ABD'nin zulmü altındaki Afiyet Sıddıki'ye yapılanları anlattı
Emperyalist ABD’nin biyolojik silahlarını etkisiz hale getirmek için bir program geliştiren ve 11 yıldır ABD zindanlarında esir tutulan Âfiyet Sıddıki hakkında bir mektup kaleme alan kardeşi Fevziye, ABD zulmünü bir bir anlattı.
Emperyalist ABD'nin korktuğu kadın: Âfiyet Sıddıki
Emperyalist ABD’nin milyarlarca dolar sarf ettiği biyolojik silahları etkisiz hale getirmek için bir program geliştiren Pakistanlı nöroloji uzmanı Âfiyet Sıddıki, yalan ve ithamlarla 11 yıldır ABD zindanlarında büyük bir zulme maruz bırakılıyor.
Afiyet Sıddıki'nin kız kardeşi Fevziye Sıddıki, kaleme aldığı bir mektupla ABD'nin yaptığı zulümlere dikkat çekti.
Mektubunda kız kardeşinin işkence ve cinsel istismara maruz kaldığını anlatan Fevziye Sıddıki, 17 yıldır kız kardeşini hiç görmediğini, 3 yıldır sesini bile duymadığını ifade etti. Fevziye, şu an ise kız kardeşinin hayatta bile olduğundan haberinin olmadığını aktardı.
Fevziye Sıddıki'nin, kız kardeşi Afiyet Sıddıki hakkında kaleme aldığı mektup şöyle:
Afiyet, üç çocuk annesi, tek tutkusu kendi insanlarını eğitimle buluşturmak olan mükemmel bir Müslüman kadındır. Bu amaçla aralarında MIT ve Brandies gibi Amerikan üniversitelerinin de bulunduğu en iyi kurumlarda eğitim gördü.
11 Eylül 2001 sonrasındaki o karanlık dönemde, şimdi rağbet görmeyen "teröre karşı savaş konsept"inin kurbanı oldu.
3 Mart 2003 tarihinde, biri 6 aylık diğerleri 3,5 ve 6 yaşında olan üç çocuğu ile birlikte Karaçi'de (Pakistan'da bir şehir) bir caddede ortadan kaçırıldı ve gizli bir hapishaneye konuldu. Afiyet daha sonra Bagram cezaevinde ortaya çıktı. Orada gördüğü işkenceler ve işkence sırasındaki çığlıkları bugün artık sır değil. O zaman 6 aylık olan çocuğu hala bulunmadı.
Efendim, hikâye uzun fakat 2008 yılında insan hakları konusunda yürütülen 5 yıllık mücadele sonrasında kısa bir süreliğine nerede olduğu ortaya çıktı ve sonrasında Afganistan'da ABD askerleri tarafından vuruldu. Her hangi bir kriminal delil olmadan bir M4 tüfeğini kapmak ve gardiyanı vurmaya çalışmak ile suçlandı. (Ne parmak izi, ne mermi, Afiyet'i vuran ve yakın mesafede yapılan atış dışında ne de başka bir atış yapıldığına dair bir delil vardı.) Olayla ilgili yayınlanan görüntülerde şaşkınlığı ve işkence gördüğüne dair izler görülebiliyordu.
FBI, çok kapsamlı incelemeler yapmasına rağmen tamamen kapalı odada M4 tüfeğinin ateşlendiğine dair bir delil bulamadı. Deliller Afiyet'in iddia edildiği gibi asla askerlere ateş etmediğini göstermişti. Bunun başka bir mümkünatı yoktu. Bu nedenle Afiyet masumdu.
Buna rağmen kendi seçtiğimiz avukatla savunma yapmamıza izin verilmedi. Bilimsel deliller tamamen Afiyet'in lehine idi. Buna rağmen 11 Eylül'ün intikamı alma duygusuyla ile hareket eden bir hâkim tarafından 86 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Kendi seçtiği bir savunma avukatı olmadığı duruşmalarda, ABD ve Pakistan tarafından kendisine tahsis edilen savunma ekibi, onu savunacağına daha çok Afiyet ve çocuklarının başına getirilenlerin üzerini örtmek için çalışmışlardı.
O zamandan beri Afiyet Teksas'ın Forth Worth kentindeki Carswell üssünde ABD'nin yasal "korku evi" olarak bilinen hapishanede tutulmaktadır.
17 yıldır kız kardeşimi hiç görmedim. 3 yıldır sesini bile duymadım.
Bize anlatıldığına göre oradaki yöneticiler ve gardiyanlar, Afiyet'in dini duygularını hedef alarak sürekli kendisine taciz ve hakaretlerde bulunmak için hiçbir fırsatı kaçırmamaktadır. Onunla iletişim kurma imkânımız olmadığı için orada olanları hayal bile edemiyoruz.
Hatta bir aile üyesine Afiyet'i ziyaret etme izni verildiği zaman bile, çıplak yapılan üst aramasından dolayı ziyaretçi, adeta kardeşime yönelik bir tecavüz yaşandığına dair bir duyguya kapılmaktadır.
Kız kardeşimin hayatta olup olmadığını ve ruh sağlığının ne durumda olduğunu bilmiyorum.
Annem hasta, görme problemi var. Ayrıca kalbinde ve böbreklerinde de rahatsızlık var. Tek arzusu kızını bir daha görebilmek.
Lütfen bunu bilin ki zengin veya güçlü bir aile değiliz. Fakat Allah'ın lütfüyle, Afiyet'in davası kendi kendine bir momentum kazandı. Afiyet Pakistan'da ulusal gurur, onur ve namusun sembolü oldu. Afiyet artık Pakistan'da milletin kızı olarak adlandırılıyor. Hikâyesi, Pakistan'da iktidar sahiplerinin çifte standartının ve yaşanan ihlallerin sembolü oldu.
Hikâyesi sıradan insanlara dokundu. Bu nedenle bir sembole ve "yaşayan bir şehide" dönüştü.
O, Pakistan'da halkın kızıdır. O ümmetin kızıdır. Dünyanın her yerinde insanlığın annesidir.
Burada eklemek istiyorum ki biz politik bir aile değiliz, Afiyet de öyle. Hatta mahkemesinin sonunda kendi adına her hangi bir şiddet hareketine girişilmemesini istedi. Kendisine ceza veren hâkimi bile af etti.
İnanıyorum ki, bu talihsiz bir yanlış anlaşılmadır. Hâlâ umuyorum ki birgün ABD'li liderler insan haklarını gözetir ve adaleti sağlayacak adımlar atarlar.
Afiyet'in hiç kimseye bir tehdit olmadığı çok açıktır ve asla hiç kimse için bir tehdit de olmaz.
O'nun tek arzusu çocuklar için eğitim fırsatlarını artırmaktır.
Umarım bu mektup, kız kardeşimin çektiği zorlukları ve benim yaşadığım duyguları gerektiği gibi özetlemiştir.
Bilgilerinize sunulmak üzere IJN soruşturma raporu ve graphic Novel ilişikte gönderilmiştir. Umuyorum ki, hakikatin ve adaletin gerçek değeri masum kız kardeşimin etrafında oluşan manevi iklim vasıtasıyla görülecektir.
Teşekkür ederim.
Dr. Fevziye Sıddıki
Nörolojist, Epilepsi Uzmanı (İLKHA)