Hüseyin Sağlam / Analiz

 

Türkiye’nin Suriye’deki Kürt politikasının makinesine dönüşmesinden dolayı ismi “İstanbul Konseyine” çıkan SUK’un Clinton tarafından veto edilmesinden sonra yapay muhalefetin tüm unsurlarının 3-11 Kasım tarihleri arasında Katar’ın başkenti Duha’da bir otele hapsedilerek adına “Clinton Konseyi” denen yeni bir muhalif cephenin oluşturulmasının detayları, özgürlüğe adanan Suriye karmaşasında “Vay be!..” dedirtecek ifşaatlarla gün yüzüne çıkmaya başlıyor.

Kuveyt Ümmet Partisi Üyesi Dr. Faysal el-Hamd’ın, önce El Cezire’de, sonra da kendi Twitter hesabında duyurusunu yaptığı ifşaat, yeni muhalif cepheyle ABD, Türkiye, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında, Esad sonrası Suriye için öngörülen anlaşma metninden oluşuyor. Anlaşmanın detaylarını açıklayan Faysal el-Hamd, “Bu, ihanet anlaşmasıdır. Komplo sadece Suriye’yi değil tüm ümmeti hedeflemektedir” diyerek, anlaşma maddelerini, toplantıyı terk eden delegelerden aldığını belirterek şöyle sıralıyor:

1- Suriye Arap Cumhuriyeti Ordusu’nun sayısı 50 bine düşürülecek ve ordu savunma ordusuna dönüştürülecek,

2- Suriye, Golan’dan sadece siyasi yollarla hak talep edebilir. İsrail’le Suriye arasındaki barış görüşmeleri, Amerika ve Katar’ın gözetiminde gerçekleştirilecek,

3- Amerika’nın gözetiminde Suriye’deki kimyasal ve biyolojik silahlar ve tüm füzeler Ürdün’e nakledilecek,

4- Suriye, İskenderun vilayeti (Hatay) hakkından vazgeçecek ve Halep ile İdlip şehirlerindeki bazı Türk köylerini, Türkiye’ye bırakacak,

5- PKK’nın tüm mensupları Suriye’den dışlanacak, istenen PKK’lılar teslim edilecek, PKK terör örgütü listesine konulacak,

6- Rus ve Çin şirketleriyle şimdiye kadar imzalanan tüm silah ve yer altı zenginliklerinin araştırılması anlaşmaları iptal edilecek,

7- Katar’ın doğalgaz boru hatlarının, Suriye ve Türkiye üzerinden AB ülkelerine aktarmasına müsaade edilecek,

8- Türkiye’nin Atatürk Barajı’ndan su boru hatlarıyla Suriye üzerinden İsrail’e su ulaştırmasına müsaade edilecek,
9- Savaş sırasında Suriye’de yıkıma uğrayan binalar, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından imar edilecek, Katar, BAE ve Amerika her türlü imar ve keşif imtiyazına sahip olacak,

10- İran, Rusya ve Çin’le ilişkiler sınırlandırılacak, Filistin direniş hareketleriyle ilişkiler kesilecek,

11- Suriye’de yeni kurulacak rejim, Liberal İslam esaslarına uygun olacak,

12- Bu anlaşma, Suriye muhalefetinin yönetimi devralmasıyla yürürlüğe girecektir.

Hemen belirtelim ki, bu toplantıya “Aşırı dinci” kategorisine alınan selefi gruplar çağrılmamıştır. Suriye İhvanı ise, delegasyonun içerisinde yer alanlardandır. Anlaşma metnini açıklayan kaynak belirtilmiştir. Eğer bu anlaşma gerçek değilse, o halde Amerika’nın SUK’u devre dışı bırakarak yeni bir muhalefet cephesi oluşturması ve diğer müdahil ülkelerin yoğun çabaları tamamen “insani” reflekslerin sonucudur.

O halde “Yaşasın Amerika!; Çok yaşa Hillary!” demek boynumuzun borcu olmaktadır!