğin şekillendiği, ahlaki bazı özelliklerin edinildiği bir dönemde kreşe gönderilen çocuklar annesiz büyüyor. Çocuğa annesinden daha çok şefkatli davranacak hiçbir eğitimci yoktur. Sevgiyi en güzel anne verir. Sevgiden uzak büyüyen nesiller etrafına ve topluma ne kadar sevgi verebilir ki?" diye konuştu.
"Annelerden anneliklerini almayın"
Projenin tamamen aileyi birbirinden koparma ve parçalama adına öne sürülmüş bir proje olduğunu ifade eden Demir, son olarak şunları söyledi:
"Biz biliyoruz ki, sağlıklı toplumlar sağlıklı ailelerden çıkar. Sağlıklı aile ve toplumların olabilmesi için annelerin anneliğini lütfen onlardan almayın. Bırakın anneler anneliklerini evde yapsınlar. Mademki aileyi bir arada tutmak istiyorsunuz Sayın Bakanım! Size düşen, evde çocuklarını yetiştiren annelere bu şekilde bir destek verip aile birliğini ev ortamında sağlamanızdır."
Karara tepki gösteren İlahiyatçı Selamet Rüzgar ise annelerin dışarı çıkmasının teşvik edilmesinin aileyi yok etmeye yönelik bir durum olduğunu kaydetti.
"Annenin görevi kendi ailesinin ve çocuklarının muhafızı olmaktır"
Kadına en güzel rolün İslam'ın biçtiğini belirten Rüzgar, "Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Avrupa Birliği delegasyonuyla beraber hazırladıkları karara göre 0-60 ay yaş aralığındaki çocuklarını gündüz bakımevi, kreş ve anaokuluna gönderen ve çalışan sigortalı annelere her ay olmak üzere 24 ay boyunca 650 TL civarında bir maddi destek sağlanacağı kararı açıklandı. Alınan bu karar tüm yönleriyle İslam'ın en temel birimi olan ailenin en önemli ferdi olan anneyi yozlaştırma çabasıdır. Yüce Rabbimizin yeryüzünde tesis ettiği ilk müessese olan aile ve bunun en önemli ferdi olan annenin ilk görevi, kendi ailesinin ve çocuklarının mürebbisi, muallimi ve muhafızı olmaktır. Anneden; bunu bırakıp dışarı çıkmayı, anneliği bırakarak dışarı çıkmasının teşvik edilmesi aileyi yok etmeye yönelik bir olaydır. Günümüzde suç oranlarının ve özellikle aile içi şiddetin artmasındaki en büyük etken fertlerin sağlıklı ve İslami sınırlar içerisinde büyüyememeleri ve buna olanak sağlanamamasıdır. Zira Allah'ın kadın için biçtiği rolden daha güzel bir rol olabilir mi?" ifadelerini kullandı.
"Annelerinden alınan çocukların faydalı birey olarak yetişmesi mümkün müdür?"
Çocuklara en güzel sevgiyi annelerin verebileceğini, bu yüzden annelerin çocuklarıyla birlikte kalmasının teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizen Rüzgar, şöyle konuştu:
"Günümüzde İslam âlimlerinin üzerinde çoğunlukla durduğu en önemli husus vardır. Özellikle 5 yaşına gelen çocukların en büyük ihtiyacı koşulsuz, menfaatsiz ve şartsız bir sevgi; fedakârlık, takdir edilme ve onaylanma duygusudur. Bir çocuğa annesinden daha güzel bunu kim verebilir ki? O halde yapılması gereken en önemli, anlamlı ve doğru şey; çocuklarımızı anneleriyle beraber kalmaya teşvik etmek, anneleri buna teşvik etmek ve bakanlığın buna maddi destek vermesini sağlamaktır. Şimdi soruyorum annelerinden alınan çocukların kendisine, ailesine, topluma ve ülkesine faydalı bir birey olarak yetişmesi mümkün müdür? Bunun en uygun şekli insanların kendi aile ortamlarında İslami hassasiyetler çerçevesinde büyütülmesi ve topluma kazandırılmasıdır." (Mehmet Fatih Akgül-İLKHA)