ABD Başkanı Donald Trump'ın, "Barış Pınarı Harekatı"nın başladığı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Suriye'nin kuzeydoğusundaki durumla ilgili anlaşma çağrısı yaptığı bir mektup kaleme aldığı belirtildi.

İlk olarak Twitter'dan paylaşılan mektup, daha sonra Beyaz Saray tarafından da teyit edildi.

Trump'ın, Suriye hakkında Kongre liderleriyle yaptığı toplantıda, Türkiye'nin askeri operasyonuna yeşil ışık yakmadığını ispatlamak için Erdoğan'a "ağır bir üslupla" mektup yazdığını söylediği bildirildi.

Trump daha sonra, Temsilciler Meclisi'nde azınlık lideri Cumhuriyetçi Kevin McCarthy'den mektubun kopyasını masadakilere dağıtmasını istedi.

Trump, Erdoğan’a hitaben yazdığı 9 Ekim tarihli mektuba "Gel iyi bir anlaşma yapalım." sözleriyle başlıyor. "Sen binlerce kişiyi katletmekten sorumlu olmak istemezsin." diyen Trump, kendisinin de Türkiye ekonomisini yerle bir etmekten sorumlu olmak istemediğini ancak bunu yapacağını söylüyor.

Mektubun devamında şu ifadeler yer alıyor:

"Sorunlarınızı çözmek için çok uğraştım. Dünyayı hayal kırıklığına uğratmayın. Muhteşem bir anlaşma yapabilirsiniz. General Mazlum sizinle müzakere yapmak istiyor ve hatta geçmişte hiç yapmadığı türden taviz verebileceğini söylüyor. Bu işi insani ve doğru şekilde yaparsan tarih seni iyi anar. Eğer kötü yaparsan tarih sizi şeytani olarak görür. Sert olma. Aptal olma. Seni sonra arayacağım."

Mektubun üzerinde 9 Ekim 2019 tarihi olduğu görülüyor. Bu tarih, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda başlattığı "Barış Pınarı Harekatı"nın başladığı güne denk geliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, mektuba, harekâtı başlatarak yanıt verdiği öne sürülüyor.

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir devlet yetkilisi de "Bu mektuba verilmiş en net cevap 9 Ekim tarihinde, saat 16:00’da verilmiş olan cevaptır. Bu cevap Barış Pınarı Harekâtı'dır. Erdoğan tarafından arabuluculuk teklifi reddedilerek çöpe atılmıştır. Trump, teröristlerle arabuluculuk teklifi gibi adımlarla Erdoğan'a bir şey yaptıramayacağını görmüş olmalı. Erdoğan kendi pozisyonunu değiştirmeden diğer aktörleri kendi pozisyonuna yaklaştırmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.

Söz konusu mektup hakkında, Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve İletişim Başkanlığından da hâlâ herhangi bir açıklama yapılmadı. (İLKHA)