Muhafazakâr kesim olarak biz onun yaptığı haber programını seyrediyoruz da, o neden bizden birinin yaptığı haberi zararlı görüyor?

Yoksa başörtüsüyle çalışan kadın, televizyonda porno film mi çekecek?

Ahlâka aykırı bir davranış mı sergileyecek?

Hırsızlığı, müstehcenliği ve uyuşturucuyu mu güzel gösterecek?

Hayret bir şey!

Mini etekli bir bayan, kanala ne gibi fayda veriyor da başörtülü zarar veriyor? Ben bu zararı merak ediyorum.
Acaba kıldığı namaz, tuttuğu oruç mu?

Yoksa “Ben güzel ahlakı tamamlamak için geldim” diyen peygamberin izinde olmak mı?

Artık şu tabular yıkılsın. Şu bağnazlıktan kurtulunsun. On yıldır başörtülü hanımların beyleri ülkeyi idare ediyor. Onlar size ne zarar verdiler de bir başörtülü haber yaptığında zarar verecek?

 

Ne yazık ki, şu bizim aydınlarımızda başörtüsü düşmanlığı bir türlü bitmiyor. Sanırım başörtülülere “öcü” gibi önyargıyla yaklaşmak bulaşıcı hastalık gibi birbirlerine bulaşıyor.

Başörtüsüne karşı olan bu hazımsızlığın sebebi doğrusu araştırılmaya değer. Ülke genelinde yapacağımız bütün işler bitti de hala başörtülülerle uğraşmamız mı kaldı? Başörtülü hanımların beylerinin yaptıkları onca güzellikten sonra hala başörtülünün zararından bahsedilmesine akıl sır ermiyor.

Cumhuriyetten bu yana yapılan başörtüsü tartışmasının sonuna geldik, diyoruz. Hiç ummadığımız birisi çıkıp umulmadık bir laf ediyor.

Yeter artık bu bağnazlığa bir son verelim!

Bu memleketi kurtaran kadınlar başörtülüydü. Şimdi de onların torunları başörtülü. Sanırım başörtülülerle yaşamaya alışılsa iyi olacak. Çünkü bu millet başında eşleri başörtülü olanları istiyor. Onları seviyor ve seçiyor. Başörtülülere laf etmek milli iradeye laf etmektir.

Ve Sayın Birand milletin bu tavrının rağmına söylediklerin ayıp olmuyor mu?

 

Gülay Atasoy/moral haber